Ürgüp’ün madalya avcısı

Güncelleme Tarihi:

Ürgüp’ün madalya avcısı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 04, 2011 00:00

Fransız şarap uzmanı Edouard Guerin, 2007’de henüz iki aylık evliyken, eşini yanına alıp haritada yerini bulmakta bile zorlandığı Ürgüp’e yerleşti. Fransa’da genç bir tarım mühendisine sunulmayacak fırsatı değerlendirip kendini kanıtlamaktı amacı. Şüpheyle geldikleri Ürgüp’te, Guerin çiftinin iki çocuğu oldu. Üç yaşındaki oğulları Camille akıcı Türkçe konuşuyor, bir buçuk yaşındaki kızları Maguelone ise konuşmaya ‘su’ sözcüğüyle başladı. Guerin’in bağlarından mahzenlerine yeniden düzenlediği Turasan Şarapçılık üç yılda Concours Mondial’de beş gümüş, dört altın madalya kazandı

Ocak ayında, buz gibi soğuk bir günde vardılar Kayseri Havaalanı’na. Uçaktan inip çevreyi gördüklerinde hayal kırıklığı yaşamadılar. Fakat onları karşılayan Turasan’ın sahibi Hasan Turasan büyük bir şaşkınlık yaşadı. Fransa’dan özel tavsiyeyle getirttiği ‘şarap uzmanı’ 22 yaşında, sırt çantalı bir gençti. Ünlü Fransız önolog Stephane Toutoundji önermişti, o da kabul etmişti...
“Kapadokya ismini duyunca, haritayı açıp baktım” diyor Edouard. “Marie’ye söylediğimde o biraz kararsız kaldı. İkimiz de çok gençtik ve Türkiye’yi bilmiyorduk. Ailemize söylediğimizde şaşırdılar. İkimizin annesi de Kapadokya’yı duymuştu. Peribacalarından, dini yerleşimlerden bahsettiler. Çantamızı alıp yola çıktık. Çok kötü koşullarla karşılaşmadıkça en az iki yıl kalma kararıyla gelmiştik, sürprizlere hazırlıklıydık.”

YENİ HOBİLER EDİNDİLER

Marie, kötü sürprizler yerine ilgi ve dostlukla karşılaştıklarını anlatıyor gülümseyerek. Firmanın lojmanlarında kendilerine sıcak bir yuva verildiğini, yalnız bırakılmadıklarını... Marie, İngilizce, İtalyanca ve Almanca’dan sonra gramer kitaplarıyla çalıştığı Türkçe’yi beş ayda sökmüş. Komşularıyla sohbet ederek ilerletmiş. Neredeyse aksansız konuşuyor.
Edouard ise ikinci hafta gramer kitabını bir kenara fırlatıp şaraphanedekilerle konuşarak Türkçe’yi öğrenmiş. Biraz aksanlı fakat akıcı Türkçesi’yle, “Okumamız zayıf ama sorunsuz konuşabiliyoruz” diyor. Gelecek ay yuvaya gidecek oğulları Camille’e de Türkçe öğretmişler. Nevşehir Devlet Hastanesi’nde doğan bir buçuk yaşındaki kızları Maguelone ise konuşmayı iki dilde birden söküyor.
Marie’nin anlattıklarına bakılırsa, mutfak alışkanlıkları da değişmiş., Fransız yemeklerinin yanına Türk mutfağını da katmışlar. “Çok güzel tereyağlı pilav pişirmesini öğrendim. Ürgüp usulü mantı, biber dolması yapıyorum. Son keşfettiğim lezzet karnıyarık. Hayatımızdan çok memnunuz, Hatta Ürgüp’te eski evlerin fiyatları 200 bin Euro, 1 milyon dolar gibi çılgın boyutlara tırmanmış olmasa, bir ev alırdım” diyor Edouard Guerin.
İlk birkaç yıl internetten ABD ve Kanada’daki firmalara tercüme yapan Marie, sonbaharda bir turizm firmasında çalışmaya başlayacak. Guerin çifti Ürgüp’te yeni hobiler kazanmış. Vadiler arasında ailece yürüyüşe çıkıyorlar. Kışın Erciyes’e kayağa gidiyorlar. Edouard, Yeşilırmak’ta balık tutuyor. Ürgüp’ün en sevdikleri özelliği, “Stressiz hayat, benzersiz doğa, gastronomik zenginlik.” Şikayetleriyse, “Kışın iklimin sert olması, arkadaşsızlık ve markette parmesan bulamamak.”

