Şarkıyı 365 değil 800 günde yazdım

Güncelleme Tarihi:

Şarkıyı 365 değil 800 günde yazdım
Oluşturulma Tarihi: Ocak 29, 2011 00:00

Kayahan 43 yıldır müzik dünyasında. Farklı kuşaklar onun şarkılarıyla aşık oldu, ayrıldığında yine onun şarkılarına sarıldı. Önümüzdeki hafta ‘365 Gün’ isimli yeni bir single çıkarıyor. Şimdiye kadar yaptığı şarkılar arasında ilk dörde gireceğini söylüyor: “Bu şarkı Boğaz’da eski bir vapurun üstünden size el sallayarak geçiyor. Dostlar bakıp sevinsinler.”

Bazı isimler neredeyse yılda iki-üç single yaparken yeni şarkınız için iki buçuk sene beklediniz...
- Bahsettiğin insanların çoğu başkalarının şarkılarını söylüyor, ben sözlerimi kendim yazıp müziğini yapıyorum. Şimdiye kadar pek çok şarkı sözü yazdım. Benzerlerini yazmamak için uğraşıyorum. Ayrıca şarkılarımı sonbahar ya da ilkbahar gelince değil, şarkı bitince sunuyorum.

365 gün daha duyulmadan konuşulmaya başlandı. Bu eleştiriler sizi nasıl etkiledi?
- ‘Odalarda Işıksızım’ ve ‘Yemin Ettim’ çıktığı zaman ‘Kayahan bitti’ diyenler oldu. Öngöremediler. Aslında herkes beğense benim için tehlikeydi. Çünkü Türkiye için şarkı yazdım. Eleştirenlerse farklı dünyalardan. Yeni parçam için “90’lı yılların sound’unu barındırıyor, bu sözleri duymak istemiyoruz” diye eleştirdiler, olmaz... Bu bir felsefe. Siz başka bir felsefede olabilirsiniz. Ayrıca test ettim, o eleştirenlerin beğendikleri şeyler sonra tutmuyor. Bu işin içinde Hacivat-Karagöz’lükler de var tabii.

Nasıl yani?
- Ben kendi plaklarımın haklarına sahibim. Bu plakların yanlışlıkla satılmasına ve bir şirkete geçmesine mani olmak için dava açtım ve kazandım. Bu sırada da bazı şeyler yaşandı. Bu olayı hazmedemediler. Kısacası bu eleştirilerin arkasında Hacivat ve Karagöz’ler olabilir...

365 Gün şarkısı önce 365 günde yazıldı diye çıktı, sonra öyle olmadığı söylendi. Nedir doğrusu?
- Çalışmaları 800 gün sürdü. İskender Paydaş’la 15 ayrı aranjman yaptık, 14 ayrı söz denedim. Bu sürede iki şarkıyla daha uğraştım. Onlar da bitmek üzere.

Şarkının sözlerinde aşkı için hapislere düşebilecek biri var. Siz düşer miydiniz?
- Bu bir matematik ve duygu işi. Her yazdığınızı birebir yaşamanız gerekmez. Bazen empati kurmanız yeterli. Örneğin ‘Bir Aşk Hikayesi’ni teknemden aşıkları izleyerek yazdım. Bu durumu benim için yıllar önce söylenmiş bir sözle özetleyebilirim: “O bir yıldız değil sizden birisi. Sizin söylemek istedikleriniz söyledi”. Eğer sadece kendi söylemek istediklerimi söyleseydim, ben çalar ben dinlerdim.

Olacakları rüyanızda görürmüşsünüz. Bu şarkıyla ilgili bir şeyler gördünüz mü?
- Evet rüyalarımda olacakları görüyorum. Bu şarkının etkisi de çok büyük olacak.

İPEK HANIM’A EVLENİRKEN ZEYTİN AĞACI VERDİM

Kayahan dendiğinde akla aşk gelir. Şarkılarınızdaki kadar romantik bir adam mısınız?

- Şöyle özetleyelim, mesleğimde savaşçı ama özel hayatımda kırılganım.

Romantik bir hareketiniz...
- Herkes sevgilisine altınlar, pırlantalar hediye eder. Ben İpek Hanım’a evlenirken zeytin ağaçları hediye ettim. Meyve vermez dendi ama inanılmaz zeytin verdi.

