Beni Los Angeles kurtardı

Güncelleme Tarihi:

Beni Los Angeles kurtardı
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 03, 2008 00:00

<1>Foto <1>galeri Meltem Cumbul, Elle dergisinin yeni yıl sayısına konuştu.Türkiye'de kendimden nefret hale gelmiştim. O yaşama çok bağlı halim sinirimi bozmaya başlamıştı. Los Angeles'a gitmeden önce bana o kadar ağır bedel ödetti ki bu tarafım, onu öldüreceğim derken, kendimi öldürecek hale geldim"

Haberin Devamı

Foto galeri - Meltem Cumbul fotoğrafları için tıklayınız...

İki yıldır oyunculuk eğitimi aldığı Los Angeles’tan dönen Meltem Cumbul, Elle dergisine konuştu. ABD’de kendini yenilediğini belirten oyuncu, "Türkiye’de kendimden nefret eder hale gelmiştim. O yaşama çok bağlı halim sinirimi bozmaya başlamıştı. Sorumululuk hissi duyarak, para kazanma gerekliliğiyle yaşama tutunma isteğim idealist tarafımın

Beni Los Angeles kurtardı
hiç hoşuna gitmiyordu. Gitmeden önce bana o kadar ağır bir bedel ödetti ki bu tarafım, onu öldüreceğim derken kendimi öldürecek hale geldim."

Sizinle 2005’e girmek üzereyken bir röportaj yapmıştık. O zaman "2005 benim duracağım bir yıl olacak" demiÅŸtiniz ama gitmekten hiç söz etmemiÅŸtiniz...  Â

- O yılın Mayıs ayında aniden gittim. Hiç böyle bir niyetim ve planım yokken Los Angeles macerası iki yıl sürdü. İstanbul’da kendini yeniden yapılandırmak ve beslenmek için çalışmadan durabilmek çok zor.

Haberin Devamı

Orada en çok neler yaptınız?

- Çok spor yaptım. Haftada üç gün özel hocayla çalıştım. O güne dek hiç aletli spor ve tepelerde hiking yapmamıştım. Türkiye’de nefret ediyordum spor salonlarından. Şu anda çok hoşuma gidiyor.

Los Angeles fazlasıyla imaj takıntılı bir yer deÄŸil mi? Bu konuda neler hissettiniz orada yaÅŸarken?Â

- O anlamda bana çok uzak bir yer. Filmci olduğum için, işimle ilgili en ufak bir bilgiyi bile işin en iyisinden öğrenebileceğim bir yer olması süper. Ancak kadın-erkek herkesin suratında botoks mu olur? Bu kadar mı yaratık gibi bakmaya başlarlar? Bu kadar mı önemlidir Gucci ayakkabılar ve Ferre bluzlar? Alexander McQueen’i bir tasarımcı olarak takip etmek başka bir şey, çünkü ilham verir. Ama hayatını buna adamak ve sadece görsel açıdan değerlendirmek kadar beni yoracak başka bir yer yoktur.

Sıfırdan nasıl bir sosyal çevre kurdunuz orada kendinize?

- Ben çok ballı bir kızımdır, benden mi şansımdan mı bilemem. Hiç kimseyi tanımadan gittim ve çok iyi arkadaşlar edindim. Bir tek Gönül Yarası filminin yapımcısı Mine Vargı’nın orada okuyan kızı Ayşecan vardı tanıdığım. Ona dedim ki, "Bak Ayşecan, bu yazı çok eğlenerek geçireceğiz ve bir sürü insanla tanışacağız" Türkiye’deyken oyunculuk eğitmeni Eric Morris’in kitabını okumuştum ve çok sevmiştim, tanışmayı çok istiyordum. Metot oyuncusu olduğum için Stanislavski ekolünden gelen Morris’in tarzı bana iyi geliyordu.

Haberin Devamı

Belli bir yaştan sonra tekrar öğrenciliğe başlamak nasıldı?

- Ah ne kadar zevkli! Ben zaten her zaman öğrenci hissiyatındayımdır. Öğrenmeyi çok severim, bilgiye hep açımdır. İki yıl boyunca onunla çalıştığım için şu anda Eric Morris metodunu öğretebilecek durumdayım.

