Benim savcım göreve

Güncelleme Tarihi:

Benim savcım göreve
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 31, 2010 10:15

Ligin daha 3. haftası ve takımların ne verip veremeyeceği belli değilken...

Haberin Devamı

Futbolu sevenler;
Rekabet olsun...
Adalet olsun...
Hak eden kazansın düşüncesi ile ekrana kilitlenmişken...
Futboldan değil...
Yalnızca nefretten ve paradan nemalananlar...
Halkın tepkisini çekip gündeme oturmak istekleri için su bulandırmaya çalışıyorlar...
Ya da iyice geri planda kalmanın korkusu ile yanıp tutuşuyorlar...
Çünkü bu tarz insanlar sürekli ekranda olmaya ve popülerliğe alışkın...
Nasıl olursa olsun, yeter ki popüler kalsınlar...
Kulüpler, yöneticiler, kim zarar görürse görsün…
Umurlarında değil…

**

Bahsettiğim program Kanaltürk’ün Telegol programı…
Orada konuşulanlar futbolun çok dışında…
Niyet belli reyting ve rant…
Bilmeyenler için söyleyelim teknoloji adı altında gerçek görüntülerden elde ettikleri animasyonları direkte patladı…
Yaptıkları kurnazlık, Digitürk tarafından gönderilen açık mektup sonrası Kanaltürk yönetiminin geri adım atmasıyla sonuçlandı…
Demeçleriyle Türk futboluna zarar verenler, aynı zamanda kendi yönetimlerini de zor durumda bırakmayı başardılar!
Sonuç?
Yapacakları tek şey kaldı…
Futbolda kaos ortamı yaratmak…
Çünkü kaos ortamından en fazla yara alacak kurum yine Digitürk…
Milyonlarca lira harcayan ve kazanmaya mecbur olan bir kurum…
Ortaya attıkları "Beşiktaş ve Trabzon'a lig kalırsa olumsuz etkileniriz" teorisi gülüp geçilmesi gereken bir teori değil…
Kimse demokratik konuşma hakkından bahsetmesin…
Bir sınır vardır ve o sınır fazlasıyla aşıldı…
Ekran başında takımların gönül vermiş milyonlarca futbol sever gülüp geçemez…
Yarın tribünlerde malum şahıslara gelecek sert tepkiler ne olacak?
Binlerce insanı dolaylı yoldan şiddete teşvik etmek değil midir?
Bu ülkede demokrasi kadar adalet mekanizması var…
Savcılar var…
Hatta ve hatta yürürlükte olan bir kanunumuz var…
Spor müsabakalarında şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair kanundaki;

Haberin Devamı

Yayın yasağı; madde 16 şöyle der;

"Basın ve yayın organları; söz, yazı veya davranışlarla spor kulüplerini, taraftarlarını, spor adamlarını şiddete, kulüpler arası husumete veya suça teşvik edici eylem ve davranışlarda bulunamaz, eleştiri amacı dışında aşağılayıcı yorum veya haber yayınlayamaz."

Haberin Devamı

Açık seçik belli…
Gereken derhal yapılmazsa henüz 3. haftası oynanmış Süper Ligin 30. haftasına gelindiğinde neler konuşulur hayal etmek zor olmasa gerek!

**

Halk artık çok iyi biliyor; ekranlarda sadece futbol konuşanlar ayakta kalacak...
Sadece futbol konuşulacak demek hatalardan bahsedilmeyecek anlamına gelmemeli...
Hataları eleştirmek ve hataların düzelmesi için bir şeyler söylemek çok farklıdır...
Hata düzelsin ki, eşit rekabet koşulları altında takımların gösterdiği performans etkilenmesin...
Ama ne olursa olsun sinek küçüktür ve mide bulandırır...
Telegol programında söylenen teori futbolda rekabeti baltalayan ve hem izleyenleri hem de karar verenleri etki altında bırakan kirlenmiş bir düşünce yapısından meydana gelmektedir...
Adaletten gereğini yapmasını beklemek gibi, bilinçli izleyici olup böyle bir programa prim tanımamak en güzel tepki olacaktır…

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!