Seyirci izin vermedi

Güncelleme Tarihi:

Seyirci izin vermedi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 02, 2016 12:59

Scorpions, veda turnesinin ardından 50. yıl özel turnesine çıkmaya karar verdi. 12 Temmuz’da Küçükçiftlik Park’ta sevenleriyle buluşacak olan dünyaca ünlü Alman grupla, Lizbon konseri öncesi görüştüm.

Haberin Devamı

* Sizi en son İstanbul konserinde bir arada göreceğimizi düşünmüştük. Ama şimdi 50. yıl özel turnesiyle geliyorsunuz.
- Klaus Meine: O kadar uzun zaman önceydi ki unutmuşuz resmen! Veda turnesiyle işi bıraktığımızı düşünürken, 2012’nin sonuna kadar çaldık. Sonrasında hitap ettiğimiz kitleye birçok gencin katıldığını, hatta Scorpions hayranı yepyeni bir neslin geldiğini fark ettik. Facebook sayfamıza bir göz atın, 7 milyon insan var! Bu kadar genç insanın Scorpions partisine katılmasıyla, müziği bırakmanın ne kadar zor olduğunu bir kez daha anladık. Kariyerimizi sonlandırmamız için bir sebep olmadığı hissi oluştu.

* Bu kararda MTV Unplugged teklifi ne kadar etkili oldu?
- Klaus Meine: Elveda turnesini bitirdik, tam tatile çıkacakken dönüm noktası niteliğinde bir telefon geldi. Bizden MTV Unplugged için çalmamızı istediler. Bizi arayan İsveçli prodüktör, bunu stüdyo ortamı yerine Yunanistan’da bir amfi tiyatroda yapmamızın bizler için harika bir fırsat olduğunu öne sürdü. MTV Unplugged gerçekten çok başarılı oldu. Sonrasında genç kitleyi düşünerek yeni şarkılar yazmaya başladık. “Sting in the Tail”in son albümümüz olacağını düşünürken MTV unplugged bize yeni ve zor bir görev verdi; turne. Şu ana kadar her şey harikaydı. Daha yeni Kopenhag’dan geldik. Şimdi sırada İspanya, Türkiye ve Güney Amerika var. Seyircimizle hâlâ bu kadar birbirimize bağlı olmamız kendimizi çok iyi hissettiriyor. Hayranlarımız hâla bizim neden turneye çıktığımızı ve bundan nasıl keyif aldığımızı anlayabiliyor. Sebebi ortada; her gece sahneye çıktığınızda karşınızda üç nesilden şarkılarınızı sizlerle birlikte söyleyen bir dinleyici kitlesi olması... Hatta bir kesimin bu şarkılar yazıldığında henüz doğmamış olması!

Seyirci izin vermedi


SİZİNLE DE HARİKA BİR GECE OLACAK

* Bu grubun da 50. yılı aynı zamanda.
- Klaus Meine: Menajerimiz bizi bu kutlamayı yapmaya ikna etti. İkna edilmemiz zaman alsa da emin adımlar attık. Başlamamız lazımdı. Hâlâ formdayız, uyumumuz mükemmel. Seneye ne olacağını kimse bilmiyor, henüz bunun için bir toplantı yapmadık. Ama bu turne çok enerjik ve eğlenceli. Ayrıca aralık ayına kadar doluyuz.
- Matthias Jabs: Gece 01:00’de partiden çıkarken “Aa çok eğleniyordum, iyi ortam var. Muhabbet edip biraz daha takılalım” diyerek sabahın 06:00’sına kadar kalman gibi mi? (Gülüyorlar)

* Yani işi bırakmak istiyorsunuz ama kimse izin vermiyor?
- Klaus Meine: Aynen. Dediğimiz gibi iki sene önce bitirmişken, dünyanın dört bir yanından aldığımız teklifler çok çekici geldi. Mesela uzun zamandır Japonya’ya hiç gitmemiştik ve oraya dönmeyi çok istedik. Ekimde burada büyük bir festival olan Loud Park’ta ana gruplardan biri olarak sahneye çıkacağız. Daha sonra Şanghay, Pekin, Bangladeş ve Vietnam var sırada. Hâlâ bu kadar sıcak karşılanmak harika bir his. Sizinle de harika bir gece olacak, hep beraber klasik hit’lerimizi söyleyeceğiz.

* Bu kadar zamandır enerjinizi korumayı nasıl başarıyorsunuz?
- Klaus Meine: İnsanlardan gelen enerji dalgasını koruyoruz. Sahneye çıktığınızda hayranlarınızdan gelen enerji bence bunu özetliyor. Ben bu durumun canlı sahne alan her sanatçı için aynı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bana göre sahnedeki her sanatçı seyircisine “Ben yukarıdayım siz aşağıdasınız” gözüyle bakmak yerine onlarla arasında gerçek bir bağ kurmalı.

Seyirci izin vermedi


TÜRK SEYİRCİSİ HİSLERİNİ BELLİ ETMEKTEN KAÇINMIYOR

* Peki Türk hayranlarınızla aranızdaki bağ ne durumda?
- Klaus Meine: Duygusallık anlamında Yunan seyircisinden çok da farklı değiller. Hislerinizi belli etmekten kaçınmıyorsunuz, bizim de aradığımız bu. Anı yakalamak. Durgun bir seyirci sıkıcı olur. Biz hareket halindeyiz ve böyle bir geri bildirime ihtiyacımız var. Birkaç sefer İstanbul ve İzmir’de çaldık. Hep harika konserler oldu.

