MEDYADAN – Magazin alıntıları vb

Güncelleme Tarihi:

MEDYADAN – Magazin alıntıları vb
Oluşturulma Tarihi: Eylül 18, 2005 20:18


Biraz geç de olsa, Selahattin Duman (eşcinselleriyle ünlü) Mykonos adasına gitti. Yazı dizisini şöyle anons etti:

Dantelli tepsi örtüsü kadar bir ada.. Komşumuzun garip ataları din gayretiyle bu ufacık adaya 365 kilise kondurmuş. Ortodoks dünyasının kalbi burada atsın. Milyonlarca insanın ruhu bu adada kurtulsun diye...

Aşırı kilise yüklenmesi ters tepki vermiş... Nerede arkadan çekişli bir yiğit varsa koşup buraya gelmiş... Bırakın ruhu kurtarmayı, burada ‘dötü kurtarmak’ ayrıca bir mesele...

Vatan, 12 eylül

*

ŞİMDİ TAM ZAMANI

Bodrum-Yalıkavak’taki Taşkule Hotel, tatilcilere hizmet vermeye devam ediyor. Ethem Karaduman’ın Uzakdoğu’dan getirdiği mistik konsepti Bodrum mimarisine uyarlamasıyla farklı bir havaya bürünen butik otel, iki büyük suit, üç junior suit ve 11 standart odadan oluşuyor.

Kubilay Keskin’in köşesinden bir ‘haber’ okudunuz...

Kelebek, 12 eylül

*

ŞEHİR MERKEZİNDE TATİL KÖYÜ

Avrupa yakasının kalabalığından ve yoğun trafiğinden bunalanlar artık Metrocity Alışveriş Merkezi'nde açılan Essporto Health & Fitness Club sayesinde rahat bir nefes alıyor. Alanında uzman, İspanyol ve Türk eğitmenleri, son teknolojiye sahip fitness ekipmanlarıyla hizmet veren Essporto Health & Fitness Club’ın sizlere sunduğu olanaklar sayesinde kendinizi tatil köyünde hissedeceksiniz.

Cenker Tezel’in köşesinden bir ‘haber’ okudunuz...

Kelebek, 14 eylül

*

KOMSER YOK, GARI VAR!

Kadın Amirler diye bir dizi yayımlandı Birgün’de. Bir kadın komiser anlatıyordu:

Urfa’da görevliyken ruhsat işi için gelen vatandaşa polis ‘Yandaki odada bulunan komisere evrakı imzalat’ demiş. Adam odama kafasını uzatıp tekrar polisin yanına döndüğünde ‘İçeride komiser yok, bir karı var’ demiş...

Birgün, 14 eylül

*

ALLAH’INSOPASI MESELESİ

Aykut Işıklar, Hülya Avşar-Kaya Çilingiroğlu boşanmasının yeteri kadar haber olmamasına, (Gamze Özçelik’in adının karıştığı porno skandalı sebebiyle) kaynayıp gittiğine çok yandı.

“İyi haber kötü haberi sayfalardan kovdu, gündemin tepesine oturdu” diyordu.

Aykut Abi yazısını şöyle bitiriyordu:

“Bakın Kaya Bey kız arkadaşı Feraye Hanım'la Antakya'ya gitmiş, sabahın köründe golf oynamışlar. Ne kadar romantik ve heyecanlı. Bunları öğrenen Hülya Avşar'ın psikolojisini düşünsenize... Etme bulma dünyası da diyenleriniz olabilir, geçmişin bedeli diyenler de... Hiç tanımadığı bir kadının bedduası olamaz mı yani...”


Bugün, 12 eylül

*


TÜRK SEÇMENİNDEN BİR ÖRNEK


Dünden Bugüne Tercüman’ın adı Bugün olurken, rengi ve sayfaları de değişti. Bu arada benim bayıldığım Huzur İklimi sayfasının adı da (internette unuttularsa da) Sonsuz Hayat olarak değişti.

12 eylül günü sayfanın manşetindeki ‘Yaşanmış Gerçek Olaylar’ köşesinde yer alan ‘Ölen kocasının ruhu sobayı yaktı’ başlıklı yazıyı size bire bir okutabilmeyi çok isterdim.

Özetle: Soğuk havada odun almak için dışarı çıkmaya üşenen Hande Hanım, ölen kocasına ‘Canik, biliyorum ki şu anda buradasın, sobayı yak da ısınalım’ demiş. Odunsuz soba alev almış...

Bu hikayeye inanmayan annesi, ertesi gün sobayı yakmayı denemiş ama içindeki kuru tahta parçalarına rağmen becerememiş. Bunun üzerine Hande Hanım kibriti çakmış. Soba tutuşmuş ama sadece Hande Hanım’ın tarafındaki tahta parçaları yanıyormuş, annesinin tarafındakiler değil...