Ãœnlü bir yıldızken orada tecrübesiz oyuncu adayları arasında bulunmak nasıl bir duyguydu? Size ayrıcalıklı davrandılar mı? Â

/images/100/0x0/55eb0ea5f018fbb8f8a84026
- Bunca yıllık çalışmamdan dolayı beni sınıfın geri kalanından ayıran ÅŸeyler oldu elbette. Mesela zaman zaman Eric Morris’e sınıfta yardımcı oluyordum. Her ÅŸeyden öte oyunculuk çok kiÅŸisel bir iÅŸ ve benim o sınıfta kiÅŸiselliÄŸimi yaÅŸama özgürlüğüm vardı. Beni kimse tanımadığı ve yargılmadığı için çok saf ve doÄŸru eleÅŸtiriler aldım. Bu arada aktör koçu Suzanne Bateman’dan da birebir dersler aldım. Jamie Foxx’u "Ray", Philip Seymour Hoffmann’ı "Capote", Nicole Kidman’ı "Saatler" filmlerine hazırlayan kiÅŸi.Â

Haberin Devamı

’Vaktimi iyi geçirdim ve boşa harcamadım" duygusu mu hakim şimdi size?

- Çok. Bir de çok enerjik hissediyorum. Anlatabilecek çok şeyim var. Üzerimde "Bir sürü şey yapacağım" enerjisi var ve bu çok hoşuma gidiyor. Ben çok uzun yıllar hayatı koşarak yaşadım. Koşarken konstantrasyonunuz bozulmasın diye kulaklarınızı kapatıyorsunuz ve bazen bu yüzden iyi şeyleri de duymayabiliyorsunuz. Ben öfkeyle ve nefretle dolu yaşayabilecek biri değilim ve gitmeden önce bir sürü insandan nefret eder hale gelmiştim. Sanatımda ruhumun en karanlık yerlerine gidebilirim ama yaşamımda parlak, aydınlık, objektif ve saf olmayı tercih ediyorum.

Sizi insanlardan nefret eder bir halde düşünmek zor. Bu noktaya nasıl geldiniz?

Haberin Devamı

- Herkesi bırak, kendimden nefret eder hale gelmiÅŸtim. O yaÅŸama çok baÄŸlı halim sinirimi bozmaya baÅŸlamıştı. Sorumululuk hissi duyarak, para kazanma gerekliliÄŸiyle yaÅŸama tutunma isteÄŸim idealist tarafımın hiç hoÅŸuna gitmiyordu. Bu durumu bastırmaya çalışınca da baÅŸka bir ülkeye gidecek hale geliyorsun. Ben Amerika’da iki yıl boyunca idealist kimliÄŸimle yaÅŸadım. Sadece oyuncuların deÄŸil, hepimizin hayatta türlü türlü kimlikleri var. Åžimdi bütün bu kimliklerime eÅŸit yaÅŸama ÅŸansı tanıyacağım.  Ä°nsan sahip olduÄŸu hiçbir özelliÄŸinden korkmamalı. Gitmeden önce bana o kadar ağır bir bedel ödetti ki bu tarafım, onu öldüreceÄŸim derken kendimi öldürecek hale geldim. Orada "Profesyonel bir oyuncu olarak baÅŸarılı iÅŸler yapmışsınızdır" dediklerinde, "Hayır, ben hiçbir ÅŸey deÄŸilim" diyordum. Egomu o kadar sıfırlamıştım ki, Eric Morris tekrar dengeledi beni. "Ä°yi ve baÅŸarılı ÅŸeyler yaptım" demenin o kadar kötü bir ÅŸey olmadığını öğrendim.Â

Haberin Devamı

YAÅžARKEN Ä°LLA KÄ° BÃœYÃœK ESERLER BIRAKMAK GEREKMÄ°YOR

 Çocuk sahibi olmayı düşünüyor musunuz? Bu konuda ne deÄŸiÅŸti sizin cephenizde?Â

- Çok yazık ki bu vakte kadar olmadı ama yapılacak bir şey de yok.  Annem beni 32 yaşında dördüncü çocuğu olarak doğurmuş, "Anne çok yaşlısın" diye okula gelmesini istemezdim. Şimdi benim için yaş ve zaman diye bir şey

Beni Los Angeles kurtardı
kalmadı. Zaman anlayışım da deÄŸiÅŸti. Garip bir biçimde zaman yok ve bu yüzden de hiçbir ÅŸey için bir acelem yok. Bir doktor çıkıp da, "Bu yaÅŸtan sonra çocuÄŸun olmaz" derse, ne olur bilmiyorum ama ÅŸu anda böyle hissediyorum. Hiçbir ÅŸeyden yana bir telaşım yok. Mesela kırklı yaÅŸlara girerken bir hazırlık yapmalı mıyım, bunu da bilmiyorum.Â

Yıllarca koşturup duran biri için bu da ilginç bir durum değil mi?

