İlk motorum R6 uyku muyku kalmadı

Güncelleme Tarihi:

İlk motorum R6 uyku muyku kalmadı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 22, 2006 00:00

Yine elim klavyeye giderken ’tüylerimden tiken tiken oldum’ vallaha. Nerden başlayayım anlatmaya ki? Pekala... Hımmm... Motosiklet tutkusunun her geçen gün dalga dalga yayıldığını ve daha geniş kitleler tarafından bu tutkunun gün yüzüne çıktığını siz de fark ediyorsunuzdur.

Her ne kadar ülkem bu güzel gidişe, darbe üstüne darbe indirse de, motosiklet sevdasını hayata geçirmek isteyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Artıyor artmasına da, cehalet her yerde olduğu gibi burada da tüm çıplaklığıyla buz gibi çıkıyor karşımıza.

KARİZMAYI ÇİZER Mİ

"Küçük motor karizmayı çizer mi?" sorusuna kafasında hala net cevap bulamamış, aklı soru işaretleri ile dolu bir sürü motor sevdalısı, başlangıç motorlarını seçerken belki de farkında olmadan hayatlarının hatasını yapıyorlar. Nereden çıktı şimdi bunlar demeyin. Etrafınıza bakın. Kendisini, inanılmaz gücüne, baş döndürücü görüntüsüne ve iç gıcıklayıcı sesine kaptırıp, motosiklet bilincinden uzaklaşarak, acemiler için son derece tehlikeli makinelerle motosiklet serüvenine başlayan o kadar çok motor sevdalısı var ki...

İşte onlardan birine internette, o motor sitesi senin, bu motor sitesi benim dolaşırken rastladım. Motosiklet.net forumlarında "İlk motorum Yamaha R6. Yeni aldım, halim perişan arkadaşlar, yardımmmm..." başlığını "eyvah" diyerek açtım. Sevgili Atıf arkadaşım içten içe yaptığı hatanın pekala farkında olarak tüm samimiyeti ile şöyle diyordu forumda; "Siteye ve motor alemine yeni daldım ama baya abartarak dalmışım. Bu yaz sadece vitessiz bir motor ile 500 kilometre yaptım ama bu olay beni fena sardı. Hyosung 250 alayım dedim sonra baktım 650’si ile fazla fark yok sonra baktım, baktım derken sonunda kendimi R6 ile pazarlık ediyorken buldum. Motorla bir tur attık ama tabii ben kullanmadım korktum. Satıcı bir tur attırdı. Bittim nerdeyse, çok güçlü, çok hızlı, titremeye başladım. Zaten geceydi orman kenarı bir yolda, eleman kökledi de kökledi. Neyse sonuçta aldım, şimdi bu aleti kullanmam lazım ama çok korktum. Motor bir anda sıçrıyor yerinden ve zaten inanılmaz bir sesi var. İlk önce dedim, egzozu sökeyim, orijinal egzoz takayım, en azından fazla ses yapmaz vs... Ha bire düşünüyorum, motor elime çarşamba günü gelecek. Ne yapmam lazım? Şansım var mı sizce? Yoksa direkt sakat bir şey mi denemiş olurum? Tüm tecrübeli arkadaşlardan hatta yeni başlayanlardan yorum ve tavsiye bekliyorum. İki gündür gözüme uyku girmiyor."

HANGİ AKLA HİZMET SATARLAR

Atıf’ın son cümlesi her şeyi özetliyor aslında; "Gözüme uyku girmiyor..." Girmemeli zaten. 130 beygirlik bir aletten bahsediyorsun. Bugün o trafikte gördüğün otomobillerin bile yüzde 80’inde yok o beygir. Şimdi gelin bu samimi anlatımdaki acı gerçekleri bulalım. Her şeyden önce gayet keyifle başlayan bir motosiklet tutkusu görüyoruz. Sevgili Atıf, aslında her insanın içinde olduğunu ısrarla iddia ettiğim motosiklet sevdasını, bir yaz vitessiz bir motosikletle 500 kilometre yaparak iyice su üstüne çıkarmış. Sonrasında ise kendisinin bir motosiklet sahibi olması gerektiğine karar vermiş. Buraya kadar çok anormal bir şey yok.