Diyorum ya, bu insanlar da benim gibi 1 oya sahip!

Bugün, 12 eylül

*

(K)ALINTI

“Hiçbir erkekle birlikte olmamış, kendini bana saklamışsa mutlu olurum. Ama bakire değilse önemli değil. Çünkü benim işim altyapıyla değil, üstüyledir. Beyni bakir olmalı...”

Şarkıcı Emrah

Bugün, 14 eylül

*

SERİ HALDE ÜRETİNCE BÖYLE OLUR

TV Casusu köşesinde Mustafa Gürbüz dizilerdeki hataları ortaya çıkarıyor sık sık.

Son olarak Asla Unutma (Show TV) dizisinden bahsediyordu. Dizinin iki aylık hamile kahramanı Ela merdivenden düşünce, doktorlar kocasına sormuşlar “Bir tercih yapmanız gerekebilir. Çocuğunuzu mu eşinizi mi kurtaralım?”

Gürbüz de haklı olarak diyor ki ‘daha iki aylık bir bebek kurtarılsa ne olur?’

Takvim, 14 eylül

*

HÜLYA’YI NE SOKTU? AZ SONRA...

Dünden Bugüne Tercüman milliyetçi-muhafazakâr bir gazete idi. Adını Bugün koyup şekil şemayil değiştirince zıpırttı.

Gazetenin birinci sayfasında 3 sütuna 24 santim bir fotoğraf. Sağ bacağında, ayağa doğru kocaman bir yara bandı ile Hülya Avşar.

Başlık: Hülya’yı arı soktu

Yook artık! ‘Layt’laşacağım diye uçacaklar...

Bugün, 15 eylül

*

40 TON SU MU? VAY BE!

Şarkıcı Deniz Seki albümü için bir klip çekmiş. Haber diyor ki “Çekimlerin bir bölümünün gerçekleştiği (çekim kendi kendine olmuş galiba) havuz dekoru içinse 40 ton su kullanıldı.”

Başlık: 40 ton suya girdi

Mesela Akdeniz’de yüzseydi ne yazacaklardı acaba?

Takvim-Papatya, 15 eylül

*

TABİİ Kİ TRABZON UÇAĞI

Şakir Süter anlattı:

Fıkra değil, bir uçak dolusu tanıklı, yaşanmış “Karadeniz Vak’ası”nı aktaralım.

Tüp bebek tedavisi sonucu ikisi kız, ikisi erkek, dördüz doğuran anne, kocası ve yakınları ile İstanbul-Trabzon uçağına binerler.

Hosteslerin uyarısıyla bebeklerin her biri ayrı ayrı koltuklarda, yakınlarının kucağında yolculuk yaparlar.

Bir ara, önde oturan baba, arkadakilere seslenir:

- Ula benimki altını ıslattı. Ha bu kucağımdaki kız mıdır yoksa erkek mi?

Arkadan bir ses:

- Ula aç da bak; pipisi yoksa kızdır da!..

Akşam, 15 eylül

*

OOOH, OOOH, CANIMA DEYSİN GAZETECİLİĞİ...

Tercüman’ın ilavesi İnci manşet yapmış:

Skandal REYTİNG getirmedi

‘Talihsiz bir olayın kahramanı olarak manşetlerden inmeyen Gamze Özçelik’in yeni dizisi Düşler ve Gerçekler ilk bölümünde hayal kırıklığı yarattı. Dizi ancak 3.2 reytingle 12.olabildi’

Tercüman pek ‘hayal kırıklığı’ yaşamışa benzemiyor, Kanal D’nin bir dizisi iyi gitmedi diye zil takıp oynayacak neredeyse.

Seversiniz sevmezsiniz, beğenirsiniz beğenmezsiniz... Mehmet Ali Birand’ın sunduğu Kanal D anahaber iyi reyting yapmadı diye, rakip gazetelerin yaşadığı sevinci görüyorsunuz...

Eskiden rekabetin de bir seviyesi vardı. Gazetelere mahalle çocukları sahip ve yönetici olalı beri, medya rekabeti de mahalle karısı dalaşına döndü.

Tercüman, 16 eylül ve diğer gazeteler günlerdir...

*

DEĞİL Mİ NAZLI HANIM?

Nazlı Ilıcak, oyuncu Gamze Özçelik için (oyunculuğundaki acemiliğini bahane ederek) ‘su testisi su yolunda kırılır’ diye yazdı.

Seks kasedinin piyasaya düşmesi mutlaka kendisini olumsuz etkilemiştir. Ama ‘su testisi su yolunda kırılır.”

