Yetenekli Bay Kenan

Güncelleme Tarihi:

Yetenekli Bay Kenan
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 16, 2009 00:00

Kenan Öner (51), eski bir THKP/C üyesi. 12 Eylül sonrası Fransa’ya gitti, örgütün üst düzey yöneticilerinden oldu. Fransa’dayken işçi Mehmet Yılmaz’ı öldürüp çöplükte yaktı. Polis ve Interpol her yerde ararken o, Türkiye’ye kaçmış, aile kurmuş ve bir bankanın genel müdürü olmuştu bile. 1998’de yakalandı, idamla yargılandı. Yedi yıl sonra şartlı salıverme yasasıyla çıktı, iki ay sonra karısı Canan ortadan kayboldu.

İznik’in emlak zengini yaşlı anne-babasıyla birlikte yaşamaya başladı. Fakat bir ay sonra anne-babası da sırra kadem bastı. Kenan Öner, şüpheli listesinde ilk sırada ama polisin elinde yeterli ipucu yok. Geçtiğimiz ay tutuklandı ama cinayet zanlısı olarak değil, resmi makamları yanıltıcı evrak düzenlemekten. Fakat anneyle babayı arayan İznik Emniyeti’nin bilmediği bir şey vardı: Kenan Öner’in eşinin de kayıp olduğu. İşte yetenekli Bay Kenan’ın, sırlarla dolu hayatından öğrenebildiklerimiz.

Kenan Öner (51), İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü mezunu. Öğrencilik yıllarında THKP/C’li (Türkiye Halk Kurtuluş Partisi Cephesi) oldu. 1 Mayıs 1977’de ve 12 Eylül sonrasında sık sık gözaltına alındı. 1981’de ailesine, Fransa’ya, Lyon Üniversitesi’nde doktora yapmaya gideceğini söyledi. Ama o Fransa’da örgütün üst düzey sorumlularından oldu. Beş yıl sonra bir anneler günü, aniden İznik’teki ailesinin kapısını çalıverdi. Söylediğine göre kendisine iftira atılmış, cinayetle suçlanıyordu. Fransa’dan kaçmış, Türkiye’ye pasaportsuz giriş yapmıştı. İstanbul’a taşındı. İş hayatında şaşırtıcı bir başarı grafiği çizdi. Bir bankanın genel müdürlüğüne kadar yükseldi ama evrakta sahtecilik yaptığı gerekçesiyle işine son verildi. Bir başka bankada yine üst düzey yöneticilik işi buldu. Aynı bankada yönetici Canan Aydın’la tanışıp 1993’te evlendi. Bir yıl sonra oğulları C. doğdu. Türkiye’deki hayatında her şey yolunda gidiyordu ama Fransız polisi ve Interpol yedi yıldır onu her yerde kırmızı bültenle arıyordu. Afyon Emirdağlı Mehmet Yılmaz kafasından tek kurşunla vurulmuş ve çöplükte yakılmıştı. Yanmayan protez dişleri sayesinde maktulün kimliği belirlenmiş ve cinayeti de Kenan Öner’in işlediği ortaya çıkmıştı. Sonunda 1998’de İstanbul Emniyeti Interpol Şubesi’nin baskınıyla yakalandı, idamla yargılanıp müebbet hapse mahkûm oldu. 2005 Ocak’ında şartlı tahliye ile çıktı.

HAPİSTEN ÇIKTI, EŞİ CANAN KAYBOLDU

Canan Öner’in annesi Perihan Hanım, damadı hapse girince Samsun’daki evini bırakıp İstanbul’a geldi. Torununa yıllarca baktı. Damadının tahliye olduğunu kızı gibi kendisi de sonradan öğrendi. Çünkü Kenan, hapisten çıktığında doğruca İznik’teki baba evine gitmişti. Ablasına eşi Canan’a tahliye olacağı tarihi söylemediğini anlattı. Çünkü karısının kendisi hapisteyken onu aldattığını düşünüyordu. Onu takip edecekti. Ablası medenice boşanmasını önerdi. Yaşlı anne-baba da ihanete uğradığını söyleyen oğullarına çok üzülüyordu.