Daha sonra "Acaba ben ne motosiklet alayım?" diye düşünmeye başlamış. Bu noktada kanımca Atıf’ın yaptığı en büyük hata, bir motosiklet sahibi olmaya karar verdikten sonra bu işin profesyonellerinden yani eğitimcilerden yardım almayı düşünmemiş olması. Kendi başına, sadece içindeki sevdaya ve cebindeki paraya dayanarak motosiklet bakmaya diye evden çıkan Atıf, akşam eve bir R6 sahibi olarak dönmüş. İşte tam da bu noktada, motosiklet sevdasına bir an önce kavuşmak isteyen Atıf’ı tek başına suçlayamıyorum açıkçası.

"Ulan sen hangi akla hizmet Hyosung 250 almayı düşünen adama R6 satarsın!!!" diyesim geliyor. İşte burası gerçekten çok ürkütücü. Bir motosiklet satıcısı düşünün; ki bunlardan bir değil bol var ülkemde, motosiklete binmeyi daha doğru düzgün bilmeyen, gözleri ışıl ışıl bu sevda ile parlayan, aslında yol gösterilmesine, tavsiyeye bol ihtiyacı olan bir potansiyel motorcuya ilk motor olarak R6 veriyor. Bir de utanmadan adam kullanmayı bile bilmediği için arkasına bindirip o aleti satacağım diye ’köklüyor da köklüyor!’ Yuh diyorum! Yuh ki ne yuh! Para bu kadar mı insanlığımızı çalar oldu? Ki olmuş işte. Gerçekten çok sinirleniyorum. Yarın öbür gün, bir pazar günü, o çocuğun aklını çelip sattığın motorun parası ile kendine krallar gibi bir kahvaltı sofrası kurup, gazetenin üçüncü sayfasını açtığında o gencecik motosiklet sevdalısının haberini okursan, o lokmalar boğazına dizilmez mi be adam? Yok yok cidden çok kızıyorum. Durun da azcık sakinleşeyim yoksa fena giydireceğim.

ŞANSA BIRAKMAYIN, EĞİTİM ALIN

Evet ne yazık ki, Atıf’ı, kendi gelip ’ben R6 alacağım’ dese, onu vazgeçirmesi, doğru yönlendirmesi gerekirken, aklını çelip, ki bu makinelerin akıl çelmesi çok doğal, paşa paşa motoru satan beyinsiz satıcılarla nasıl mücadele edilir bilemiyorum. Ama şunu çok iyi biliyorum ki eğer motosiklete başlamak gibi bir niyetiniz varsa işi hiç şansa bırakmayın. Mutlaka ve mutlaka motorunuzu seçmeden önce, dikkatinizi çekerim aldıktan sonra değil, seçmeden önce, ülkemin eğitim veren Rider Academy, Honda Motosiklet Okulu, Yamaha Süleyman Memnun Motosiklet Okulu gibi bünyesinde bu işi her detayı ile bilen, size doğru yolu gösterecek, doğru motoru seçmenize yardım edecek profesyonellerden eğitim alın. Bunu kimse için değil kendiniz için, aklınızı çelecek, sizi yanlış yönlendirecek cahillerden korunmak için yapın. Vallaha da billaha da pişman olmazsınız. Sonra Atıf gibi "Aldım ama ben ne yaptım yahu" diye uykularınızdan olmazsınız.

