Oscar için her yıl elbise diktiriyor
Güncelleme Tarihi:
Kanal D'nin sevilen dizisi ‘‘Yılan Hikayesi’’nin başarılı oyuncusu Meltem Cumbul, tüm gizli duygu ve düşüncelerini Türkiye'nin en çok okunan aylık kadın dergilerinden Elle'nin mayıs sayısına anlattı. Meltem Cumbul, en büyük hayalinin Oscar heykelciğini kucaklamak olduğunu söyledi.
Son yılların en yetenekli yıldızlarından Meltem Cumbul, her gün Oscar heykelciğine sahip olmak hayaliyle yatıp kalktığını itiraf etti. Meltem Cumbul, aylık Elle Dergisi'nin mayıs sayısına verdiği ropörtajda, beyazperdenin yaşamında büyük yer tuttuğunu belirtti. Sinemada belli bir yere gelmek için çaba harcadığını söyleyen Cumbul, ‘‘Kendini Oscar töreninde hayal ettiğin oluyor mu’’ sorusuna şöyle karşılık verdi:
‘‘Her yıl Oscar gecesi için, yeni bir kostüm diktiriyorum. Her yıl bunu yapıyorum. Sanki oradaymışım, davet edilmişim gibi... Ne giyeceğimi, saçımın nasıl olacağını kararlaştırıyorum. Kesin Osmanlı dönemine ait bir kıyafet giyerdim. Mesela bir Afrikalı kız, kendi geleneksel kıyafetleri içinde çıktı. çok hoşuma gitti. Hayal etmek kadar güzel bir şey yok. Olmasa da önemli değil. Sadece benim çıkmam da gerekmiyor. Ödülü en iyi yönetmen dalında bir Türkün de alması benim için çok önemli. Türkiye'den bu anlamda bir şeyler çıkmalı artık...’’
ÇOK YÖNLÜ YILDIZ
Meltem Cumbul, şimdiye kadar her yaptığı işten ödül kazanmış çok yönlü bir aktrist. En iyi DJ, en iyi sunucu, en iyi sinema oyuncusu: ‘‘Hepsine gerçekten emek harcadım. Bunun karşılığında da ödül almak çok hoşuma gitti. İyi veya kötü olsun, ben her ödül töreninde çok heyecanlanıyorum’’ diyor.
EVLENMEYECEĞİM
Meltem Cumbul'un ‘‘şu ana kadar‘‘ hayatında biri yok. Arayış içinde de değil. Meltem ‘‘Hiçbir zaman da aramadım. Zaten şu anki tempomla bir ilişki kurabilmem mümkün değil. İlişki emek ister’’ diye konuşuyor. 29 yaşında evlenmemiş her kadın gibi bir takıntısı olup olmadığını ise şöyle cevaplıyor:
‘‘Benim evlilikten anladığım, bir aile kurmak. Çocuk sahibi olmayı istemediğim müddetçe evlenmeyeceğim. Korktuğum şey ise, günümüzde herkes çok sabırsız. İnsanlar birbirlerine daha az tahammül ediyorlar...’’