Aradan iki ay geçmişti. Kenan, oğlunu okulda ziyaret etti ve annesiyle buluşmak istediğini söyledi. Babasının annesiyle buluşmasına C. aracılık etti. Perihan Hanım da torununu alıp Samsun’a döndü. Çok geçmeden garip bir durumla karşılaştı. Her gün telefonla görüştüğü kızına artık ulaşamıyordu. Telefonlara hep damadı çıkıyordu. Hep aynı şeyi, Canan’ın ya dışarıda ya da arkadaşlarıyla yemekte olduğunu söylüyordu. Canan’ın Ankara’da yaşayan kardeşi Vedat Aydın da aynı cevapları alınca şüphelenip hemen İstanbul’a geldi. Kız kardeşinin 25 Mart 2005’ten itibaren kaybolduğunu anladı, Eyüp Savcılığı’na başvurdu. Oğlu annesini özlüyordu. Babası telefonda ona “Annen sevgilisiyle Romanya’da yaşıyor” diyordu. Canan’ın babası emekli işçi Muzaffer Aydın, kızının bulunması için çalmadık kapı bırakmazken geçen yıl damatlarının bir sürpriziyle karşılaştı. Damatları, evlerini almak için ilk kez gördükleri ve kendi adlarına imzalanmış 100 bin liralık senetlerle mal talebinde bulunuyordu. Haklarında icra davası açmıştı. Geçtiğimiz ay damatlarının İstanbul Metris Cezaevi’ne girdiğini öğrendiler. “Resmi makamları yanıltıcı evrak düzenlemekten” tutuklanmıştı.

EMLAK PARALARI ÖRGÜTTEN Mİ GELDİ

Kenan, İznik’te yaşayan parkinson hastası ve tekerlekli sandalyeye mahkûm babası Ahmet Refik Öner ile annesi Emine Öner’i çok seyrek ziyaret ediyordu. Çanakkale’de yaşayan kardeşi emekli astsubay Kamil Öner ile Bursa’daki emekli öğretmen ablası Zeliha Bedel, Kenan’ın İstanbul’daki hayatı hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı. Yalnız ve işsiz kardeşlerinin, annelerinden sürekli para istediğini biliyorlardı sadece.

Kenan’ın anne ve babası, beş yıl önce biten inşaatlarla bir anda emlak zengini olmuştu. Oysa düne kadar aileden kalan tarlalarında meyve ve sebzecilikle geçimlerini sağlıyorlardı. Yaşlandıkları için de çiftçilikle fazla uğraşamıyorlardı. Yakın akrabaları ve tanıdıkları, Atatürk Caddesi üzerindeki bitişik nizam binalarda 24 daire ve dükkânla, müstakil eve nasıl sahip olduklarına akıl erdiremiyordu. İçe kapalı bir hayat sürdüren yaşlı çift, cimrilikleri ve paraya düşkünlükleriyle tanınıyordu. Emine Öner her ay kiraları topluyor, 13 bin lirayı bankadaki hesabına yatırıyordu. Bu arada yakın akrabalar ve kiracılar arasında bu inşaatın oğulları Kenan’ın mensubu olduğu THKP/C’nin parasıyla yapıldığı dedikoduları alıp yürümüştü. Hatta örgütün mirası çocuklarına bırakmasını önlemek için yaşlı çifti kaçırdığını iddia ediyorlardı. Bu iddialara abla Zeliha Bedel şiddetle karşı çıkıyordu. Anneannesinden kalan beş buçuk dönüm araziyi satarak kazandıkları parayla bu binaları yaptırdıklarını söylüyordu.

ANNE VE BABASI DA 16 AY ÖNCE KAYBOLDU

2008 Martı’nda Kenan İznik’e çıkageldi. Yaşlı anne ve babasına bakmak için bundan sonra yanlarında kalacağını söyledi. Annesiyle en son 7 Nisan’da konuşan Zeliha Bedel, o tarihten sonra ne zaman evi arasa hep Kenan çıktı telefona. “Annem falanca komşuda, pazarda, kira toplamaya çıktı” gibi cevaplar veriyordu. Hiçbir şeyden şüphelenmedi. Ta ki annesinin Bursa’daki doktora kemik kontrolü için geleceği güne kadar. Annesi yerine telefona yine Kenan çıkınca kuşkulanıp İznik’e geldi. Evde kimse yoktu. Kenan, evi terk etmişti. Komşular, kiracılar, kimse bir şey bilmiyordu. İznik Cumhuriyet Başsavcılığı’na anne ve babasının kaybolduğunu bildirdi. Zeliha Bedel ve ağabeyi Kamil Öner, anne ve babalarının kayboluşundan Kenan Öner’i sorumlu tuttu, onu cinayetle itham ettiler.

