Yer: Tarlabaşı Toplum Merkezi Adres: Medeniyetin 150 metre aşağısı

Güncelleme Tarihi:

Yer: Tarlabaşı Toplum Merkezi Adres: Medeniyetin 150 metre aşağısı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 01, 2010 00:00

Geçen ay dördüncü yaşını dolduran Tarlabaşı Toplum Merkezi, çalışanların kendi deyimiyle “medeniyetin 150 metre aşağısında” yaşayan Tarlabaşı sakinlerine destek oluyor. Özellikle zorunlu göçle gelenlerin kente uyum süreçlerine yardım eden merkezden en çok çocuklar ve kadınlar faydalanıyor

Tarlabaşı Toplum Merkezi (TTM), Bilgi Üniversitesi’nin desteğiyle dört yıl önce açıldı. TTM, yasadışı vukuatları, yerli-yabancı sakinleriyle adı pek de iyi anılmayan Tarlabaşı semtinde üç tam zamanlı çalışanı ve gönüllüleriyle hizmet veriyor. Üstelik de tam da ‘medeniyet’ diye tabir ettikleri Asmalımescit’in 150 metre aşağısında... Kuruluş amacı, yoksulluk ve göçten kaynaklanan uyum sorunlarıyla mücadelede semt sakinlerine destek olmak. Aynı zamanda suça yönelebilecek çocuk ve gençleri rehabilite edebilmek.
TTM açılmadan önce üniversitenin Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından detaylı bir saha çalışması yapılmış. TTM Sorumlusu Sosyal Hizmet Uzmanı Ceren Suntekin, “Genelde kurumlar hizmet götürürler ama ihtiyaç var mı yok mu diye sormazlar. Bu nedenle önce burada istenip istenmediğimizi araştırdık” diyor.
İstanbul’un en, çok kültürlü mahallesi Tarlabaşı’da merkezin kurduğu komşuluk ilişkileri de işlerini kolaylaştırmış çünkü bu sayede kendilerini ve ne yapmak istediklerini anlatabilmişler. Tabii hemen kabul görmemişler. Hatta merkeze taşındıkları ilk hafta binalarına hırsız girmiş. Yılmamışlar: “Bize hoşgeldiniz diyorlar. Hiç istemeseler taşlarlardı” diye düşünmüşler. Yıllık ortalama 200 çocuk ve 50 yetişkin aktif ziyaretçileri var. Danışmanlık verdikleriyle birlikte bu sayı artıyor. Suntekin Tarlabaşı’ndaki etkilerini faaliyetlerini şöyle anlatıyor:

BURADA ÇOCUK YAŞLILIĞI VAR

“Bilmedikleri her şeyi sorabilecekleri bir yer olduk. Bir şey olunca, “Merkeze danışalım” diyorlar. Etkinliklerden en fazla yararlananlar çocuklar ve kadınlar. Buradaki çocuklar polis baskınlarını, sokakta gördükleri çatışmaları normalleştiriyor. Tarlabaşı’nda 10 yaşında bir çocuğun, 20 yaşındaki birinden daha fazla deneyimi var. ‘Çocuk yaşlılığı’ diyoruz buna. Hayatla mücadeleye erken yaşta başlıyorlar. Bizim burada yaptığımız, çocuklara çocukluklarını yaşatmak. Resim, drama, müzik atölyelerimiz var. İngilizce de öğreniyorlar. Derslerinde gözle görülür artış sağladık.
Kadınlar içinse Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) ile ortaklaşa okuma-yazma kursları düzenleniyoruz. Kadınları teşvik etmek için gerekirse eşleriyle konuşuyoruz. Merkeze davet ediyoruz. Yerimizi, bizleri görüp ikna oluyorlar. Gelmezlerse biz onlara gidiyoruz. Madde bağımlılığına karşı bilinçlendirme, anne-çocuk sağlığı, aile içi şiddet gibi konularla ilgili de eğitimler veriyoruz. Kadınların en çok ilgi gösterdikleri konu, üreme ve cinsel sağlık eğitimleri. Konuşabilecekleri kimse olmadığı için mutlaka bize geliyorlar. Gönüllülerin katkısıyla devam eden takı atölyeleri, ahşap boyama kursları, spor faaliyetleri gibi etkinlikler de var. Eve kapanmak yerine komşularıyla birlikte jimnastik yapıyorlar. Yoga kursu talep ettiler, herkes çok memnun kaldı. Bütün bu çalışmaların devam edebilmesi için desteğe ihtiyacımız var. Yardım etmek isteyenler bize tarlabasi.org adresli internet sitemizden ulaşabilirler.”

İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 56

SHÇEK’in Sokakta Çalışan Çocuklar ve Ailelerinin Özellikleri araştırması verilerine göre:
* Semt sakinlerinin yüzde 56’sı işsiz.
* Doğu ve Güneydoğu’dan göç eden kadınların yüzde 90.2’si okuma-yazma bilmiyor.
* Ailelerin yüzde 60’nın geliri asgari ücretin altında.
* Ailelerin geçim kaynağının yüzde 56.7’sini çocuklar oluşturuyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!