Babel'den flaş itiraf! İnsanlar bana...

İlk olarak Beşiktaş'taki taktikten bahseden yıldız oyuncu, "Top sağa geldiğinde Quaresma'nın orta açacağını biliyoruz. Ben de o zaman ceza sahası içinde Cenk Tosun'un yanında olmaya çalışıyorum. Benim açımdan değişik bir yaratıcılık tarzı. İçeri giriyorum, dışarı çıkıyorum. Sürekli kanat bekiyle beraber oynuyorum" ifadelerini kullandı.

Babel, Beşiktaş'ta ve kariyerinin büyük bir bölümünde sol kanat olarak görev alsa da kariyerine bir forvet olarak başlamıştı. Öldürücü bir forvet yapısı olmadığı için ileri uçta çok fazla değerlendirilmediğini söyleyen 30 yaşındaki oyuncu, "Ajax altyapısında forvette oynuyordum. O pozsiyonun gereklerini çok iyi biliyorum. Topu tutup takıma rahat nefes aldıracak hedef santrafor olarak da oynayabilirim. Ama şunu kabul etmek gerekir ki ünümü sol kanat oyunuma borçluyum" dedi.

2007-2011 yılları arasında Liverpool forması giyen Babel o dönemle ilgili şunları söyledi: "İlk zamanlar çok zordu çünkü Ajax'tayken ailemle birlikte kalıyordum. İlk defa yurt dışına çıkmıştım ve yalnız yaşıyordum. Adaptasyon süreci vardı, her gün bir yenilikle karşılaşıyordum. Sonra şunu fark ettim ki Premier Lig'de size hemen balon muamelesi yapıyorlar."

HIZLI OLGUNLAŞMALIYDIM
"Liverpool'a gelene kadar sadece 4-3-3 sisteminde oynamıştım. Yani arkanızda hem bir sol bek hem de bir sol orta saha vardır. Ama 4-4-2'de sadece siz sol orta sahasınızdır ve defansa daha fazla yardım etmeniz gerekir. Ama buna alışık değildim. En çok eleştirildiğim konu buydu. Defansif açıdan bana güvenilmiyordu. Bu konuya yoğunlaşmaya karar verdim. 3. yılımdan itibaren artık çok geçti çünkü insanlar bana çoktan tembel lakabını takmıştı."

"20 yaşında biri olarak Hollanda ile İngiltere arasında inanılmaz bir fark vardı. Bu bir gerçek. Her oyuncu ilk günden itibaren adapte olamıyor. Van Persie'nin bile adapte olmak için 2-3 yıla ihtiyacı olduğunu hatırlıyorum. Ama sonuçta Van Persie oldu. Aradaki fark Wenger'in onun gelişimi için ona destek ve zaman vermesiydi."

"Bana gelişimim için bazı sözler vermişti. Ama en başından itibaren terk edilmiş, yalnız bırakılmış hissettim. 20 yaşında biri olarak daha hızlı olgunlaşmam gerekiyordu. İnişler çıkışlar oldu ama aynı zamanda harika bir tecrübeydi. Çok şey öğrendim. Geriye dönüp baktığımda bazı şeyleri daha farklı yapabilirdim diyorum ama bir yandan da antrenörlerin bana daha fazla yol gösterebileceklerini düşünüyorum."

"İstanbul'da insanlar çok iyi ve yardımcı. Lige ilk geldiğinde stadyumların kalitesinden, zeminlerden, taraftarlardan etkilenmiştim. Türkler çok duygusal, futbol konusunda oldukça ateşliler. Takımlarının iyi işler yapmasını istiyorlar."