Su testisi su yolunda kırılır : Kötü işlerle uğraşan kimse, yine o işten zarar görür (Meydan Larousse)

Nazlı Ilıcak’ın ‘seks kasedi piyasaya çıktı’ dediği Gamze Özçelik’i ‘neyle suçladığı’ ve biraz da ‘herkes layığını bulur’ demeye getirdiği ortada. Acımasızlık etmiş...

Geçenlerde bir ‘ünlü’ kızımız (hangisiydi unuttum) bir gazeteye ‘Görüntü kaydedebilen cep telefonları yüzünden hepimiz tehdit altındayız’ demişti de, okurken, ‘Ne yazık ki bizden geçti artık, biz tehdit altında bile değiliz artık’ diye çok güldüm kendi kendime.

Nazlı Hanım yaşça benden de büyüktür. Allah’tan ‘bizim zamanımızda’ böyle cep telefonları yoktu... J

Bugün, 16 eylül

*

PREZERVATİFİ NE YAPIYOR TÜRKLER?

Türkler prezervatif kullanımına alıştı, diyor haber. Hayır bu sefer prezervatif firmasının bedava reklamı değil, Sağlık Bakanlığı kaynaklı bir haber.

Spot diyor ki: Sağlık Bakanlığı’nca hastaneler ve sağlık ocaklarında ÜCRETSİZ OLARAK DAĞITILAN prezervatif sayısı son bir yılda 1 milyon artarken, doğum kontrol hapı kullanan çift sayısında ise düşüş gözlendi.

1993’te 800.000 prezervatif ‘tüketilirken’, bugün bu rakam 3 milyona ulaşmış. Aynı zamanda doğum kontrol hapı tüketimi de ... aslında artmış ama haber nederse azalmış diyor. (1993’te 567.000 iken 2005’in ilk 6 ayında 812.000’e çıkmışsa, buna nasıl ‘azalma’ denir, anlamadım!)

Burada kilit kelime ÜCRETSİZ!

Biz Türkler bedava mezar bulsak gireriz... Araştırın bakın, MUTLAKA bedava prezervatifin AKLINIZA HAYALİNİZE BİLE GELMEYECEK bir kullanım yolunu bulmuştur bizim millet!

Akşam, 16 eylül

*

HAYDAAA!

Bir dükkanın vitrinine şöyle bir yazı asmış adam:

ALÇAK HIRZIZ MAKİNAMI ÇALACAĞINA ANANI GENELEVİNE SAT!X

(HırZız da orijinaldir, benim hatam değil.)

Takvim, 16 eylül

*

PEKİ BU NERESİ, BİLİN BAKALIM...

Aynı gazetede bir başka haber.

Şehirde büyük bir alışveriş merkezi açılmış. Kanunlar gereği zorunlu olan döner yangın merdiveni (bu seferki ahşap değil)... yerden kazanmak için BİNANIN İÇİNE inşa edilmiş.

Yer mi neresi? Tahmin edin bakalım...

Ordu yani Karadeniz bölgesi tabii ki...

Vatan, 16 eylül

*

(M) ALINTI

Para cüzdanımda her zaman dua taşırım ve boş zamanım olduğunda çıkarır okurum. Dualarla huzur bulurum

Manken Tuğba Özay

Posta, 16 eylül

*


NÜKHET DURU

Nükhet Duru’yu televizyonda gördüm; sahnede değil, stüdyoda, yakın plan çekimde.

Saçlarını arkadan örmüş, tek örgüyü omzundan öne atmıştı.

Ne kadar üzüldüm, bilemezsiniz. Maçtan yeni çıkmış boksör gibiydi...

Bizim hafif Osmanlı burunlu, elmacık kemikleri çıkık ‘Doğulu güzelimiz’ Nükhet Duru gitmiş, yerine yüzü ve dudakları balon gibi şiş, burnu bir garip sarkık bir yabancı gelmiş!

- Ah Nükhet ah... Biraz daha gayret edersen Bülent Ersoy’a benzeteceksin yüzünü! diye söylendim. (CNBC-e, 16 eylül)

Allah’tan - Nükhet Duru akıllı ve kendine karşı dürüst bir insandır - hemen ertesi gün bir gazetede itiraflarını okudum:

Botoks yaptırdığım için çok pişmanım diyebilirim’ diyordu. ‘Biz sanatçılar için mimikler çok önemli. Botoks mimiklerimizi yok etti. Hepimizin yüz ifadeleri birbirine benzemeye başladı.’ (Sabah’la Günaydın, 17 eylül)

O güzelim burun geri gelmez ama, gerisini kurtarabiliriz demektir...
J

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!