Ne yaptın be Erkin Baba

Güncelleme Tarihi:

Ne yaptın be Erkin Baba
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 05, 2007 00:00

Her şeyden önce tabii ki büyüksün Erkin Baba.

Ama o konser öncesi 17 dakikalık nutkun yok mu sıktı be Erkin Baba.

Senin için feda edilecek daha çok 17 dakikamız var ama o gece hiç gerek yoktu buna...

Hafta içi ellinci sanat yılını kutlamak için gittik Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’na. Üzüldük önce mekanın dolmamasına.

Sonra sen çıktın sahneye.
/images/100/0x0/55ea8fb5f018fbb8f8880a18


Çok özel bir geceydi hem senin hem de bizim için. Eski arkadaşların, yoldaşların da yalnız bırakmamıştı seni, izinden gelenler de.

Çok doğaldıbir kaç laf etmen. Dile kolay koskoca bir elli yıl geride kalmış.

Kaç kuşağın aşkını çöpçüler süpürmüş, arapsaçına dönmüş.

Ama sen bütün bunları bir kenara bıraktın, tuttun politika konuşmayı tercih ettin.

Suçluluk mu duydun hangi partiye oy vereceğini seçim öncesinde açıkça beyan ettiğin için anlayamadım.

Uzun uzun bu tercihinin nedenlerini anlatma gereği duydun.

Bizi ilgilendirmiyordu ki senin hangi partiye neden oy verdiğin.

"Öyle bir geçer zaman ki" deyip, elli yılın üzerinde sörf yapmak istemiştik sadece.

Alkışlayarak lafını bitirip konsere başlamanı sağlamak istemezdik, özür dileriz.

Sanatçının da politik bir tavrı vardır tabii ki. Ama 50 yıldır arkandan gelen insanlar seni politik tavırların yüzünden takip etmiyor ki be Erkin Baba.

Wagner de politik olarak ’saf ırkı’ savunmuştu ve bu konuda yazdıklarından yıllar sonra Hitler etkilenmişti.

Bugün Wagner operaları zevkle dinleniyorsa dünyanın dört bir yanında, onun saf Alman ırkı peşinde koşan politik görüşleri yüzünden değil biliyorsun.

Bizi gerçekten ilgilendirmiyor senin politik tercihlerin.

Saf müzikçi Erkin Baba’nın peşindeyiz hálá.

Haşa, saygısızlık etmek istemem, umarım kızmazsın yazdıklarıma, sadece o geceki duygularımı dile getirmek istedim.

Kafa tokuşturmadan, sevgiyle kucaklarım Erkin Baba.

Norah Jones’un İstanbul günlüğü

Caz Festivali’nin finalini biliyorsunuz çarşamba akşamı Norah Jones yaptı.

Konserde neler olup bittiği yazıldı, okumuşsunuzdur.

Benim merak ettiğim, onu şöhrete kavuşturan Arif Mardin’in mezarını ziyaret edip etmediğiydi. Zamanı kısa olduğu için bu ziyareti yapamamış ya da böyle bir alışkanlığı yok bilemiyorum ama dilinden hiç düşürmemiş.

Sürekli "Arif (Mardin) bundan bahsetmişti, şurayı görmemi söylemişti, bundan ye demişti" şeklinde konuşup durmuş.

Klasik Sultanahmet, Kapalıçarşı turunu yapmış. Kapalıçarşı’da her şeye hasta olmuş, anlaşılan bir alışveriş delisi. Beni durdurun fazla bir şey almayayım diye sürekli yanındakilere kendisini frenlemelerini tembih ediyormuş.

Nihayetinde hiçbir şey almamış. Hatta annesinin kendisine sipariş ettiği halıyı bile.

Gündüz Sultanahmet Köftecisi’nde köfte, akşam da Hamdi’de çiğköfte ve oranın bütün spesiyal kebaplarını denemiş.

Sokakta gezerken kasket ve güneş gözlüğü takıp saçlarını topladığı için gezisi boyunca bir kişi bile tanımamış kendisini.

Klasik müzik grubunu nasıl dağıttım

İki hafta önce Avrupa sahnelerinde alkışlanırken Mersin Operası’nca Aspendos Festivali’ndeki temsilde kadro dışı bırakılan tenor Bülent Bezdüz’ün başına gelenleri yazmıştım.

Yahoo’nun klasik müzik grubundan bir üye bu yazıyı kopyalayıp, diğer üyelere iletmiş.

İbrahim Tatlıses’le verdiği konserlerle şöhrete kavuşan şef Orhan Şallıel bunun üzerine grupta tartışma başlatmış.

Önce bir soruyla konuya girmiş Şallıel. Ardından Bülent Bezdüz’ü, devlet sanatçılarını, şancıları eleştiren mesajlar göndermiş.

Bu mesajlarda Bezdüz’ün paragöz, şancıların ise enstrüman çalanlara oranla daha az gayretle kolayca şöhrete kavuşan kişiler olduğu ima ediliyor.

Bunun üzerine önce tenor Bülent Bezdüz ve ardından ABD’de yaşayan bas Burak Bilgili cevaben birer mesaj göndererek gruptan ayrıldığını bildirdi. Onları takiben, üç grup üyesi seviyesiz dedikodular yapıldığı gerekçesiyle yahoo’nun klasik müzik grubundan ayrıldı.

Bu grubun dağılmasına sebep olduğum için üzüldüm doğrusu. Zaman zaman güzel dedikodular çıkıyordu oradan.

Bu arada grupta Fazıl Say’ın Montreux Caz Festivali’ne jüri seçilmesiyle ilgili bir başka gergin tartışma sürüyor. Bazı üyeler "Türkiye’de bu kadar cazcı dururken, Say’ın jüri üyeliğinde ne işi var" diye soruyor. Diğerleri "Klasikçiler de caz çalar" diye cevap veriyor onlara.

Kişisel görüşümü sorarsanız haksızlık ediliyor Fazıl Say’a.

Orhan Pamuk sinemacı mıydı ki, bu yıl Cannes Film Festivali’nde jüri üyeliği yaptı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!