'Sinan Akçıl'ın sesi, sesten çok bir hırıltı!'

Güncelleme Tarihi:

Sinan Akçılın sesi, sesten çok bir hırıltı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 29, 2016 11:11

Sinan Akçıl’ın ‘1001 Gece’si orta halli bir şarkı. Ama hayranları tarafından kapışılacağına, yere/göğe konamayacağına hiç şüphe yok.

Haberin Devamı

Sinan Akçıl gibi bir meselemiz var kaç zamandır. O ya da hayranları bu cümleyi, ‘mesele’ yerine ‘fenomen’i koyarak kurar ya da kurmak isterler ama değil ne yazık ki; adlı adınca mesele, hem de derin olanından.

Son şarkısı ‘1001 Gece’ ile yeniden görüldü ki Akçıl’ın sesi şarkı söylemeye müsait değil. Sesten çok bir hırıltı olduğunu da söylemek mümkün. Tabiatın, şarkı söyle diye değil de; konuş, anlaş, muhabbet et, gündelik hayatını bir biçimde sürdür diye verdiği bir ses. Ama öyle olamıyor çünkü Akçıl’ın sınırı yok. Durma noktası ise hiç yok.

Hiç şüphesiz içinden geçmekte olduğumuz günler bu satırların yazarı gibi eleştirmenleri değil, her türden hadsizliği teşvik eden günler. Sesi olmayanlar şarkıcı, sıfır yetenekliler oyuncu, cümle kuramayanlar yazar sayılır oldu. Dahası çok satıyor, seyrediliyor, okunuyorlar.

Haberin Devamı

Sinan Akçılın sesi, sesten çok bir hırıltı


Bu nedenle de işte, en ufak bir eleştiride karşınıza çıkarılan şu oluyor: “Ama çok satıyorum... Ama 1 numarayım.” Müziğin tarihine, hadi dünyayı bırakıp kendimize dönelim, müziğimizin tarihine bakıldığında, hâkim olan anlayış (ya da gelişme) hep bu olmuştur. Genellikle kötü olan çok satar. İyi olanın çok sattığı görülmemiş değil ama nadirdir. Çok nadirdir.

‘1001 Gece’nin Akçıl hayranları tarafından kapışılacağına, yere/göğe konamayacağına hiç şüphe yok. Onları tavlayacak ya da ciğerlerinden yakalayacak dizeler ince ince döşenmiş şarkının içine. “Gözlerin kalbimden atıyor son anda ayrılığı ve onun yerine... Bi güneş doğuyor hep üstüne, bitiyor diyemiyorum. Aklıma geliyor 1001 gece, ben sana kıyamıyorum.”

 

Sinan Akçılın sesi, sesten çok bir hırıltı

1001 Gece, Sinan Akçıl,  DMC/Akçıl’s, 1/5


Akçıl hayranlarının o akla gelen 1001 gecenin içini/altını canlarının çektiğince dolduracakları kesin. Belki kıy(ma)ma konusu da bir yolunu bulup çıkacaktır bilinçaltlarından ama asıl fışkıracak olanın daha tensel, fazla cinsel olduğundan kimselerin şüphesi yoktur herhalde. Ne sandınız ki? Bu ya da böyle şarkılarda, herhangi bir sözcük tesadüfen mi sızar şarkıların içine?

Şarkıya gelince... Fena değil. Düzenleme ile biraz çekidüzen verilmiş orta halli bir şarkı. Kısmen melodi, kısmen de düzenleme sebebiyle, şarkı sıkça yolunu Yunanistan’ın pop şarkılarının civarından geçiriyor. Biraz Despina Vandi, biraz Rober Hatemo’nun Türkçe söylemek için kendine yakıştırdıklarından. Bir de remix’i var şarkının; remix’i hapsettiğimiz konfeksiyon imalathanelerinden çıkmış bir kılıkta. Hepsi bu.

Haberin Devamı

KAPILAR AÇILIR BİR ANDA
KAPILAR, İHTİYAÇ MOLASI, SONY, 4/5

Sinan Akçılın sesi, sesten çok bir hırıltı


20 yıllık bir grup İhtiyaç Molası ama üçüncü albümlerini (‘Kapılar’) henüz çıkarabildiler. Çok iyi anlaşan bir ekip ve müzik dünyasının dayattığı hiçbir standardı, hiçbir davranış biçimini umursamıyorlar. Şarkılarını, ancak mütekâmil hale ge(tirebi)ldikten sonra çıkarıyorlar dinleyicilerinin önüne. Yeni albüm, albüme adını veren ilk şarkı ile birlikte rock temelli olarak akmaya başlıyor, avangardın hâkimiyeti altındaki bazı kıyıları (saygıda kusur etmeyerek) ziyaret ediyor ve zenginleşmiş, iyice coşmuş bir halde okyanuslara ulaşıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!