Türk turizmi ölüyor mu!
Güncelleme Tarihi:
Uğur Dündar’ın programlarıyla büyüdüm ben. Heyecan içinde izlerdim çocukluğumdan beri Arena’yı.
İşinin hakkını vererek yapmayan insanların Uğur Dündar tarafından ortaya çıkarılması, kötülerin zorda kaldığında yalvar yakar olması beni hem mutlu ederdi, hem de şunu düşündürürdü: “Hayatta ne olursa olsun, sonunda iyiler kazanır!” Tek bir şey vardı beni hayal kırıklığına uğratan; temizlikten uzak pastanelerin, fırınların, fabrikaların vs’nin adının verilmemesi... İsterdim ki; kararı halk versin ve alacağı şey neyse oradan satın almayarak kötüleri cezalandırsın.
Benim bu yıl bir tecrübem oldu. Bunu söylemek her şeyden önce benim vatandaşlık görevimdir. O yüzden gizlim saklım olmayacak. Hem tatil, hem de işim gereği zaman zaman şehir dışına çıkıyorum. Dolayısıyla bir çok oteli görme şansım oluyor. Eylül ayında Antalya Belek’teki Cesars Otel’de kaldım. Lobisinden, kaldığım odaya kadar her yer yapış yapış ve pisti. Yemekler lezzetsizdi. Havlular leke içindeydi. Ben tüm bunları geçtim. Otel çalışanları güzel Rus turistlerin Türkçe bilmemelerinden yararlanıp, haklarında neler söylüyorlardı neler! Tabii ki şikayette bulundum. Ama otelde kim kime, dum duma.
Bugün haklarında başka planlar yaptıkları turistlerin ödedikleri döviz sayesinde maaşlarını kazanan kendini bilmezler yüzünden turizm ölürse çok yazık olacak. Zavallı turist; otelden dışarı çıkıp gezmek istese; bu kez de üst geçit olmayan otobanda ölüp gidecek. Bunu da Alanya Kızılot mevkiini gören biri olarak söylüyorum. O yüzden son sözü büyük edebiyatçı, şair, filozof Rabindranath Tagore’a bırakıyorum. O; “Güneş olamazsan yıldız ol. Ama gökyüzündeki en parlak yıldız sen ol” diyor. Ben de bunun altına imzamı atarken dayanamayıp yine son sözü söylüyorum; “Ne iş yaparsanız yapın, en iyisini yapmaya çalışın. İşinizi asla küçümsemeyin ve sizleri sevdiğimi unutmayın.”