Ya öldürecektim ya boşanacaktım

Güncelleme Tarihi:

Ya öldürecektim ya boşanacaktım
Oluşturulma Tarihi: Ocak 08, 2000 00:00

Haberin Devamı

Hakan Ural, durdu durdu, sonunda eski eşi Sibel Can'la ilgili olarak Hürriyet'e patladı. Ural, 11 yıldır aynı yastığa baş koyduğu, kendisine Engin Can Melissa adlı iki çocuk veren Sibel Can'ı fena halde eleştirerek sert suçlamalarda bulundu.

Tam 11 yıl süren bir rüya evlilikti onlarınki... Türkiye'nin vitrininde olan Sibel Can'la Hakan Ural, örnek alındı, gıpta edildi yıllar yılı. Hele önce Engin Can (27 Ocak 1992), ardından da Melissa (22 Ağustos 1994) dünyaya gelince, mutlulukları katmerleniverdi. Ama ne yazık ki, olmadı, yürümedi. 28 Eylül 1988'de mutlu başlayan, mutlu yaşanan bu aşk evliliği, 17 Şubat 1999'da noktalandı. Hem de büyük yankılarla. Derken, kısa süre sonra Sibel Can'ın müteahhit Sulhi Aksüt'le olan aşkı gündeme geliverdi. Doludizgin yaşanan bu beraberlik evliliğe doğru giderken, köşesinde sessiz kalmaya çalışan Hakan Ural, konuşmaya başladı. Ural'ı öfkelendiren, sessizliğini bozmasına neden olan ise Sibel Can'ın davranış ve konuşmaları. İşte, Hakan Ural'la konuştuklarımız... Biz soru sormadan anlatmaya başlıyor Ural...

ONU SİLECEĞİM

- 11 yıl evli kalmış, 2 çocuk annesi ve 30 yaşında bir kadın ‘‘Kadınlığımı ilk kez hissettim’’ diyorsa, bu çok büyük bir ahlaksızlıktır... Sibel kendini rezil ediyor, çocuklarıma zarar veriyor. Böyle devam ederse, onu sileceğim. Jiletle kazıyacaklar sonra.

ÇOCUKLARI BIRAKMAM

Neden?..

- Evet, 7 aydır nikahsız olduğu bir adamla aynı evi paylaşıyor, çocuklarım da orada. Tam bir rezillik. Çocuklarım acı çekiyor. Böyle bir ahlaksızlık içinde çocuklarımın işi ne! Çocuklarımı asla ona bırakmam. Hem zaten akıllı, dürüst, mantıklı bir adam, bırakın Sibel'le olmayı, onun yanından bile geçmez. Aklı fikri şov yapmakta. Engin Can ikinci sınıfta ve iki yıldır okula gitmiyor. Adama, sen ne biçim annesin? diye sorarlar.

Sibel Hanım'ın ailesi ne diyor bu duruma?

- Sibel'in annesi, anneme yalvarıyor ‘‘Kurtarın kızımı o adamdan’’ diye. O kadar... Oysa ben Zerrin Özer'in evinde gizlice evlendiğim zaman, ailesi ‘‘önce kına gecesi’’ diyerek aynı evde kalmamıza karşı çıkmıştı. Helal olsun demiştim. İyi ama Sibel şimdi nikahsız bir adamla yaşıyor!.. Üstelik torunları da o evde. Ailesi şimdi niye tepki göstermiyor. 1988'le 2000 arasında ne değişti!.. Helal olsun Kibariye'nin annesine... Onca yoksulluğun içinde yaşarken bile kızının yanlışına karşı çıktı, evlatlıktan reddettiğini söyleme yürekliliğini gösterdi.

NAMKÖRLÜK EDİYOR

GALAXY'e yaptığı açıklamada Sibel Can ‘‘Hayatımda ilk kez birisi bana çalışma dedi’’ demişti. Buna çok sinirlendiniz...

- Tabii sinirlenirim. Namkörlük ediyor. Bu sözleri duyanlar da, onu ben çalıştırdım sanacak.

Sizinle yıllarca evliydi ve siz çalıştırmadınız mı onu?

- Başta babam Selçuk Ural olmak üzere, ikimiz birden yalvardık hep. Bu kadar çalışma, her işe gitme, evinde çocuklarınla otur, ne olur diye. Parayı mı ihtiyacı vardı, yok. Millet asgari ücretle geçinmeye çalışırken, sen televizyonlara çıkıp mücevherlerini gösterme dedik. Dinletemedik.

YARAMAZLIK YAPIYORDU

11 yıl aynı yastığa baş koydunuz. Dışardan bakınca pek de mutsuz görünmüyordunuz...

Onu siz bir de bana sorun... Son iki yıl kabus oldu benim için. Çünkü, Sibel ha bire yaramazlıklar yapıyordu. Söz dinlemiyordu.'

DAYAK FASLI BAŞLADI

Peki siz önlem almadınız mı Hakan Bey?

- Almaz mıyım! Laftan anlamayınca dayak faslı başladı. Evet, maalesef dayak attım. Ama ben habire ikaz ettim. Konuştum, anlattım, yalvardım. Öylesine zıvanadan çıktı ki... Benden habersiz gazino anlaşmaları yapıyor, avanslar alıyordu. Sonra iptal ediyor, adamlar da bana geliyorlardı. Düşünün siz çektiklerimi... Yaşadıklarımı bir Allah bilir, bir de ben. Yanlış konuşmalar yapıyor, objektiflere seksi pozlar veriyor, sahnelere ve televizyonlara seksi giysilerle çıkıyordu.

ÖLDÜRESİYE DAYAK

Yapma diyordum, dinlemiyordu. Artık ok yaydan çıkmıştı. Dövmeye başladım. Feci şekilde dayaklar attım ona. Üzülerek itiraf ediyorum ama başka çarem kalmamıştı. Laftan anlamıyordu. Öldüresiye dayak atmama rağmen yine de anlamıyordu. Ya öldürecektim, ya boşayacaktım. İş oraya geldi sonunda. Bu arada öyle pis dedikodular geliyordu ki kulağıma, çıldırmak işten değildi. Babam Selçuk Ural, bir gün ‘‘Bak oğlum, domuz gibi herifsin, bir gün kötü bir yumruk atarsın boynu kırılır, sen hapse girersin, çocukların babasız kalır’’ dedi. Düşündüm, haklıydı. Sibel düzelmeyecekti. En iyisi boşanmaktı.

Boşanmasaydın...

- O zaman çoktan katil olup hapse girmiştim...

Bir de borç meselesi var galiba...

- 11 aydır bana ödemesi gereken parayı ödemiyor. En son TGRT araya girdi, ‘‘Sibel Hanım'ın size ödeyeceği paraya biz kefiliz. Bir ay sonra biz ödeyeceğiz’’ dediler. Adamlarla bir ay sonra buluştum, paramı alamadığımı söyleyince şu açıklamayı yaptılar: ‘‘Hakan Bey pes. Allah sizin yardımcınız olsun. Biz hayatımızda böyle samimiyetsizlik görmedik. Kendisinin talimatıyla sevgilisi Sulhi Bey'in inşaat firmasına üç gün önce 390 milyar para yatırdık. Vergiden avantaj elde edeceğini söyledi. Size olan borcunu da o paradan ödecekti. Demek ödemedi.’’ Evet, Sibel bana vereceği parayı hala ödemedi. O para benim ve çocuklarımın istikbali.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!