- "Burada iÅŸlerim var ve bir an önce bitirip gideyim" gibi bir durumdaydım o zaman da. Hálá da ölümün yaÅŸamak kadar güzel bir ÅŸey olduÄŸunu düşünüyorum. Ölmek korkulacak bir ÅŸey deÄŸil. Ölümü kabullenmiÅŸ durumdayım ve bana yaÅŸam kadar heyecan veriyor. Bir gün ölürsem kendimi hiç kötü hissetmeyeceÄŸimi biliyorum. Abim 33 yaşında akciÄŸer kanserinden öldü ve onu telefonda arkadaşına, "Sadece nefes almak ne kadar güzel bir ÅŸeymiÅŸ" derken duydum. YaÅŸarken illa ki büyük eserler bırakmak da gerekmiyor. Birinin nefes almasını saÄŸlamak bile yeter... Annemin vefatındaysa, "YaÅŸam ne ki? Niye yaÅŸayalım ki? Bunca insan nefes alamazken nefes almak ne kadar ahlaksız bir ÅŸey" haline girdim. Åžimdi bütün bu hislerimi evre evre yaşıyorum. Ä°ki buçuk yıl önce ülkeyi terk ettiren his de dahil olmak üzere hepsini bir arada yaşıyorum. Oyunculuk yapmasaydım psikolog olmak isterdim, insan ruhunun derinlikleri çok ilgimi çekiyor. Â

En iyi senaryoyu Yavuz Turgul yazar

Temmuzdan beri Ä°stanbul’dasınız. Neler yapıyorsunuz?Â

- Şu anda burada da senaryo üzerine Yavuz Turgul’la bir eğitim sürecine başladım. Onun yazım ekibinde bir öğrenci olarak bulunduğum için kendimi o kadar şanslı hissediyorum ki... Oyuncu olarak da içinde yer alacağım bir televizyon dizisi projesi üzerine çalışıyoruz. Haftanın yedi günü beş-altı saat bu proje üzerinde çalışıyoruz. Kimse gücenmesin darılmasın, bence Türkiye’de senaryo matematiğini bilen tek kişi Yavuz Turgul.

/images/100/0x0/55eb0ea5f018fbb8f8a8402a
Los Angeles’ta Türkiye’deki birikimlerinizle mi yaÅŸadınız? Â

- Evet. Hiç para kazanmadım, birikimlerimi harcadım ancak bayağı bir zamandan sonra ilk kez kendime yatırımda bulundum. Ders ücretleri çok pahalı olsa da New York kadar pahalı değil Los Angeles. İstanbul oradan daha pahalı, yediğin yemekten kiraladığın eve kadar...

Ülkemizde ekstrem milliyetçilik var

Peki döndüğünüzde "Ülkem değişmiş" hissine kapıldınız mı?

- Türkiye çok hızlı değişen bir ülke olduğu için bunun bıraktığı bazı atıklar oluyor. Mesela ekstrem boyutta bir milliyetçilik ve insan haklarına müdahele eden faşizm. Geçen Ocak’ta Hırant Dink öldürüldüğünde Los Angeles’taki Ermeni banka müdürümün yanına gidemedim...

Los Angeles’taki evinizi kapattınız mı? Bu arada neden Ä°stanbul’a geldiÄŸinizden beri otelde yaşıyorsnuz?Â

- Los Angeles’taki evim hálá duruyor. Zekeriyaköy’de de bir evim var ama Yavuz Bey’le olan projenin senaryo çalışmaları için vaktimin çoÄŸunu Taksim civarında geçirdiÄŸim için burada bir ev tutup üçüncü bir ev açmak istemedim.Â

İnsanlar Los Angeles’ta sizden flaş haberler bekledi.

- İddialı bir şey yaratıp onun üzerinden de beklenti içine giriyorlar. Benimse böyle bir hayat görüşüm yok. Beynimi özgürleştirmekle ilgileniyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!