Skibbe: UEFA'yı kazanırsak bayrağı dikerim

Güncelleme Tarihi:

Skibbe: UEFAyı kazanırsak bayrağı dikerim
Oluşturulma Tarihi: Ocak 24, 2009 11:57

Galatasaray Teknik Direktörü Michael Skibbe, Fenerbahçe'nin stadında UEFA Kupası'nı kazanmaları durumunda, Galatasaray eski teknik direktörü Souness gibi Kadıköy'e Galatasaray bayrağı dikebileceğini söyledi.

Haberin Devamı

Skibbe'nin Fanatik Gazetesi'nde yer alan röpotajı şöyle:

Önünüzde iki yol var ve birine sapmak zorundasın. Sağa dönersen Lig Şampiyonluğu, sola dönersen UEFA Şampiyonluğu. Sağa mı dönersin, sola mı, yoksa direkt patikadan mı devam edersin!

Kulübümün menfaatleri açısından Süper Lig Şampiyonluğu önemli. Çünkü takım direkt Şampiyonlar Ligi'ne katılacak ve yaklaşık 15 milyon EURO gelir kasanıza girecek. Kişisel kariyerim açısından elbette sola dönerim! Bakın Galatasaray'ın müzesine; 17 lig kupası var, ama 1 tane UEFA Kupası.

Kadıköy'deki finale hak kazanırsanız, ezeli rakibinizin stadında Avrupa finali oynayan ve yüzde 50 ihtimalle kupayı kaldıran ilk ve tek Galatasaray teknik direktörü olabilirsiniz.

Bu gerçekleşirse sürprizlerim olabilir. Mesela, Souness'dan o efsane bayrağı isteyebilirim! Hatta o bayrağı stadın tam ortasına dikebilirim. Ancak şundan da eminim; eğer Kadıköy'de şampiyon olursak, Başkan Adnan Polat, Haldun Üstünel ve Adnan Sezgin benden önce orta sahaya varabilir!

Haberin Devamı

Galatasaray'da bulunduğunuz süre içinde canınızı en çok yakan olay neydi?

Hiç şüphesiz yardımcılarım Ümit Davala ve Edwin Boekamp'ın gönderildiği o an... Ümit Davala ile hala konuşuyoruz gerçi, çünkü o benim sevdiğim bir dostum.

Neredeyse tümü millilerden oluşan bir takımınız var. Sizi kim durdurabilir?

Emin olun abartmıyorum; Galatasaray gününde olsun, sahaya ideal kadrosuyla çıksın, Avrupa'da bile yenemeyeceği bir takım yok. Takımımla gurur duyuyorum...

Avrupa'daki tek Türk takımısınız ve yakında Bordeaux maçları var. Rakibinizi analiz ettiniz mi? Taraftara zafer sözü verebilir misiniz?

Biz, pozitif ve açık futbol oynayan rakipler karşısında zorlanmıyoruz. Yani Bordeaux bizim için iyi rakip. Daha önce böyle takımlar karşısında ne yapabileceğimizi gösterdik. Berlin ve Benfica açık oynadı, dağıldı. Bu nedenle Bordeaux karşısında başarılı olacağımızı düşünüyorum. Tek bir tehlike var.
O da Gourcuff. İnanılmaz bir golcü. Dikkatli olmalıyız. Bir tur sonra ise Hamburg değil de NEC Nijmegen çıkarsa karşımıza şahane olur.

Haberin Devamı

Lincoln'e ne yaptınız!

Devre arasına uzun bir süre vardı. Lincoln geldi ve "Arkadaşlarım iki günlük izinde bile Avrupa'ya gidip dostlarıyla görüşüyor. Ancak benim yakınlarım Brezilya'da ve bu şansım yok. Devre arasında 3 gün ekstra izin istiyorum' dedi. Ona şu yanıtı verdim; 'Belki ben burada olmam, ama sana bir gün ekstra izin de benden. Lütfen 5. gün burada ol...' "Hocam, senin burada olman için elimden geleni yapacağım' diyerek gitti, döndü. Sonrasını Türkiye gördü.

