Tutarlılık da ihtiyaçtır

Güncelleme Tarihi:

Tutarlılık da ihtiyaçtır
Oluşturulma Tarihi: Aralık 18, 2002 00:00

HÜKÜMET olmak, ülkeye büyük ve kalıcı hizmetler yapmak çok güzel bir şey. Hele tek başına iktidara geldiğiniz zaman elinizi tutan da olmaz, önünüze çıkan da...Yalnız bugünkü iktidarın da bildiği gibi, tek başına iktidara gelmek her aklınıza geleni yapmak olanağı vermez.İşte... Son günlerde Çankaya Köşkü'nden bazı kararnamelerin geri dönmesi gibi. Çünkü sizin ‘‘takdir hakkı’’nız o kararnameyi öyle hazırlama hakkını ve yetkisini size verir ama demokratik, laik cumhuriyetin temel değerlerini korumakla yükümlü bir üst irade size ‘‘dur bakalım’’ diyebilir. Bu sözleri şimdiki hükümet gemi azıya aldı anlamına gelebilecek bir gözlem nedeniyle yazıyor değiliz. Öyle söylersek haklarını yemiş oluruz. Ama bazen ipe sapa gelmez sözler söyleniyor, ayarı tutturulamamış kararlar veriliyor. O yüzden uyaralım diyoruz.Bakın bu iktidar ‘‘her türlü yolsuzluğun, haksızlığın üstüne gitme’’ taahhüdüyle vatandaştan oy istedi. Kuşkusuz bir kısım oyları da bu yüzden aldı.Oysa şimdi Maliye Bakanı, ‘‘Vergi ve faizinin yüzde 70'ini ödeyen mükellefle ilgili haciz ve davaları işlemden kaldırmayı amaçladıklarını’’ söylüyor. Gazeteler, ‘‘matrah affı ile naylon fatura yüzünden doğan suçların affı konusunun da gündemde’’ olduğunu bildiriyor.Şimdiye kadar tam 22 defa ‘‘vergi cezası affı’’ yasası çıkmış. Hepsi aynı gerekçeyle savunulmuş. Vergisini ödemeyen insanı sevindirmekten, vergisini ödeyene de ‘Ben ne ahmakmışım ki vergimi zamanında ödedim’ dedirtmekten başka (önemli sayılacak) hiçbir sonuç alınamamış.Hele bir de ‘‘naylon faturacı’’ları ve bilerek isteyerek vergi kaçıranları da affettiniz, ‘‘Mali Milat’’ kavramını yürürlükten kaldırdınız, ‘‘Kamu İhale Yasası’’nın uygulanmasını ertelediniz ve bir de ‘‘dokunulmazlık zırhını kaldırmanın zamanı değil’’ dediniz mi, artık ‘‘Biz her türlü yolsuzluğun, haksızlığın üstüne gideceğiz’’ demeniz işe yaramaz, çünkü aklı olan kimse inanmaz.Yer kalmadığı için öteki örneklere giremiyoruz. Çünkü biraz da ‘‘kararlara’’ değinelim istiyoruz. Örneğin ‘‘tasarruf’’ amaçlı olanlara...Önce belirtelim... Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen, ‘‘bakanlığına bağlı bütün tesislerden ücretsiz veya düşük ücretle faydalanma uygulamasını’’ kaldırmış. Kendisini ziyarete gelen 250 kişiyi de ramazanda, iftar ve sahur için ağırlamış. Ama tüm hesabı bakanlığın temsil ödeneğinden değil, kendi cebinden ödemiş. Buna alkış tutulur.Ama Başbakan'ın özel kalemindeki personeli veya koruma sayısını azaltmayı tasarruf diye sunmak samimiyetsizliktir. Çünkü tasarruf, gereksiz personelin yerini değiştirerek değil, kadro dışına çıkarılarak sağlanır. Onun için de önce liyakati egemen kılan bir sistem kurmak sonra da -mümkünse- tüm kamu personelini sözleşme ile istihdam etmek gerekir. Yoksa boş lafla avunur, avutur dururuz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!