Tatlı yiyelim tatlı konuşalım

Güncelleme Tarihi:

Tatlı yiyelim tatlı konuşalım
Oluşturulma Tarihi: Aralık 29, 2000 00:00

Güneş AYNACIÇOCUKLUĞUMDA düşünürdüm hep, ‘‘Şeker Bayramı'nın adı nereden gelmiş’’ diye. Niye Şeker Bayramı? BİR ay oruç tuttuğumuz Ramazan, şeker yenilerek sonlandırılıyor. Yani oruç kutlanıyor. Biz Türk halkı severiz tatlıyı. Yalnızca bayramlarda mı, her zaman tatlı yer, tatlı konuşuruz. Böyle günlerde tatlının dozu kaçar çoğu zaman. Aile kalabalıksa, ziyaretlerin hepsinde birer tane şeker, çikolata, ya da tatlı yemekten tuhaf olmuşsunuzdur. İnsanımız ısrarcıdır. ‘‘Ben şeker hastasıyım, yüksek tansiyonum var, almayayım...’’ ‘‘Aman canım bir taneden ne olacak’’... Sanki bir şeyler yediremezsek konuğumuzu mutlu edemeyecekmişiz gibi gelir çoğumuza. Ben bunlardan değilim inanın. Bu nedenle çoğu zaman annemi kızdırmışımdır. ‘‘Kızım ısrar etmiyorsun, ayıp oluyor.’’ Oysa ben şeker hastası olan bir yakınıma, ısrar etmek yerine başka seçenekler sunmanın daha dostça olduğuna inananlardanım. BAYRAMLAR çocukluğumu anımsatır bana. ‘‘Bizim çocukluğumuzdaki bayramlar neydi’’ diyenlere kızardım. İnsan ilişkilerindeki kirliliği gördükçe mi, yoksa yaş ilerledikçe mi bilinmez... ‘‘Hey gidi bayramlar’’ demeden duramıyorum. Televizyondaki bir şeker reklamına bayıldım. Bir bayram günü... diye başlıyor. Yaşlı bir çift pencereden yağmuru seyrede seyrede çocuklarının bayramlaşmaya gelmelerini bekliyor. Davulcu ve bekçi dışında kimse gelmiyor. İnanın çok hüzünlendim bu reklamı seyrederken. Bayramları tatil olarak gören bir zihniyet yerleşti. Belki de yerleştirildi. Oy kazanmak amacıyla başlayan bu uzun tatiller artık gelenekselleşti gibi. Ama bir şey korkutuyor beni. Çocuklarımızın, torunlarımızın gelecekte anımsayıp anlatabilecekleri bir şeylerinin olmaması. Geleneklerimizi tamamıyla yitirmek. Teknoloji, bayramları da sanallaştırdı. ON günlük tatilde hiç olmazsa bir günlük gerçek bayramı yaşamayı deneyin. Büyüklerinizin elini öpüp, çocuklara şeker, harçlık verin. Onları düşünün ve düşündüğünüzü hissettirin. Tüm aile birlikte yemek yiyin... Belki de uzun süredir bunu yapamıyordunuz. Meğer birbirinize anlatacağınız ne çok şeyiniz varmış. Sürekli olarak bireyselleşmeye itiliyoruz toplum olarak. Oysa ki insan sosyal bir varlık ve bunu kaybederse toplum olma bilincini de kaybeder. Aslında ülke olarak yerinde saymamızın, hatta gerilemizin nedenlerinden biri de bu bireyselleşmeye itilişimiz değil mi? BAYRAM tatili uzun nasıl olsa. Gezmeye, yemeye, dinlenmeye de zaman çok. Ya düşünceye? ‘‘Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım’’ diye boşuna dememiş atalarımız. Keramet tatlıda değil, insanların konuşabilmesinde.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!