Artık gülüyor, çalışıyor ve büyülüyor. Sizinle birlikte yaşandı bu süreç...

Evet, Lincoln ile aramız iyi. Bunun nedenini kimse bilmiyor. Anlatayım. Dede, Lincoln'ün kardeşi gibi. Onun Dortmund'a gelmesini ben sağladım. Ben, Dede'nin kariyerine katkı yaptığım için, Lincoln ile ilişkimiz süper gelişti. Ona şevkatle yaklaşmak lazım. Çoğu zaman yönetimden çekiniyor, kendisini anlamayacaklarını düşünüyor. Ama onunla konuşursan, iyi niyetli bir insan olduğunun farkına varıyorsun.

Haberin Devamı

Lincoln, Arda, Kewell, Baros... Hepsinin birarada oynaması takım savunması için problem değil mi? Mesela Steaua, Kharkiv maçlarının kaybedilmesinde, bu bir etken miydi?

Hayır... Beni Galatasaray'a getirmek istemelerinin tek bir nedeni vardı. Buraya gelmemde başrolü oynayan Adnan Sezgin'dir. Ona teşekkür ederim. Bana, "Bu takım zaten savaşıyor ve kazanıyor. Ama biraz da estetik, hücum ve aksiyon katmalıyız' dedi. Benden iyi futbol istediler, ben de iyi futbol oynatıyorum.

Avrupa'da işler yolunda!

Evet, UEFA Kupası'ndaki maçlarımız hepimiz için büyük sükse oluyor. Vitrine çıkıyoruz. Avrupa'daki meslektaşlarım; özellikle Hertha ve Benfica maçlarında bütün kulüpler tarafından gözlendiğimizi söylediler. Futbolcularıma talip olan yöneticiler işte bu maçları izlemişler. Benim geleceğim için de iyi bir referanstı, çünkü iki maçta da futbolun gerektirdiği herşeyi yaptık; harikaydık.

Haberin Devamı

Her teknik adam, geldiği takımdan transfer ister. Siz yapmadınız, neden?

Eski takımınızdan bir futbolcu aldığınızda, onu oynatmak zorunda kalabilirsiniz. Yani o oyuncu, sizin üzerinizde adeta bir ipotek haline gelebilir. Hatta kariyerinizde sıkıntı yaşatabilir.

Kiessling'i düşünmez miydiniz mesela...

Kiessling süper futbolcu, ama bonservisi 15 milyon Euro... O halde kalsın! Süper bir takım yaratmak istiyorsanız, süper bütçeniz olmalı. Süper isimler almak istiyorsunuz ve elinizde sadece kağıt mendil var! Olur mu sizce.

Ligde Bursa, Eskişehir ve Fenerbahçe'ye yenildiniz. Neleri eksik yaptınız?

İki maçta hakemler büyük hata yaptı. Eskişehir'de yediğimiz gol, açık bir ofsayttı. Göremediler. Ama onlar da insan. Fenerbahçe maçında ise hakem çift vuruş olduğunu sahadaki hiç bir oyuncuma açıkça gösteremedi. Uyarmalıydı. Elini havaya kaldırdığında görüntüden çıkmıştı, kimse onu görmedi. Lincoln'ün golü geçerli olsa, o maçı kaybetmezdik.

Haberin Devamı

Taraftarlarla aranız nasıl?

Bursaspor'a mağlup olmuştuk. Ertesi gün yürüyüş yapıyordum. Arkamdan bir el dokundu ve "Hocam takma kafanı. Her takım yenilebilir. Biz size güveniyoruz, rahat olun' dedi. Çok duygulandım.

Türkiye'nin en pozitif takımı, neden bazı maçları boş tribünlere oynuyor?

Mesela Malatyaspor maçı... Sadece 5 bin kişi vardı. Bu Galatasaray gibi büyük bir camia için utanç verici. Yetkililer şunu yapamaz mı; gidin okullara, biletleri 1 liradan verin. O çocuklar gelsin; Arda'yı, Kewell'ı, Baros'u izlesin. Kötü mü olur?

O maça nasıl hazırlamıştınız takımı?