Sizin için sert ve agresif yorumları yapılıyor...
- İçimdeki çocuğu ezilmesin, üzülmesin diye korumak istiyorum. Bu yüzden de içimde ordular kurdum. Varsın beni öyle bilsinler. Ben hayatımda kimseyi kırmadım. Bana dokunmayana dokunmadım. Ama sevdiklerime dokunmak isteyenlere misliyle dokunurum.

Hırslı mısınız?
- İnsanları geçmeyi severim ama bunu yaparken çelme atmam. Kendi gücümü denerim. Kimseye sırtımı yaslayıp medet ummam.

Hayatınızda pişmanlıklarınız var mı?
- Bir albüm kapağımda “Gecenin bir yarısı ipekböceği gibi kozamı örüyorum. Bu şarkılar yok mu, her seferinde hepsine kanımdan canımdan bir şeyler veriyorum” diye yazmıştım. Hep başarı için çalıştım, kendime zaman ayırmadım. Yanlış yaptığımı bundan dört-beş yıl önce anladım ama hala yanlış yapmaya devam ediyorum.

İnsanlar “Kayahan hakkında her şeyi biliyoruz” diyor. Ne söylesiniz bizi şaşırtırsınız?
- Bırak öyle zannetsinler (Gülüyor). Eskiden kasetler vardı. Benim kasetlerimde A yüzü bitince çevir, B yüzü direkt başlardı. İleri ya da geri, saniye bile oynamazdı. Bu çok matematik gerektirir. Yani beni romantik bulanlar şunu da bilsin çok matematik bir adamım.

KLİPTEKİ KİBRİTLER GİBİYİM

Düzenlemesini İskender Paydaş’la yaptığı 365 Gün’ün klibini Kemal Başbuğ çekti. Kayahan şarkının klibi için haftalarca düşündü. Yeni fikirler yaratmak için gece gündüz eve kapandı. Bir gece yarısı bir kibrit parçasından ilham aldı. Yüzyıllardır değişmeyen kibritle bir bağlantı kurdu: “Ben de değişmeyen biriyim” diyor ve anlatıyor: “Gece yarısı elimde kibrit çakarak düşünüyordum. Sonra bunun davuldaki zil sesiyle aynı olduğunu gördüm. Klibi kibritle başlatmayı ve şarkıdaki her zil sesinde kibritler çakmasını istedim. Klibin ilk görüntüleri 14 gün boyunca bilgisayar ortamında Fevzi Uludağ ve ekibi tarafından yapıldı. Fransız manken Alexandra oynadı. İlle de bir şeyler değişsin istiyorlardı. Ben de klipte gözlük taktım.”

SEVGİMİZ EŞYALARA SİNİYOR

43 yıllık müzik hayatımda hiç ‘best of’ çıkarmadım. Hazırlamayı düşünüyorum. Bir de daha önceki albümlerim içinde kaybolan şarkılarım için ‘lost of’ projem var. www.kayahan.info adresindeki ankette bu albümleri eski kayıtlarla mı yeni halleriyle mi yapacağımızı konuşuyoruz. Ayrıca eşim İpek Açar’ın albümü için çalışmalarım sürüyor. Evimiz fabrika gibi. İpek Hanım odasında müzik çalışıyor. Aslı Gönül yan odada gitar çalıp dersleriyle uğraşıyor. Evimizde sevgi var. Sevgimiz eşyalara bile siniyor. Hedefimiz şöhret olmadığı için, iyi bir iş çıkarmayı bekliyoruz.

TEKNE VE KÖŞKÜ SATIYORUZ

Benim hakkımda yanlış bilinen şeyler var. “Kayahan parayı sever” derler. Ben hep hakkım olanı aldım. Zekatımı, fitremi ve vergimi ödedim. Benim için önemli olan sevdiklerimin sağlıklı olması ve şerefim. Dünya malıyla çok ilgilim yok. Eskiden eşimle teknede yaşar, karaya ayak bile basmazdık. Şimdi Gömeç’teki gönül köşkümüzden buraya kızım için geldik. Gidemediğimiz için tekne ve köşkü satıyoruz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!