Zoraki seksi

Güncelleme Tarihi:

Zoraki seksi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 20, 2007 00:00

Erkeksi olmaktan hoşlanıyor, kız muhabbetlerini pek sevmiyor ve kendisi için; "Kara kaşlı, kara gözlü bir şeyim, güzel değilim işte" diyor. Kanal D’nin yeni dizisi "Zoraki Koca"nın kasabalı kızı Ayşe’yi canlandıran Özlem Yılmaz, Tempo dergisinin bu haftaki sayısına konuştu.

Özlem Yılmaz, henüz 21 yaşında. Dizleri yara bere içinde, kolu futbol oynarken bir rövaşata sırasında sakatlanmış. Çekim için manikür yaptıralım dediğimizde, "Manikür mü, ben mi?" diyor, topuklu ayakkabıları, elbiseleri hatrımız için giyiyor. Bir ara sahiden düz duvara da tırmandı! Sanırsınız bir oğlan çocuğuyla birliktesiniz. Ama sıra poz vermeye geldi mi, ondan güzel bakanı zor bulunur.

n Güzel bir oyuncu görünce, "Acaba mankenlikten mi transfer?" diye düşünmeye başlıyor herkes. Siz sadece oyuncusunuz değil mi?

- Evet, ben oyunculuk eğitimi aldım ve ölene kadar da oyunculuktan başka bir şey yapmak istemiyorum. En büyük hayalim, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na girmekti. Sınavlara Müşfik Kenter’le çalıştım ama o dönem babam vefat edince yarıda bıraktım, her şeyden vazgeçtim. Toparlandığımda, sınavı çoktan kaçırmıştım ve bir sene daha kaybetmemek için Müjdat Gezen Aktör Stüdyo’ya girdim. Okul bitince de sırasıyla "Rüyalarda Buluşuruz", "Felek Ne Demek", "Karagümrük Yanıyor" ve "Dicle" isimli dizilerde rol aldım.

n "Zoraki Koca" şimdiden reyting birincisi oldu. Bu başarısının sırrı ne sizce?

- Birinciyiz diye çok fazla kaptırmak istemiyorum aslında. Dizinin sevilmesinin nedeni, eski Türk filmleri tadındaki hikáyesi. Zengin şehirli delikanlıyla kasabalı kızın aşkı ilgi çekti...

n Kasabanın yaban çiçeği Ayşe, erkeksi ve sert bir kız. Benzer yönleriniz var mı?

- Evet, var. Ama ben Ömer’in yaptığı şımarıklıklara o kadar katlanmam. Gider hemen ailesine söylerim. Öldürürüm onu hatta! Ayşe pek hanım hanımcık, bense daha rahatım. En büyük ortak yanımız ise Fenerbahçeli olmamız...

n Fenerbahçe fanatikliği mi var?

- Fenerbahçe benim için tutku. Ayşe’nin Fenerbahçeli olmasına biraz da sebep benim aslında. Senaryoya kattığım şeyler var. Önce Galatasaraylıydım ama doğru yolu bulup Fenerbahçeli oldum. Kombine biletim var.

n Diziyle ilgili forumlarda, güzelliğinize övgüler yağıyor. Kendinizi güzel buluyor musunuz?

- Kendimde çok kusur bulur, çoğu zaman aynaya bakıp kendime, "Niye sen bugün bu kadar tipsizsin?" derim. Öyle abartılacak bir güzelliğim olduğuna inanmıyorum. Klasik bir Türk kızıyım. Kara kaşlı, kara gözlü bir şeyim işte...

n Dizideki Ömer karakteri kendine aşırı güvenen, kasıntı bir zengin çocuğu... Gerçek hayatta böylelerine pas verir misiniz?

- Evet, hem de hemen... Belki ilk önce terslerim, ama içten içe de hoşuma gider. Ben hergele erkeklerden hoşlanırım.

n Zoru seviyorsunuz yani?

- Zor diye bir şey yok. Hiç kimse zor değil bence. Erkekler çok oyun oynuyor, o kadar.

n Siz oyun sever misiniz?

- Ben çok açıksözlü bir insanım. İlk günden, "Ben buyum kardeşim" derim. Denenmekten hoşlanmam. Yalandan nefret ediyorum.

n Bu konuda canınız yanmış galiba?