İznik Emniyeti’ne, kardeşlerin şikâyet tarihinden daha önce bir ihbar mektubu gelmişti. Mektupta yaşlı çiftin kaçırılıp öldürüldüğü iddia ediliyordu. Ağabeyi ve ablasının kendisini suçlamasına karşılık Kenan Öner de İznik’te yaptığı açıklamada anne ve babasının 21 Nisan Pazar günü saat 14.00’te tanımadığı kişiler tarafından minibüsle kaçırıldığını iddia etti. Bütün mal varlığını babasının üzerine yaptığını, babasına ve annesine ait her şeyin kendisinin olduğunu söyledi. İki kardeşinin anne ve babasını kaçırıp kendisini mirastan mahrum etmeye çalıştıklarını iddia etti.

FOSSEPTİKTE BİLE ARANDILAR

Yaşlı çift, kızlarının verdiği dilekçeye göre resmen 12 Mayıs’ta kayıp sayılsa da aslında onlardan 7 Nisan’dan beri haber alınamıyor. Yaşlı çift, büyük bahçeli müstakil bir evde yaşıyordu. Evdeki herhangi bir olayın görülmesi, duyulması neredeyse imkânsız. Bu nedenle çiftin yokluğu, kimsenin dikkatini çekmedi. İznik Emniyeti gömülmüş olabilirler diye çiftin yaşadığı evin zemini, duvarları araştırdı. Bahçedeki fosseptik çukuru bile boşaltıldı ama yine de bir ipucu bulunamadı. SAT komandoları da bu aramaya katıldı ama İznik Gölü’nde 25 metreden fazlasına inemediler. Zaten 300 kilometrekarelik koca gölde, rastgele aramakla ceset bulmak imkânsız. Huzurevlerine de yazı gönderildi ama gelen cevaplarda eşkâle uyan kimse yok. Emniyet müdürlüklerinin tüm birimleri, çifti “canlı ya da ceset halinde kayıp şahıslar” olarak arıyor ama yoklar. Sanki buhar olup uçtular!

CEVAP ARAYAN SORULAR

Kenan Öner’in eşi Canan Öner’in kaybolmasıyla ilgili ağabeyi resmi başvuruda bulunduğu halde Kenan Öner neden hiç sorgulanmadı, evinde arama yapılmadı?

Kenan Öner’in kaybolan anne-babasını araştıran İznik Emniyeti, neden Öner’in eşinin de kaybolduğundan habersiz?

Kayıp çiftle ilgili fosseptik çukurunu boşaltan polis, neden sadece ceset aramakla yetinip küçük parça araması yapmadı?

Kenan Öner, Fransa’da öldürdüğü şahsın otomobilini sahte evrak düzenleyerek üzerine geçirmişti. Kayıp eşinin anne ve babasına olduğu gibi kendi anne-babasına da evrak düzenleyerek mal edinme yoluna gitmesi tesadüf mü?

Kenan Öner’in anne-babasını örgüt parasıyla emlak zengini yaptığı iddiaları araştırılacak mı?

CİNAYETTEN DEĞİL SAHTE EVRAKTAN TUTUKLANDI

İznik Emniyeti çiftin kaybolmasında miras meselesini göz önüne alarak üç çocuğundan kuşkulandı. Kısa bir süre sonra polisin dikkati Kenan üzerinde toplandı. Çünkü anne ve babasının kayboluş nedenini hiç merak etmemiş, hiçbir resmi başvuruda bulunmamıştı. Üstelik, polis ifade vermeye çağırmadığı halde İznik Emniyeti’ne 40 sayfalık savunma yazısı göndermişti. Ama Kenan’ı esas şüpheli haline getiren temmuz ayındaki gelişmeydi. Polis, kayıp çiftin mal varlığını araştırırken bankada 1 milyon liraya yakın para, tapuda üç milyon lira değerinde bir ev, dükkân ve arsalarla karşılaştı. Ancak evlerden biri hacizliydi. Anne ve babası Kenan’a 400 bin liralık borç senedi imzalamışlardı. Kenan da borcunu almak için anne babasını icraya vermişti. İznik Emniyeti incelenmesi için senetleri İstanbul Emniyeti Kriminal Şube’ye gönderdi. Evrak sahte çıkmıştı. Bayrampaşa’daki evinde yakalanan Kenan, tutuklananarak Metris Cezaevi’ne gönderildi. İznik Emniyeti, anne ve babasıyla ilgili sorgulamada tutarsız ifadeler veren Kenan Öner’in, kendilerini deli olduğuna inandırmak için bilerek böyle davrandığına hükmetti. Şimdi ise yeni bir sorgulama için onu getirmeye hazırlanıyor. Çünkü bir polis memuru, 2008 Temmuzu’nda Kenan Öner’i yanında yaşlı bir adamla İstanbul Eyüp Adliyesi’nde gördüğünü beyan etti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!