HERKESİN BAŞINA GELEBİLİR

Sevgili Atıf. Gelelim sana. Rica ederim bu yazdıklarımdan kalkıp da şahsını eleştirdiğimi, yerdiğimi düşünme. Senin düştüğün durum her motor sevdalısının başlangıçta düşebileceği korkutucu bir durum. Bu yüzden senin hikayenin diğer yeni başlayacaklara örnek olmasını istedim. Sana gelince, yardım isteğin o kadar samimi ki, gerçekten çok üzüldüm senin için. Sanırım tam da bugün motosikletin elinde olacak. Bana kalırsa başlangıç olarak o motora binme. Çok üzülebilir, bizi de çok üzebilirsin. Kendine uygun motosikleti bulabilmek için git bu işin eğitimini al. Bilinçlendiğin zaman sen de kendi kendine, ’ulan ne hıyarlık yapmışım harbiden ben R6 ile başlayarak.’ diyecek ve belki de sana o motoru satan satıcıya iki çift laf etmek için tekrar yanına gideceksin.

HER SATICI BÖYLE DEĞİL

İşin satıcı kısmına dönersek, tüm satıcılar da hemen alınmasın tabi. Ülkem bu konuda yanlış anlama ve gaza gelmeler konusunda meşhurdur. Hamamcıların yaptığı gibi tüm satıcılar birleşip bize hıyar dedi filan diye eylem yaparlarmış. Yok yok Allah’a şükür ülkemde, parasını cebine koymuş, en pahalısı en güçlüsü, en hızlısı hangisiyse ondan istiyorum diye dükkana giren potansiyel alıcıyı doğru bir motora yönlendirmeye çalışan, ’parasıyla değil mi kardeşim istiyorum’ diye ısrarcı olduğunda bile ’satılık değil o motorlar’ diyip alıcıyı kapı dışarı eden satıcılar da yok değil tabi. Bir satıcının da sizi bilinçlendirmek gibi bir ’mecburiyeti’ yok elbette. Bu noktada konu tamamen satıcının vicdanına kalmış. Bu sebeple, sizi arkasına atıp ’kökledikçe kökleyip’ aklınızı başınızdan alabilecek kişilerin de karşınıza çıkabileceğini düşünerek, kendinizi kimsenin vicdanına bırakmayın. Gidin ne neymiş, ne değilmiş araştırın, öğrenin, bilinçlenin, başkalarının tecrübelerinden yararlanın ve kendiniz karar verin. Zaten gerçekten motosiklet bilincine sahip olup da kendi kendinize böyle bir hata yapmanız mümkün olmayacaktır. İnanın!

Başkent’te Enduro rüzgarı

Türkiye Enduro Şampiyonası’nın 5’inci ayak yarışı 19 Kasım 2006 tarihinde Ankara Çankaya Mühye Köyü’nde yapıldı. Ankara Mühye Köyü’ndeki yarışın organizasyonunu Hitit Motosiklet Kulübü (HMK), şampiyonayı ise pek çoğunuzun bildiği üzere Türkiye Motosiklet Federasyonu gerçekleştiriyor. Eğer bu güne kadar bir Enduro yarışı seyretmediyseniz size tavsiyem ilk fırsatta bu keyfi yaşayın. Üstelik Ankara’daki bu parkurda bulunan, 54 kilometreyi bulan doğal tribün kilometreler boyunca bu çamur banyosu eşliğindeki mücadeleyi izlemenizi sağlıyor. 40 yarışçının mücadele ettiği yarışta bayan yarışçıların da olması beni çok mutlu etti. 7 ayrı sınıfta yapılan yarışta; ATV sınıfında Mahmut Akülke, E1A sınıfında Cihan Nurcan, E1B sınıfında Serkan Özdemir, E2A sınıfında Ümit Salkım, E2B sınıfında Y. Hakkı Günal, E3A sınıfında Kunter Kuşçu, E3B sınıfında Yavuz Kantur birincilik kupasına ulaşan isimler. Bu arada ATV’de adaşım Ayşe Kiraz da 3’üncülük derecesini aldı. Dediğim gibi eğer motosiklet tutkunuysanız ve henüz böyle bir yarışı hiç izlemediyseniz tez vakitte bu tecrübeye sahip olun. İnanılmaz keyifli.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!