- Evet, yandı ama onun da başını yaktım. Dışarıda olup "Evdeyim, uyuyorum" diyenler oluyor; başıma çok geldi, onlara dayanamıyorum. Beni üzmemek için bile yalan söylemesin. Ama ben söyler miyim, evet söylerim! (Kahkahalar)

Özlem Yılmaz, henüz 21 yaşında. Dizleri yara bere içinde, kolu futbol oynarken bir rövaşata sırasında sakatlanmış. Çekim için manikür yaptıralım dediğimizde, "Manikür mü, ben mi?" diyor, topuklu ayakkabıları, elbiseleri hatrımız için giyiyor. Bir ara sahiden düz duvara da tırmandı! Sanırsınız bir oğlan çocuğuyla birliktesiniz. Ama sıra poz vermeye geldi mi, ondan güzel bakanı zor bulunur.

n Güzel bir oyuncu görünce, "Acaba mankenlikten mi transfer?" diye düşünmeye başlıyor herkes. Siz sadece oyuncusunuz değil mi?

- Evet, ben oyunculuk eğitimi aldım ve ölene kadar da oyunculuktan başka bir şey yapmak istemiyorum. En büyük hayalim, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na girmekti. Sınavlara Müşfik Kenter’le çalıştım ama o dönem babam vefat edince yarıda bıraktım, her şeyden vazgeçtim. Toparlandığımda, sınavı çoktan kaçırmıştım ve bir sene daha kaybetmemek için Müjdat Gezen Aktör Stüdyo’ya girdim. Okul bitince de sırasıyla "Rüyalarda Buluşuruz", "Felek Ne Demek", "Karagümrük Yanıyor" ve "Dicle" isimli dizilerde rol aldım.

n "Zoraki Koca" şimdiden reyting birincisi oldu. Bu başarısının sırrı ne sizce?

- Birinciyiz diye çok fazla kaptırmak istemiyorum aslında. Dizinin sevilmesinin nedeni, eski Türk filmleri tadındaki hikáyesi. Zengin şehirli delikanlıyla kasabalı kızın aşkı ilgi çekti...

n Kasabanın yaban çiçeği Ayşe, erkeksi ve sert bir kız. Benzer yönleriniz var mı?

- Evet, var. Ama ben Ömer’in yaptığı şımarıklıklara o kadar katlanmam. Gider hemen ailesine söylerim. Öldürürüm onu hatta! Ayşe pek hanım hanımcık, bense daha rahatım. En büyük ortak yanımız ise Fenerbahçeli olmamız...

n Fenerbahçe fanatikliği mi var?

- Fenerbahçe benim için tutku. Ayşe’nin Fenerbahçeli olmasına biraz da sebep benim aslında. Senaryoya kattığım şeyler var. Önce Galatasaraylıydım ama doğru yolu bulup Fenerbahçeli oldum. Kombine biletim var.

n Diziyle ilgili forumlarda, güzelliğinize övgüler yağıyor. Kendinizi güzel buluyor musunuz?

- Kendimde çok kusur bulur, çoğu zaman aynaya bakıp kendime, "Niye sen bugün bu kadar tipsizsin?" derim. Öyle abartılacak bir güzelliğim olduğuna inanmıyorum. Klasik bir Türk kızıyım. Kara kaşlı, kara gözlü bir şeyim işte...

n Dizideki Ömer karakteri kendine aşırı güvenen, kasıntı bir zengin çocuğu... Gerçek hayatta böylelerine pas verir misiniz?

- Evet, hem de hemen... Belki ilk önce terslerim, ama içten içe de hoşuma gider. Ben hergele erkeklerden hoşlanırım.

n Zoru seviyorsunuz yani?

- Zor diye bir şey yok. Hiç kimse zor değil bence. Erkekler çok oyun oynuyor, o kadar.

n Siz oyun sever misiniz?

- Ben çok açıksözlü bir insanım. İlk günden, "Ben buyum kardeşim" derim. Denenmekten hoşlanmam. Yalandan nefret ediyorum.

n Bu konuda canınız yanmış galiba?

- Evet, yandı ama onun da başını yaktım. Dışarıda olup "Evdeyim, uyuyorum" diyenler oluyor; başıma çok geldi, onlara dayanamıyorum. Beni üzmemek için bile yalan söylemesin. Ama ben söyler miyim, evet söylerim! (Kahkahalar)
Reina kızı değilim

n Günlük hayatınızda nerelere gidersiniz?

- Ben Reina kızı değilim, gidersem de locada uyuyorum zaten. Rakı-balık-fasıl üçlüsünü severim. Kafede arkadaşlarımla sohbet etmek daha güzel.

n Ailenizle ilişkiniz nasıl?

- Şu dönemde eve sadece uyumaya gidebiliyorum. Çalışıyor olmam annemin çok hoşuna gidiyor ama yorulduğum zamanlar benim için üzülüyor. İki tane de ağabeyim var. (O sırada ağabeylerinden biri telefon açıp, röportaj verirken dikkatli olmasını söylüyor.) İki erkekle büyüdüğümden, erkek gibi rahat yetiştim aslında. Ama ara sıra da karışırlar işte, biraz önceki gibi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!