Sıradaki hayvan hangisi!

Yıllardır bir taneydi.

Bir çeşitti yani.

Ne kafamız karışıyordu, ne de bir şey…

Her başımıza geldiğinde, onu atlatabilmek, ondan kurtulabilmek için gereken birkaç şeyi yapıyorduk, olay bitiyordu.

Bir hafta bilemediniz en fazla on gün sürüyordu.

İnsanları öldürmüyordu!

Bu kadar tantana kopmuyordu.

Birkaç yıl önce iki tane oldu.

Akılları karıştırmayı başardı.

Her kafadan bir ses çıktı “Şöyle yapılmalı, böyle yapılmalı” diye…

Bitti, geçti gitti.

Biz öyle sanmışız meğer.

Bitmemiş!

Gözümüz aydın!

Geçtiğimiz günlerde üçüncüsü de çıktı.

‘Tanrı’nın hakkı üçtür!’ sözünü doğrularcasına…

Şimdi bu üçüncüsünden nasıl kurtulmamız gerektiğini bangır bangır bağırıyor televizyonlar, gazeteler…

Kimseyle tokalaşılmayacak, öpüşülmeyecek.

Temizliğe dikkat edilecek. Özellikle de el temizliğine…

Bol bol sebze - meyve yenilecek.

Kapalı ortamlarda bulunulmayacak.

Doktora gidilecek.

İstirahat edilecek.

Bütün bunlar domuz gribinden kurtulmak için!

***

Oysa yıllardır bildiğimiz gripti.

Birkaç yıl önce kuş gribi olarak uçtu, geldi kondu ciğerlerimize.

Hem de içimizdeki evham kuşlarını ‘cik cik’ öttürerek…

Ölümlere yol açtı, insanları panikletti haklı olarak.

Gerekenler yapıldı, çareler alındı.

Sıra tam rahat nefes almaya gelmişti ki…

Geçtiğimiz günlerde grip bu kez domuz kılığına bürünerek geldi.

Yine salgın…

Yine ölümler, yine önlemler…

Yapılması gerekenler…

***

Hayır, olayın bir de şu yönü var.

Önce kuş…

Sonra domuz…

Biri küçücüktü.

Küçük olmasına rağmen etkisi büyüktü.

Gribin domuz olanı, yüzlerce kuşun büyüklüğü kadar…

E haliyle…

***

Benim korkum şu şimdi, bu griplerden sonra.

Kuş, domuz…

Sıradaki hayvan hangisi?

Gribin yeni kurbanı olacak hayvan!

Ejderha olursa şaşmamak gerek!

E kuşun bilmem kaç katı büyüklüğünde domuz… Domuzun bilmem kaç katı büyüğü bir hayvanı düşünürsek…

***

Ben diyorum ki boyutunu küçültsek…

Ona göre bir hayvan seçsek, gribin yeni kurbanı olarak.

Küçük bir hayvan olsun ki…

Hani etkisi de az olacağından…

Buldum!

Karınca gribi!

Bu gribe yakalanırsak…

E malum, karınca gibi çok çalışan bir millet olarak, istirahat etmeye ihtiyacımız var ya!