Tuhaf kehanetler

Güncelleme Tarihi:

Tuhaf kehanetler
Oluşturulma Tarihi: Ocak 26, 2002 00:00

Dünya mitolojisini incelediğiniz zaman son derece ilginç öykülerle karşılaşıyorsunuz. Şayet sembolizm hakkında fikriniz varsa ve gelişmeleri izleyen bir birikim ve gözlem yeteneğiniz varsa, o zaman okuduğunuz ve dinlediğiniz efsaneler eğlenceli bir hikaye olmaktan daha ileri anlamlar kazanmaya başlıyor. Mesela geçenlerde okumakta olduğum Joseph Campbell'in mitoloji kitabında rastladığım bir paragraf dikkatimi çekti. İran mitolojisinde geçen bu bölümü aynen aktarıyorum;'Topraktan bitki gibi büyüyen Maşya ve Maşyoi, önce su, sonra bitki, sonra süt, sonra etle beslendiler. Ölme zamanları geldiğinde, önce etten, sonra sütten. Sonra ekmekten vazgeçtiler. Ölene kadar suyla beslendiler. Aynı, son bin yılda tat gücü azalacağı gibi. Bir kutsanmış yemeğin tadı üç gün ve geceden fazlası için yeterli olacak, insanlar etten vazgeçecek, sebze ve süt yiyecekler. Sonra sütten kaçınacaklar, bundan sonra sebze ve suyla beslenecekler. Saoşyant'ın gelişinden on yıl önce yiyeceksiz kalacaklar ve ölmeyecekler.'Evet, ne diyorsunuz? Çok ilginç değil mi?Özellikle son yıllardaki vejetaryen akımı düşündüğünüz zaman daha da anlam kazanıyor. Fakat, bundan daha anlamlı olan yemek kültürünün giderek kaybolmaya başlaması... Yani evinizde, kendi mutfağınızda pişirdiğiniz yemekleri bir düşünün. Giderek mutfakta geçirdiğimiz saatler azalıyor. Hazır yiyecekler, donmuş gıdalar, pratik ve hızlı hazırlanan yemekler... Peki, ayak üstü atıştırılan ve sadece açlığı bastırmak için yediklerimize ne diyeceksiniz. Çocuklarımız neredeyse evde pişirilen yemekleri beğenmemeye başladılar. Çeşitli sandviçler çok daha çekici ve hoş geliyor. Ve buna bir de ucuza karın doyurmak düşüncesi eklendiği zaman damak tadımız da değişiyor. Öte yandan çiftlikte yetiştirilen hayvanların doğal sürecin dışında hızlı büyümeleri için neler yedirildiklerini öğrendiğiniz zaman zaten içinizden et ve tavuk yemek gelmiyor. Vejetaryen felsefeyle ilginiz olmasa bile çiftlikte yetişen hayvanların etleriyle yerine bitkisel yiyecekleri tercih etmeye başlıyorsunuz. Fakat şimdi bitkilerin de çiftlik hayvanlarından pek farkı kalmadı. Her mevsim, her çeşit bitkiyi bulabileceğiniz koşullar yaratıldı. Hormonlar ve çeşitli kimyasallarla yetiştirilen sebze ve meyveleri bir gün yemek istemeyeceğiz. Kimbilir, belki de sadece suyla yaşayacağımız günler gelecek. Duyduğuma göre Güney Amerika'da bir kabile hiçbir şey yemeden yaşıyormuş. Şimdi, binlerce yıl önce yazılmış İran mitolojisindeki dünyanın sonuyla ilgili sözler tuhaf bir kehanet olarak görünmüyor mu? Üstelik İran mitosundaki Saoşyant, kutsal kitaplardaki Mesih'e ne kadar benziyor diyorum, Yasemin'ce...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!