Biz her maç için hazırlık yaparız. Malatyaspor maçında 36 numaralı rakip futbolcunun (zannedersem boyu da 1.96'ydı) duran toplarda gelip bize gol atabileceğini biliyorduk. Rakibi izlemiştik ve bunu futbolcularımıza iletmiştik.

Bu sezon penaltılarda bazı anlaşmazlıklar yaşandığını gördük. Neden?

Penaltı kazandık, topun başına Ümit Karan geçti. "Hayır' dedim, Baros'un atmasına istedim. Skor 4-1, 3-0 olsa sorun değil, Ümit de atabilirdi. Ancak skor tehlikeliyse, bu konudaki tercihi ben yaparım. Çünkü o penaltı gol olmazsa ve puan kaybetsek bütün eleştiriler beni bulacaktı. Herkes "6 ay gol atmayan adama nasıl penaltı attırdın' diyecekti. Eleştiler bana gelecekse, kararları da ben vermeliyim.

Devre arasında kimleri göndermek istediniz?

Ferdi'yle görüştüm ve bu oyuncular içinde kendisine çok şans veremeyeceğimi söyledim. "Ben oynasam da oynamasam da burada mutluyum. Çünkü bir şeyler öğreniyorum ve sizinle kariyerime katkı yaptığımı düşünüyorum. Bu nedenle burada kalmak istiyorum. Ben uzun yıllar Rize'de kaldım, ama hiç gelişemedim, sadece koştum' dedi. Oynatamadığınız bir futbolcu bile böyle düşünüyorsa, o takımda işler gerçekten yolunda demektir.

Hakan Şükür kalsa tercihleriniz nasıl olurdu?

Hakan Şükür kalsaydı da çok şey değişmezdi. Çünkü benim bu konudaki düşüncem çok net: Milan varsa Milan oynar... Şu an onu kimse kesemez.

Skibbe için kariyerindeki zirve nedir?

Ben o zirveyi 2002'de kaçırdım. Finalde Brezilya bizi (Almanya) mağlup etti ve Dünya Kupası Şampiyonu olamadık.

Türk Futbolu hakkındaki gözlemleriniz neler?

Hızlı bir kıpırdanma var. İyi futbol oynayan takım sayısı her geçen gün artıyor. Şu an 3 büyük-4 büyük deniyor, ama zamanla bu durum değişecek. Bakın Sivas'a: Çok dirençli bir takım. Kayserispor'un mükemmel bir defans anlayışı var. Onları alt etmek zor. Gaziantepspor ise en tehlikeli olanı. İyi bir gününde Antep, Tabata gibi yıldızıyla rakip için kabus olabilir.

Galatasaray'ı bir kenara bırakırsanız, Türkiye'deki en iyi oyuncu kim?

Trabzonsporlu Selçuk İnan... Müthiş bir futbolcu, ama bundan çok daha iyi olabilir. Holosko'yu da inanılmaz beğeniyorum. Genç, ayaklarına hakim, süratli ve savaşçı. Geleceği çok parlak.

Türkiye'de teknik adamlık kolay mı!

Buraya gelmeden önce, Türkiye'de kimler görev yapmış diye ufak bir araştırma yaptım. Gözlerime inanamadım. Hiddink, Beenhakker, Parreira, Löw, Lazaroni, Del Bosque, Tigana, Toshack... Hepsi dünyaca ünlü hocalar, ama gelip 1 yıl dolmadan dönmüşler. Daha fazla kalmış olsalar, Türk Futbolu'na daha büyük katkı kapmış olurlardı. Aslında bunu irdelemek lazım.

Türk futbolculara bakışınız...

Daha eğitimli olmaları herkesin yararına. Bence genç yaştan itibaren yabancı dil eğitimi almalılar. Çünkü futbolcular kariyerlerini Avrupa'da devam ettirmek isteyince önlerine en büyük engel olarak lisan çıkıyor. Bu yüzden eğitim şart.

Son sözleriniz...

Özel hayatıma saygı duyulmasını  istiyorum. Bazı haberler beni üzüyor. Aslında benim için önemli değil, fakat 16 ve 18 yaşında iki kızım var ve onlar için ileride  sıkıntı yaratabilir.

