Beslenme trendlerimiz değişiyor

Güncelleme Tarihi:

Beslenme trendlerimiz değişiyor
Oluşturulma Tarihi: Şubat 10, 2010 10:40

Yeni yapılan bir araştırmanın sonuçları, beslenmede ciddi bir değişim yaşadığımızı gösteriyor.

Haberin Devamı

Araştırmada yemek pişirme ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları üzerinde durulmuş. İstanbul’dan Konya’ya, Diyarbakır’dan Antalya’ya, İzmir’den Erzurum’a kadar çok farklı şehirlerde 400’e yakın orta yaşlı kadın grubunda yapılan bu araştırmanın başlıca sonuçları şunlar...

AİLE İLE YENİLEN YEMEKLER DAHA LEZZETLİ

Kadınlarımızın büyük bölümü yemek yapmayı bugün de seviyor. Hatta yüzde 36’sı bu işi “bir zevk ve sanat” sayıyor. Halkımız ailesiyle birlikte yediği yemeklerden daha çok keyif alıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 80’i “birlikte yemek yemekten hoşlanılan kişiler” sorulduğunda ailesini işaret ediyor. Özellikle orta ve alt gelir gruplarında aile ile birlikte yemek yeme ısrarı sürdürülüyor ki bu çekirdek aile yapısının korunması bakımından sevindirici bir gelişme.
Dikkati çeken bir başka bulgu, baklagil tüketim sıklığının bu araştırmada da çok düşük çıkması. Toplum farkına varmadan çok önemli bir beslenme avantajını kaybediyor gibi görünüyor. Kuru fasulye, nohut, bezelye, mercimek gibi yiyeceklerin besin değerleri dikkate alındığında konunun önemi biraz daha öne çıkıyor.
Araştırma, sebze ve meyve tüketimi bakımından iyi bir noktada olduğumuzu gösteriyor. Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesi hariç bütün bölgelerde arzu edilen düzeyde meyve-sebze tüketimi alışkanlığının sürdüğü anlaşılıyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde bile haftada ortalama üç kez meyve ve sebze tüketilmesi sevindirici bir bulgu.

Haberin Devamı

BALIK YEMEYE BAŞLAMIŞIZ

En dikkat çeken sonucu, balık tüketimi ile ilgili sorulara verilen yanıtlar oluşturuyor. Balık tüketimi eğiliminde ciddi bir artış olduğu anlaşılıyor. Daha da önemlisi sağlıklı gıdalar sıralamasında balık en başa yerleştiriliyor. Et ve tavuk tüketiminde ise eskiye oranla bir azalma göze çarpıyor. Bu durumdan fiyatlar kadar et ve tavuk ürünlerine karşı duyulan güvensizliğin pompalanması da sorumlu diye düşünüyorum.
Süt ve süt ürünleri tüketimine gelince... Bu konuda da sevindirici rakamlar var. Muhtemelen yoğurt tüketimine olan ilgimiz nedeniyle süt ürünleri konusunda doğru bir yoldayız.

Haberin Devamı

PİŞİRME ALIŞKANLIKLARIMIZ DA DEĞİŞİYOR

Araştırmaya göre, halkımız yemek pişirme yöntemlerinin en az yiyeceğin kendisi kadar önemli bir lezzet ve sağlık faktörü olduğunu fark etmiş görünüyor.

Tencere yemekleri en çok tercih edilen pişirme yöntemi olarak birinci sıradaki yerini hâlâ koruyor. Onu kızartma ve kavurma izliyor. Sık sık gündeme getirdiğimiz ızgara tercihi yine en alt sıralarda yer alıyor. Buharda pişirme ve fırınlama yöntemleri ile pişirme yükselme trendi halinde gibi görünüyor.

Halkımız “En lezzetli yemek pişirme yöntemi hangisidir?” sorusuna yine “kızartma” yanıtını veriyor. Kızartmayı haşlama, kavurma ve ızgarada pişirme izliyor. Buharda pişirme lezzet bakımından en az tercih edilen yöntem olarak dikkati çekiyor. Haksız da sayılmazlar!

Haberin Devamı

“En sağlıklı pişirme yöntemi hangisidir?” diye sorulduğunda ise durum değişiyor. Birinci sıradaki tencere yemeklerini buharda pişirme takip ediyor. Sonra ızgara ve fırınlama bunları izliyor. Lezzet bakımından birinci sırada olan kızartma, sağlık bakımından en sona atılıyor. Kısacası halkımız yazılıp çizilenlerden, televizyon programlarında anlatılanlardan ciddi oranda etkilenmiş gibi görünüyor, ki bu son derece önemli bir gelişme.

YAĞI AZALTMAK YETMİYOR

Araştırmanın dikkat çeken bir bulgusu daha var. “Biraz daha sağlıklı beslenmek için ne gibi önlemler alıyorsunuz?” sorusuna verilen yanıtlarda birinci sırayı yağ, ikinci sırayı tuz tüketimini azaltma alıyor.

Haberin Devamı

Halkımız yağ tüketimini azaltınca daha sağlıklı olacağını düşünüyor ki burada da medyada yazılıp çizilenlerden bir etkilenme söz konusu olduğu anlaşılıyor. Şeker tüketimini azaltma konusunda ciddi bir önlem alınmadığı ya da unlu besinlerden uzak durma konusunda yağ kadar önemli bir hassasiyet gösterilmediği anlaşılıyor.

Araştırmanın ilgi çekici başka sonuçları da var. Halkımızın yarısı sağlıklı besinlerin ille de lezzetsiz olması gerektiği düşüncesinde değil. Neredeyse yarısının sadece karın doyurmak için değil, sağlıklı beslenmeye de özen gösterdiği anlaşılıyor.

Bu ve benzeri araştırmaların daha sık yapılması, beslenme alanındaki çalışmaları planlamak açısından son derece önemli. Sağlıklı beslenmenin pişirme yöntemleriyle ilişkisinin fark edilmesi de ancak bu araştırmaların yaygınlaştırılmasıyla sağlanabilir.

Kahve ve karaciğer kanseri

Haberin Devamı

Son yıllarda yapılan farklı çalışmalarda kahve tüketiminin karaciğer kanserine karşı koruyucu etkisi olduğu gösterilmiştir.

Yapılan değerlendirmelerde günde iki fincan veya iki fincandan fazla kahve tüketiminin karaciğer kanserini yüzde 43 oranında azalttığı tespit edilmiştir.

Bu fayda karaciğer hastalığı olanlarda da, olmayanlarda da gösterilmiştir. Bu etkinin kahvenin içinde bol miktarda bulunan antioksidanlara bağlı olduğu düşünülmektedir.

Antioksidanların koruyucu etkisinin yanı sıra kahvenin siroz gelişimini önlediği ve böylece kanser riskini azalttığı düşünülmektedir.

Prof. Dr. Erol AVŞAR
 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!