* Alman bir rock grubu olarak, dünya çapında bu kadar geniş bir rock dinleyici kitlesine ulaşmanızı sağlayan farkınız nedir? İngilizce şarkı sözü yazmanızın dışında?
- Klaus Meine: Uluslararası bir rock topluluğu olabilen grup sayısı çok azdır. Albüm kontratını imzalarken bunu bir numara olarak kullanıp, erkenden yola çıkıp sınırları aşarak diğer ülkelere gidebilirsiniz. Örneğin bizim Fransa’ya gidişimiz gibi. Başka grup olsa beklerdi, biz plak şirketini zorladık. Yoksa Alman bir grubun dünyanın pek çok ülkesinde adını duyurması güç olurdu. Bir de bizim gibi Alman çocukların İngilizcemiz yeteri kadar iyi değilken İngiltere’ye gidip konser öncesi röportaj verdiğimiz günler vardı. Nottingham’da konuşulan İngilizce’nin o kadar ağır bir aksanı vardı ki, bir sonraki soruyu anlamama korkusuyla uzun uzun cevaplar verirdik! Ama konserlerde insanlar hep bizden çok etkileniyordu. Yine de bu yola baş koyduk, sıkı bir rekabetin içinde girdik. Düşünün, Amerika’da AC/DC ve ne kadar yeni olsalar da Bon Jovi gibi gruplarla bir aradaydık. Aynı rock’n roll sınıfına dahil olduğumuzu anlamış olduk. Diğer türlü çoktan geri gönderilirdik.

 

Haberin Devamı

İSTANBUL’UN HAVASINI ÇOK SEVİYORUZ

Haberin Devamı

* İstanbul için hangi şarkılarınızı seçtiniz ve İstanbul’la ilgili en çok neyi özlediniz?
- Klaus Meine: Hayranlarımızın çok sevdiği “Still Loving You” ve “Wind of Change” gibi şarkılarımızın yanında açılışı yepyeni bir şarkıyla yapacağız. Büyük başlangıç ve büyük son bizim olayımız. İnsanlara bizden istediklerini veriyoruz ve son dönemde dünya çapında çok olumlu eleştiriler aldık. Hep aynı düzende devam etmeyip konserlerdeki tempoyu değiştirerek, hep bir üst seviyeye terfi ettik. Bu durumdan hem biz hem de seyirci memnun.
- Matthias Jarb: İstanbul ile ilgili hep güzel anılarımız oldu. Buranın havasını çok seviyoruz. Gece Boğaz’a karşı oturup bir şeyler yemek ya da denizi seyretmek çok keyifli.

 

Haberin Devamı

BONO ŞU SIRALAR NEREDE ACABA

Son dönem dünyanın dört bir yanında olan saldırılar ve şu anki politik durum hakkında ne demek istersiniz...
- Klaus Meine: Türkiye’de, Brüksel’de, Paris’te, Orlando’da olan trajediler için ne desek az. Bizler 89’da Moskova’da konser verdiğimizde bir umutla değişimin bir parçası olduğumuzu ve düşmanlığın bittiğini düşünüyorduk. Fransa’da da açık kollarla karşılandığımızda bütün korkunç olayları geride bıraktığımıza inanmıştık.
O sıralar devir değişiyor diye seviniyorduk.
Şu anda da devir değişiyor fakat eskisi gibi değil, üzücü ve olumsuz bir yönde...
Bu değişim birçok açıdan karmaşık. İstanbul, Paris, Orlando... Bütün bu olanlar, üzerine şarkı yazmak için fazla karışık.
Bütün dünyanın çivisi çıkmış gibi resmen ama bu konuda nasıl şarkı yazarsınız? Diğer yönden tehditler, iklim değişiyor, bir araya gelmemiz gerekirken birbirimizden tekrar ayrılıyoruz.
Ayrıca bizler müzisyeniz, politikacı değil. Biz insanların şarkılar söyleyip, el ele vermesini istiyoruz. Barış içinde bir dünyadan ve gelecekten yanayız. Haberleri izlediğimizde ise hayal ettiğimiz yaşamı maalesef göremiyoruz.
Biz müzisyen olarak kendimizi ciddiye almak istemiyoruz desek de, Bono şu sıralar nerede acaba? Dünya barışı için esas şu an konser yapılmalı. Evet hepimiz farklıyız, birbirimizle birtakım sorunlarımız olabilir ama kimse böyle düşmanlıklar istemiyor.

 

Haberin Devamı

PAUL McCARTNEY 74 YAŞINDA VE HÂLÂ İNANILMAZ

* 50 yıldır hâlâ aynı tempoda devam ediyorsunuz. Bunun arkasındaki sihir nedir?
- Klaus Meine: Grup elemanları arasındaki sağlam uyum, aynı kimyada olan insanların bir araya gelmesi. Mesela İtalya-İspanya maçını şu an burada sizlerle konuşuyor olduğumuz için kaçırıyoruz ama dert etmiyoruz! (Gülüyor)
- Rudolf Schenker: Almanya da geçen akşam harika oynadı. Bakın mesela bu da bir uyum, takım ruhu. Müzik kendi başına sihirli bir etken.

* Sihir sadece müzik değil şarkı sözleriyle de ilgili o zaman?

- Klaus Meine: Matthias en iyi gitarist, ben de en iyi vokalist olsak da bile bu durum bir anlam ifade etmeyebilir. Sihirli an, her şeyin bir arada uyum halinde çalıştığı andır. Mesela The Beatles’daki gibi. İki hafta önce Berlin’de Paul McCartney’i izledim. Muhteşemdi. 74 yaşında ve hâlâ inanılmaz. Ama Beatles’a dönersek, grup üyelerinin birbirinden zıt karakterler olmasına rağmen, grup harika bir yaratıcılık santraliydi.

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!