Galatasaray'da kalırım ama...

“Sözleşmem 1+1. Yani bir yıllık opsiyonum var. Ancak benim seneye de burada kalmam için 3 faktör gerekli. Birincisi, Galatasaray takımının performansı, kalitesi, geleceği. Aynı ekiple devam edersek, yıldızlarımızı kaybetmezsek bu olumlu bir gelişme olur. İkincisi, yönetimin bana ve takıma olan tavrı, güveni. Onlar bizden memnun ise, birlikte yola devam etmek istiyorlarsa, bu imza atmamda önemli bir etken olacaktır. Sonuncusu ise benim kararım. Çünkü şu an ben de teklifler alıyorum. Beni de isteyenler var. Ancak kararı, yani son kararı ben vereceğim.”

KALLİ KARARLARIMA ASLA KARIŞAMAZ...

“Kalli'nin gerçek anlamda görevi, Galatasaray Yönetimi'nin danışmanı. Ancak şu an ne yapıyor derseniz, ben tam anlamıyla bilmiyorum. Hatta Galatasaray Yönetimi'nin dahi tam anlamıyla bildiğini zannetmiyorum. Bildiğim tek şey var: Kalli benim kararlarıma müdahale edemez, zaten böyle olduğunu o da biliyor ve ona göre davranıyor. Zaman zaman bizim için maçlar analiz edecek. Mesela Bordeaux'yu izleyecek. Ama unutmadan söyleyeyim; Bordeaux'yu Burak ile ben de tekrar çıplak gözle izleyeceğim ve sonuçta kararları daha önce de dediğim gibi, biz vereceğiz!”

Almanya'da bile "enişte' diyorlar

“Almanya'ya gidiyorum, havalimanında taksiye biniyorum ve şoför "enişte' diyor. Aylin hanımla birlikte olduğumu biliyorlar. Hatta geçen gün bir taksiye bindim, birkaç dakika sonra babası şoförü aradı ve "Şu an taksinde Galatasaray'ın hocası var, biliyor musun?' dedi. Şoför, "Evet de sen nereden öğrendin' deyince; babası, "Arkadaşların arayıp haber verdi' dedi. O şoför neredeyse beni evine götürecek, babasıyla tanıştıracaktı! Bunlar güzel şeyler. Türk insanının sıcak ve     samimi tavırları memnun edici.”

Arda garip bir adam!

“Bazen düşünüyorum, bu nasıl bir adamdır böyle! Müthiş oynuyor, muhteşem bir futbolcu. "Bir futbolcu hiç yorulmaz mı' diye geçiriyorum içimden. Çünkü hem çok dayanıklı hem de çok güçlü. Üstelik yetenekli ve zeki...”

Ayhan'ın aklı Barcelona'da

“Benfica karşılaşmasını kazanmıştık. Ayhan Akman soyunma odasına geldi ve "Hocam, vallahi bugün Barcelona gibiydik' dedi. Çok tecrübeli, ama hala futbolda hedefleri var. İşte bu yüzden takım için çok önemli.”

Servet insan olarak büyüdü

“Leverkusen-Galatasaray maçındaki Servet'i düşünüyorum, bir de şu ankini. Aslında İstanbul'daki maçta iyiydi, ama Almanya'da tüm Galatasaray takımı gibi kötüydü. Servet gerçeği şu: O, insan olarak çok büyüdü...”

Benim adamım Hakan Balta

“Elbette Lincoln, Arda, Baros ya da Kewell çok önemli oyuncular. Ancak benim adamım Hakan Balta. Çünkü onun futbolunun bir çizgisi var ve performansı asla bu çizgiden aşağıya düşmüyor. Hem çok istikrarlı hem de zeki...”

Meira 5 dil biliyor ama...

Meira; Servet-Sabri-Topal üçgeninde oynuyor. 5 dil konuşuyor, ama üçgendeki arkadaşları anlamıyor. İki gerçek var. İlki, Meira'nın uyum sorunu sürüyor. İkincisi o üçgenin kariyerlerini de düşünerek Meira'yı anlayacak girişimde bulunmaları.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!