BU FIRSATI FRANSA’DA BULAMAZDIM
/images/100/0x0/55eb1254f018fbb8f8a92e77


Edouard, Kuzeydoğu Fransa’daki Nancy kentinden, dört çocuklu bir ailenin oğlu. Babası bankacı, annesi hemşire. Çocukluğunda cerrah dedesinin güneyde, Orange yakınlarındaki 130 dönümlük bahçesinde yazın kayısı, zeytin, üzüm toplarmış. Bağcılığa, şarapçılığa ilgisi dedesinden miras. Marie ise Parisli kimya mühendisi babayla doktor annenin beş çocuğundan biri. Doğa sevgisini ailesinden aldığını söylüyor.
İkilinin yolu 18 yaşında, Lyon’da lisede kesişmiş. Daha sonra farklı kentlerde ziraat mühendisliği öğrenimi görmüşler. Edouard, Agro Montpellier’de bağcılık, şarap üretimi konusunda uzmanlaşıp Chateau Trocard ve Fransa’nın şampanya imparatorluğu Moet&Chandon’da eğitim görmüş. Marie ise sürdürülebilir tarım konusunda uzmanlaşmış. İkili 2006 Ekim’inde evlenmiş.
Onları Türkiye’ye getiren, yeni ve farklı bir hayata adım atma isteği. Marie’ye Türkiye’de keşfedeceği hayat cazip gelmiş. Edouard’a ise bağcılıkla ilgili her alanda bilgisini sınama fırsatı verilmesi: “Fransa’da kalsaydım tek alanda uzmanlaşmam gerekiyordu. Bağındaki asmadan, şişelemeye, pazarlamaya kadar her alanda söz sahibi olacağım, Fransa’da bilinmeyen üzümleri tanıyacağım bir yerde çalışmak istiyordum. Portekiz ve İspanya da olabilirdi. Ben Ürgüp’ü seçtim. Çünkü Türkiye’de çok sayıda yerel üzümden yepyeni tatlar yaratmak mümkün.”
Turasan’ın tüm üretim sürecini genç bir önoloğa teslim etmesi Edouard’ı çok etkilemiş. “Bana biraz fazla bile güvenmiş olabilirler” diyor. Önce depolarda bekleyen şarabı işleyerek başlamış işe. Ekipmanların yenilenmesini, yüksek standartlara çıkmasını sağlamış, ardından “şarap kalitesinin yüzde 80’ini oluşturur” dediği bağları ele almış. Bağcıları eğitmiş. Hatta Kapadokya Meslek Yüksek Okulu’nda ders vermiş. Değişimin birden bire olmayacağını söylüyor, çabalarını anlatırken: “Daha işin başındayız, çok yolumuz var”

YILDA DÖRT KEZ TURA ÇIKIYOR

Turasan, Kapadokya’daki 300 dönümlük kendi bağlarının yanı sıra yedi ildeki 45 bağdan üzüm alıyor. Toplam 14 tür üzümden yılda 900 bin şişe şarap yapıyor.
Edouard, üzüm aldıkları bağları yılın dokuz ayı takip ediyor. Yılda dört kez Türkiye turuna çıkıyor. Denizli, İzmir, Kırşehir, Elazığ, Ankara, Tokat, Manisa’ya uğruyor. Ayda 2 bin 500 bin kilometre yol yapıyor.
Seyahatleri şubattaki budama döneminde başlıyor. Mayısta çiçek sonrasındaki bağları inceliyor. Temmuzda hastalık, yaprak ve salkım seyreltme kontrolü yapıyor. Bağcılara fiyat güvencesi verip salkımların bir bölümünü kesmelerini sağlıyor. Bu yolla üzüm kalitesini artırıyor. Ağustosta olgunlaşmayı inceliyor, erken ya da geç kesimi engelliyor. Sonra laboratuvarda yedi ilden gelen üzümleri testten geçiriyor ve en uygun zamanda Ürgüp’e nakillerini sağlıyor. Bağbozumu zamanında günde sadece üç saat evine uğrayabildiğini söylüyor. Ekimdeki bağbozumunu, aralıkta fıçılama, baharda şişeleme takip ediyor. İki ayda bir tüm fıçıları denetliyor, tadım yapıyor.

ÜZÜM TÜRLERİNİ BİRLEŞTİREN ÜÇLÜ

Farklı üzüm türlerini, farklı yılların ürünlerini birleştirip yeni ürün hazırlamak şarapçılığın kritik süreçlerinden biri. Turasan’da bu işlemi Fransa’dan gelen Stephan Toutoundji, Edouard Guerin ve Hasan Turasan birlikte yapıyor.
Üçlünün hazırladığı kupajlar, Uluslararası Bağ ve Şarap Birliği’nin (OIV) onayladığı dünyadaki sayılı yarışmalardan Concours Mondial’de 2009’den bu yana ödül alıyor. İlk yıl yarışmaya gönderdikleri Seneler 2007 Chardonnay, Turasan Seneler 2007 Narince, Turasan Seneler 2007 Öküzgözü birer gümüşle ödüllendirildi. Geçen yıl Seneler 2008 ve Turasan 2008 Roze’yle iki altın, Seneler 2008 Narince ve Seneler 2008 Öküzgözü’yle gümüş kazandılar. Bu yıl, Seneler 2009 Cabernet Sauvignon-Merlot-Siraz ve Turasan 2009 Cabernet Sauvignon’la iki altın, Turasan 2010 Roze ile gümüş aldılar.
Guerin, bu yıl ilk kez rastladığı özel mevsim koşullarının heyecanını yaşıyor. Bereketli bahar yağmurları ve geciken yaz bu yıl üzümlerin olgunlaşmasını yavaşlattı. Yaz akşamları serin geçtiği için üzümler tadını buldu. Guerin, eylülde şiddetli yağmur gelmezse, 2011’in Kapadokya şarapçılığında son yılların en iyi sezonu olmasını bekliyor. Bu yılın şaraplarıyla 2013’te Concours Mondial’de madalyaya kesin gözüyle bakıyor. “Kimbilir, belki de büyük altın madalyayı kazanırız” diyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!