Serdar’ın Ramazan Sayfası

Güncelleme Tarihi:

Serdar’ın Ramazan Sayfası
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2005 18:06

Erzurumlu işçi Ali Sucu, akşam bir meyhanede kafayı çekmiş, kesmemiş, bakkaldan bir 35’lik rakı, iki şişe bira, biraz da çerez alıp kendine sakin bir köşe aramaya koyulmuş. Gecenin karanlığında bulduğu bir açık kapıdan içeri girip bir kenara oturmuş, çilingiri kurmuş, başlamış kendi kendine demlenmeye. Ama bir müddet sonra, kapı açılmış, insanlar birer ikişer içeri girip... namaza durunca, bir tuhaflık olduğunu çakozlamış Ali. O kafayla, boş şişeleri bir poşete koyup bir kenara zulalamış ve ... cemaatle birlikte yatsı kıymaya davranmış. Davranmış ama, başı secdeye varınca, alkolün etkisiyle kıçı havada sızıp kalmış.

Cemaatten şüphelenenler olmuş. ‘Adama bir hal oldu’ diye polis çağırmışlar. Gelen memurlar gerçeği çabuk anlamışlar: adam hasta filan değil, zil zurna sarhoş, sızıp kalmış, o kadar.

Çeşmeye götürüp, kafasını musluğun altına soktuklarında ayılmış beriki; ‘Camide içki içtim, Allah beni affetsin!’ diye dövünmeye başlamış.

Takvim bu haberi ‘CAMİDE İÇKİ ALEMİ’ diye vermiş. (Takvim, 4 ekim) Tek kişilik âlem olur mu bilmiyorum, ama bu başlık bana Yıldırım %’e atfedilen o meşhur ‘camide meyhane’ hikayesini anlattı.

En laik geçinen gazetelerin bile bir RAMAZAN SAYFASI olur da benim olmaz mı! Bu vesileyle okurlarıma promAsyon olarak Mızraklı İlmihal veremediğime göre, barim bir ‘Ramazan Sohbeti’ attırayım dedim... Kıssadan hisse en dibinde... Yoğurtlu mercimek çorbası tarifinin hemen üstünde...

Bilenler hatırlar, bilmeyenler öğrenir, ben bu hikayeyi dinlemeyi de anlatmayı da pek severim. (Havaya girdim!)

Osmanlı Hakanı Yıldırım %, dînen yasak olmasına rağmen, gizli gizli şarabını içermiş.

1300’lerin son yıllarında Osmanlı’nın yeni başkenti Bursa’da yaptırdığı Ulu Cami’nin inşaatını maiyetiyle geze Yıldırım bir ara dönüp, damadı ve zamanın velilerinden Emir Sultan Hazretleri’ne sormuş:

- Sultanım nasıl, cami güzel olmuş mu?

- Cami güzel olmuş olmasına da, bir kusuru var, demiş Emir Sultan. Bir köşesine de meyhane yaptırmalıydın...

Kıpkırmızı olmuş Yıldırım.

- Bre sen ne dersin? Allah'ın evine meyhane mi olurmuş?

Gülümsemiş Emir Sultan...

- Kızma Hünkârım, demiş. Ama Allah’ın asıl evi, insanoğlunun kalbidir. Sen Allah’ın yarattığı bu bedeni meyhaneye çeviriyorsun da, ben senin yaptırdığın camiye meyhane istemişim, çok mu?

Rivayete göre, herkesin donup kaldığı sırada, kabahatini anlayan % sırrına vakıf olan ve ona bir ders veren Emir Sultan’ın ellerine kapanıp ağlamaya başlamış ve bir daha da ağzına içki koymamış.

(Bu hikayenin kahramanının Emir Sultan değil Şeyh Hâmid Aksarayî olduğu, Yıldırım’ın aslında şarap içmediği ama düşmanlarının yaydığı bu dedikoduyu duyan Şeyh Hâmid’in padişahı şaka yoluyla uyardığı da rivayet edilir.)

Kıssadan hisse-1: Zamanın velilerinin (Emir Sultan olsun Şeyh Hâmid Aksarayî olsun) bilgeliklerine, cesaretlerine bakar mısınız! Ama asıl, böyle bir ağır eleştiriye katlanıp, söylenenden ders alıp, şeyhinin elini öpen Yıldırım’ın büyüklüğüne bakar mısınız!

Kıssadan hisse-2: Böyle yeri gelir de, patronunuza, müdürünüze, âmirinize lafı böyle küttedenek oturtma fırsatını yakalarsanız... yukarıdaki kıssaya güvenip de kıçınıza tekmeyi yemeyin sakın! Siz evliya değilsiniz!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!