Sezonun yeni dizileri ve ibretlik hikayeler

Güncelleme Tarihi:

Sezonun yeni dizileri ve ibretlik hikayeler
Oluşturulma Tarihi: Eylül 09, 2012 00:00

Küçüklü büyüklü tüm kanalları sayarsak bu sezon yaklaşık 130 dizi ekranlarımızda olacak. Yazıyla yüz otuz. Büyük harflerle YÜZ OTUZ.

Haberin Devamı

Bunların 80 kadarı yeni dizi. Bu sezon boyunca yine ömrümüzde hiiiç görmediğimiz birtakım tiplere maruz kalacağız. Bu kadınlara ağlayacağız, bu adamlara küfredeceğiz. Basında yeteri kadar yer bulamamış beş yeni diziyi setlerinde ziyaret ettim. Oyuncularla sohbet ettim. Bizi gerçekten de çok ilginç senaryolar bekliyor

SİZİNKİ YÜZYILSA BİZİMKİ DE YÜZYIL

Dizinin yönetmeni Samet Erkut en baştan kabulleniyor: “Dizimizi ‘Muhteşem Yüzyıl’ın karşısına konumladık. Olaylar 1500’lerin Avusturya’sında geçiyor. Osmanlı’nın en yaman düşmanlarından İmparator Ferdinand’ın fedaisi Jürgen ve etrafındaki işte keşiştir, şövalyedir kim varsa onların öyküsü. Senaryomuz da ‘Muhteşem Yüzyıl’a göre şekilleniyor. Kanuni Macaristan seferine mi çıktı, bunlar da hoop Edirne’ye. Viyana kapılarına mı dayanıldı, “Hah yine geldi seninki” diyerek savunma savaşı. Bunun yanısıra da tabii Ferdinand’ın aşk hayatı vesaire, tahmin edersiniz ehehe” diye konuşuyor. Herkes umutlu, “Kanuni devam ettikçe biz de ekmek yeriz!” diyorlar.
Başrol oyuncusu Semih Betikoğlu, “Biz çekerken inanılmaz eğlendik. Umarız siz de eğlenirsiniz. Ama çabuk eğlenin, üç bölüm sonra topu dikecek gibiyiz” diyerek gevrek geverek gülenler kervanına katılıyor.

VASAT GENÇLER

Haberin Devamı

Sezonun iddialı gençlik dizilerinden. Üstelik oyuncuları da oldukça tanıdık. Başrol oyuncusu Semih Betikoğlu. “A yine siz?” deyince gevrek gevrek gülüyor. Dizinin hikayesi komple bir İngiliz dizisinden arak.
Genç ve güzel Suzan ile genç ve ebleh Şebnem, genç ve bıyıklı Orkun’a aşıktırlar. Şebnem’in arkadaşı Betül ise Orkun’un arkadaşı Tamer’e aşıktır. Tamer ise Suzan’ın genç ve ebleh arkadaşı Şebnem’e aşıktır. Şebnem ise kendisine aşıktır. Olayların merkezindeki Orkun ise bıyıklarına aşıktır. Her şey inanılmaz karışınca içlerinden biri hastahaneye düşer. Tüpler, kablolar, gözyaşları derken Tamer Şebnem’e tekme atar.
Aklıma tek bir soru takılıyor: Hadi siz neyse de Simge Fıstıkoğlu’nu nasıl ikna ettiniz bu diziye?
“Senaryodan haberi yok” diyor Semih. “Her şeyi montajda toparlıyoruz” Kurnazca gülüyor.
 
ADAM GİBİ ADAMLAR LABİRENTİ

Haberin Devamı

Bu yılın bombası sanırım ‘Adam Gibi Adamlar Labirenti’. Dizideki herkes, figüranından ışıkçısına, başrolünden kurgucusuna kadar erkek. Başrol oyuncusunun odasına girince... “Lan yine mi sen?” diyorum. Semih Betikoğlu kıs kıs, pis pis gülüyor. “Abi dizilerdeki jönlerin birbirine tıpatıp benzemesinden ben de nemalandım, sus sakın ses etme” diyor.
Dizi bir mafya hikayesi. Ancak bu kez olaylar yurtdışında geçiyor. Beyrut’tan Şam’a, Londra’dan Trömsö’ye uzanan saçma sapan bir koşturma. Diyalog yok gibi bir şey. Daha bir sürü şey var da Semih Betikoğlu sinirlerimi bozduğu için seti terk ediyorum. Semih arkamdan bağırıyor “Şebnem yine bana aşık ahahah!”

Haberin Devamı

ADINI BERK KOYDUM AMA SONRA DEDENGİL SİTEM EDİNCE MAHMUT YAPTIK YAŞLI BAŞLI ADAM SONUÇTA: ÖZGÜR’ÜN YOLU

/images/100/0x0/55eab3bef018fbb8f8914392

Dizinin yıldızı Özgür Çakıt’la Bebek’te buluşuyoruz. Etrafıma bakınıyorum. “Sakin ol, Semih’i kadrodan attık” diyor Özgür. Bu yüzden dizinin adına ‘Özgür’ün Yolu’ ibaresi eklenmiş.
Özgür mutlu. “Küçük bütçeli bir diziyiz. Kadroda bir tek ben varım” diyor.
“Nasıl ya?” diyorum.
“İşte benim başıma gelen olaylar. Çok sürükleyici ama sakın hafife alma” diyor.
Burukluğumu gizlemeye çalışarak Özgür’e veda ediyorum.
“Biz çekerken çok eğlendik. Zaten sette üç kişiyiz. Umarım izleyici de çok eğlenir” diyor.

Haberin Devamı

EHLEN VE SEHLEN

Yapımcı Hüseyin Torkan’ı ofisinde ziyaret ediyorum. Beni ‘Ehlen ve Sehlen’ diye karşılıyor. “İşte hedeflediğimiz sıcaklık bu” diyor gülerek.
Dizi direkt olarak Ortadoğu piyasasını hedefleyerek çekilmiş. “Belli bir konumuz yok,” diyor Torkan, “Konjonktür ne gösterirse ona göre ilerleyeceğiz.”
“Ya bu dizi eskaza tutarsa ne yapacaksınız?” diye soruyorum.
“Tutmaz tutmaz” diye gülümseyerek teselli ediyor beni. Ve devam ediyor, “Ama tutabilir de? Çünkü çok sevilen bir diziden iki oyuncu transfer ettik. Bir de Ajax’tan süper bir stoper transfer ettik, çita gibi şerefsiz. Evet evet. İyice delirdik biz. Biz çekerken ekip olarak çok delirdik, umarım siz de delirirsiniz. Bakın bu set amirimiz, saten boyayla kırmızıya boyadık kendisini.”
Ofisten kaçıyorum. Kenya’ya giden bir charter uçakta yer buluyorum. Yarın sabah yolcuyum kısmetse.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!