İspat edin, boşayayım
Güncelleme Tarihi:
Bu aldatma konusu sizi çok sardı, dedim ama, asıl kafayı takan kırk yıllık arkadaşım Berrin. Zaten tartışmayı da o başlattı, değil mi? Bana bir e-posta gönderdi. Konu yine aldatmak. Enis Öksüz’den hareketle, mahalledeki bir beyin boynuzlanmaya tepkisi...
Diyor ki “Senin okurların aldatma konusunu tartışıyor ya, Ecevit’in efsanevî Ulaştırma Bakanı Enis Özsüz’le ilgili çok matrak bir haber okuyunca (1) aklıma eski bir yazım geldi” diyor.
2001’in başlarında görevden alınması söz konusu olan Öksüz, gazetecilere “Devletime ve milletime nerede zarar vermişim? Onu bana söylesinler, ben kendim istifa ederim” demiş.
Sanki iş yapmayan birisi “vatana millete zarar vermedikçe” bakan olarak oturabilirmiş gibi...
Bu vecize üzerine Berrin de bir hikaye anlatmış, şöyle:
“Büyüdüğüm mahallede saf, fazlasıyla iyi niyetli bir bey yaşardı. Karısı adama alenen boynuz takıyor, bütün mahalle halkı da bu duruma üzülüyordu. Sonunda kalkıp adama gittiler, utana sıkıla lafı açtılar:
– Bey, "sizin üstünüze ne vazife" diyeceksiniz ama gönlümüz razı gelmedi. Yüzümüzü kızdırıp söyleyelim dedik. Eşiniz hanımefendi sizi aldatıyor.
– Yaa, demek öyle!
Adamcağız başını öne eğip biraz düşündü, sonra kararlı bir tonda cevap verdi:
- İyi de, bu, lafla olacak iş değil ki... Karımın beni aldattığını ispat edin, o dakika boşayayım!”
(1) Enis Öksüz’le ilgili son haberi kaçırmadınız inşallah. Hani sınıf arkadaşı da olan müsteşarı görevden aldırmak için yazdığı sahte mektubu... Gözünüzden kaçtıysa, ben size bir ara anlatırım.