Özürlü mankenler

Bugüne kadar yaptığı reklam kampanyalarıyla tüm dünyada büyük yankılar uyandıran Benetton, bu kez de 1998-99 Sonbahar-Kış Kreasyonu için özürlü çocukları manken yaptı.

REKLAM kampanyalarında, savaş, aşk, ırkçılık, açlık, beslenme, çevre gibi çağımızın temel sorunlarını işleyerek birçok kalıplaşmış değeri ve önyargıyı yıkan Benetton, 1998-99 Kataloğu izin, ‘‘sevgi ve yaşama azmini’’ simgeleyen down sendromlu çocukları manken yaptı. ‘‘Ayçiçekleri’’ adı verilen kataloğun önsözünü ‘‘Yüreğinin Götürdüğü Yere Git’’ adlı romanıyla tüm dünyada milyonlarca okura ulaşan ünlü kadın yazar Susanna Tamaro yazdı. Çekimleri ise, her zaman olduğu gibi Oliviero Toscani tarafından gerçekleştirildi. Bavyera Alpleri'nde kurulu Saint Valentin Zihinsel Engelli Çocuklar Eğitim ve Bakım Merkezi'nde gerçekleştirilen katalogda, toplumdan dışlanan engelli çocukların yaşamlarından kesitler sunuluyor, onların yaşama sevinçleri fotoğraflarla aktarılıyor. ‘‘Normalliğin ölçüsü’’nün bilinmediği, dayanışmanın tüm değerlerin üzerinde tutulduğu Saint Valentin Eğitim Merkezi'nde görev yapan eğitmenlerin, rahibe ve yöneticilerin yanı sıra anne babaların sözlerine de yer verilen katalogda, bu çocukların günümüzde gittikçe azalan ‘‘sevgi, hoşgörü ve yaşama tutkusu’’nun simgesi olduğu vurgulandı.

Kampanyanın yaratıcı direktörü Oliviero Toscani, ‘‘Aptal insanlar, güzelliği yalnızca güzel olanda bulur’’ diyerek güzellik tanımına farklı bir boyut getiriyor. Toscani, ‘‘Yapay güzellikten daha derin bir şeyler bulmalıydım. çocukları seçtim, o genç insanları ve ailelerini’’ diye konuşuyor.

Sevginin çocukları

Ünlü kadın yazar Susanna Tamaro, ‘‘Ayçiçekleri’’ adlı kataloğun önsözünde şunları yazıyor:

Penceremden tepeleri, tarlaları, ormanı ve ta uzakta sönmüş bir volkanın soğuk hatlarını görüyorum. Buğday tarlalarından hemen sonra gözalabildiğine ayçiçekleri uzanıyor. Bu çiçekleri hep sevmişimdir. İnatçı bir neşe ve uysallıkla güneşi takip ediyorlar. Tıpkı saint Valentin'deki çocuklar gibi...

Yanımda masamda, bu gençlerin, bu çocukların gülümsemeleri. Odayı pırıl pırıl aydınlatan küçük güneşler. Bakışlarındaki neşe; yadsınamaz sade neşe. Gülümsemelerinde ne en küçük bir bir zorlama, ne de şiddetin gölgesi. Hemşire Michaela ‘‘Benetton'un kataloğunu için merkezimizi seçmiş olmasından hepimiz çok mutluyuz’’ diyor.

Bu fotoğraflar, savunmasız, sınırsız, önyargısız bir dünyayı gösteriyor bize. Işığa çıkan, sevginin dolaysızlığını bir hediye gibi önümüze koyan fotoğraflar bunlar. Çoğu kişi, bu fotoğrafları bir skandal olarak değerlendirecek. Reklamcılar ‘‘Ne kadar hayasızca, dikkat çekmek için durgun suları bulandırıyorlar’’ diyecekler. ‘‘Tişörtlerinizi, kazaklarınızı başka yollardan satın, bu garip çocukları rahat bırakın’’ diyecekler. Aslında, rahatsız edilmekten korkan biziz, kendimiziz.