Áşık kocadan müthiş yıldönümü sürprizi

Güncelleme Tarihi:

Áşık kocadan müthiş yıldönümü sürprizi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 14, 2008 00:00

9 Eylül günü saat 11.00’de Kemerburgaz D&R’dayız. 20 kişiyle birlikte, birazdan içeri girecek kadının yüzündeki şaşkınlık ifadesi için bekliyoruz. O, sıradan bir kitapçı ziyareti yapacağını sanıyor. Ama raflarda haberi olmadan basılan, ilk şiir kitabıyla karşılaşacak: "Beni Sev"! Kapının dışındaki ayaklı panolarda Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi kitabının hemen yanında kendi kitabının afişleri... İçeride, yeni çıkanlar bölümünde dizi dizi kitapları sıralanmış. Peki nasıl? Áşık kocasının müthiş evlilik yıldönümü organizasyonu sayesinde.

Nefesler tutuldu. Çiftin anneleri, kardeşleri, komşuları, iş arkadaşları hepsi kitap bölmelerinin arkalarına gizlendi. Beni ve fotomuhabiri arkadaşım Levent’i tanımıyorlar ne de olsa. Biz CD bakıyormuş gibi, en ön saftayız. Saat 11.00’i geçiyor. Çetin Bey’in kardeşi Betül Hanım (görümce) elinde kamerayla önlere yakın bir yerde gizlenmiş. Bize "Merak etmeyin, park eder etmez Çetin benim telefonuma çağrı atacak" diyor. Sonunda 11.25’te beklenen ikili mağazaya yaklaşıyor. Çetin Dalva, karısı Andaç Hanım’ın elinden tutmuş. Andaç Hanım dışarıda afişinin asılı olduğu panoyu hiç fark etmiyor. İçeri girince fotoğrafçımız Levent flaşı patlatıyor. Andaç Hanım bu tanımadığı adamın neden fotoğrafını çektiğini hálá anlayabilmiş değil, şaşkın şaşkın yüzümüze bakarken eşi Çetin Bey eliyle sağdaki standı gösteriyor. Andaç Hanım stanttan bir kitabı eline alıyor inceliyor. Hálá büyük bir sessizlik var. Sonra gözyaşları içinde eşine sarılıyor. Bir daha sarılıyor, öpüyor. "İnanmıyorum sana!" derken arka taraftan alkışlarla 20 kişi çıkıyor. İkinci şoku da yaşıyor: Siz ne arıyorsunuz burada? Arkadaşları, ailesi, ellerinde kitaplarla, "Andaç Hanım kitabınızı imzalar mısınız lütfen" diye sıraya giriyor.

ŞİİRLERİ ÇALDI

Birinci evlilik yıldönümleri bu. Onuncuda da yapar mı görürüz bakalım, demeyin. Birlikteliklerinin dokuzuncu yılı! Çetin Dalva (38), tekstil sektöründe etiket basımı işiyle uğraşıyor. Eşi Andaç Özalap Dalva (33) bir tekstil şirketinde yönetici. Bir gün ortak arkadaşları Lori, o sıralar yoga derslerine giden Andaç’a "Yoga falan hikaye, sen karateye gel" dedi, "Seni beyazlar içinde bir prens karşılayacak ama dikkat et, sakın aşık olma."

Beyaz karate elbiseleri içindeki Çetin’den bahsediyordu. Andaç "Onun merdivenlerden çıktığı anı hiç unutmuyorum" diyor. Bir süre sonra çıkmaya başladılar. Sonra İzmir’e gidip Andaç’ı ailesinden istedi. Doğru zamanı beklediler. Bir sene önce evlenerek nihayet mutlu sona ulaştılar.

Bir yıllık evliliğin ardından Çetin Dalva öyle bir sürpriz yapmak istedi ki unutulmaz olsun. Eşi Andaç uzun süredir şiir yazıyor, bunları bir gün kitap haline getirmek istiyordu. İşte sürpriz fikri böyle başladı: "Tek tek uğraşıp şiirlerini çaldım, kimilerinin fotokopilerini çektim. Çok eskiden beri bildiğim günlükleri vardı, bana da okurdu, yani çok gizli değildi. Hepsini çaldım işte. En zor kısmı onları okumak oldu, çünkü el yazısı biraz kötü. Şiirlerin bazılarına başlıklar verdim. Dört bölümde toparladım: Güneş, bulut, rüzgar ve yağmur. Hüzünlü olanları yağmura, mutlu olanları güneş bölümüne koydum. Yayınevinden Gökhan Koç kapak tasarımını yaptı. Bir hafta önce kitap ortaya çıktı."

PROVASINI BİLE YAPTILAR
/images/100/0x0/55eaa70df018fbb8f88e0d78


Kitabı basmak tek başına süpriz için yetmemişti. Bu organizasyonu yapan Kitap Yayıncılık Halkla İlişkiler Sorumlusu Ülkü Aydın kendisi için de heyecanlı olan süreci şöyle anlatıyor: "Yayınevi olarak bu tarz sürpriz organizasyonlar hazırlamıyoruz, klasik bir yayıneviyiz. Ama Çetin Bey’in hikayesi beni sanki bir sinema yönetmeni gibi heyecanlandırdı. O günden sonra Çetin Bey’le hemen her gün görüştük, bir kez şirketine gittik, bir gün önce de sürpriz mekanında prova yaptık. Andaç Hanım kızar mı diye de düşündük."

Andaç Hanım’a dönüp sizinle de konuşalım diyorum. O kadar heyecanlı ki: "Evet, ama iki kelimeyi bir araya getirebilirsem... Sanki bulutların içindeyim. Kitabı gördüğüm andaki şaşkınlığımı anlatamam. Böyle bir şeye kızmam söz konusu bile değil, çünkü her şeyi yazarken sadece Çetin’i düşündüm. Bu kimseden gizli değil, onu çok seviyorum" diyor, sonra yine gözyaşlarına boğuluyor.

KABAK ŞİİRİ

Kitap adını Beni Sev şiirinden alıyor ama içinde sadece aşk şiirleri yok. Şairin kayınvalidesinin böreğiyle ilgili bir şiir bile var: "Bir akşam evde beraber vakit geçirmeyi istiyordum, Çetin annesine gitmek istediğini söyledi. Nedenini sorunca, kabak böreği yapmış, dedi. Ben de oturup bu şiiri yazdım: Kabak kış sebzesiymiş/ Öğrendim dün/ Sevgilim beni kabak böreğiyle aldatınca/ Annesi pişirmiş, miş. /Akşam yatmadan yiyecekmiş/ Sabah kalkıp yiyecekmiş/ Annesi pişirmiş, miş/ Kabak kış sebzesiymiş/ Ben de dün öğrendim."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!