Siyasetçi olmaktan son anda vazgeçtim

Aklında "ille de politikacı olmak" varken, odasının duvarlarını Deniz Gezmiş posterleriyle süslerken bir anda yön değiştirip oyunculuğa soyunuveren Feride Çetin, bu geçiş öyküsünü Tempo dergisine anlattı:
"Radyo-TV Sinema Bölümü’nü bitirdikten sonra yönetmen asistanı olarak yanına gittiğim Kutluğ Ataman, hayatımı değiştirdi. Bana 'İki Genç Kız'da rol vermesi sayesinde içimdeki oyunculuk hevesini keşfettim."

28 yaşındaki Feride Çetin’in hayallerini bir zamanlar siyasetçi olmak süslermiş... Olmadı avukat veya yazar... Ama İstanbul Üniversitesi Radyo-TV Sinema Bölümü’nü bitirdikten sonra yönetmen asistanı olarak yanına gittiği Kutluğ Ataman, onun tüm hayatını -dahası hayallerini- değiştirmiş. Ataman'ın kendisini "İki Genç Kız" filminde oynatmasıyla, içinde gizlenen oyunculuk hevesini keşfetmiş. Ve tabii devamı gelmiş...

- Rollerinizde bazen asi, bazen hanımefendi, bazen çok komiksiniz... Belli bir rolün üzerinize yapışmasından korktuğunuz için mi hep farklı karakterler seçiyorsunuz?

Evet... Bu yıl komedi yapmayı çok istiyordum. Çünkü komedi oynarken, vereceğiniz hızlı cevap, vücut dilinizi hızlı ve anlamlı kullanmanız çok önemli. Kendimi hazır hissettiğim dönem, bu yaz oldu. Ama ilk rolüm, isteğim dışında gelişti. "İki Genç Kız"daki Behiye rolüne çok çalıştım. İçime sinen tek doğal roldü.

- "İki Genç Kız" filminden sonra oyunculuğa neden ara verdiniz?

İki yıl oyunculuktan uzaklaştım. Yapmak istemedim. Kamera arkasına geçtim. Bir dönem de gazetecilik yaptım. Bu camianın kötü taraflarını verdiğim o iki yıllık ara sayesinde gördüm. Görmeseydim, mücadele edemez, sıradan bir oyuncu olurdum.

- Şu an neler yapıyorsunuz?

Üç tane senaryo yazıyorum. Onları hayata geçirmek istiyorum. Bu senaryolardan biri aşk filmi, diğeri Türkiye’deki düşünce özgürlüğünü tartışan bir kadının politik yaşantısıyla ilgili (gerçek bir hikâye) ve sonuncusu mafya filmi olacak.

- Çocukken hayalinizi süsleyen bir meslek var mıydı?

Avukat, yazar ya da siyasetçi olmak istedim.

- İleride belki politikaya atılırsınız, henüz hiçbir şey bitmiş değil...

Artık o mesleğin bana göre olmadığına inanıyorum. Eskiden karanlığın aydınlığa çıkmasını politika sağlar diye düşünüyordum. Ama şimdi bunun sanatla olacağını biliyorum. Kendimi kötü hissettiğim zaman, beni ayağa kaldıran oyunculuk oldu.

- Projeleri kabul ederken öncelikle neye dikkat ediyorsunuz?

Bu zamana kadar hep yönetmene dikkat ediyordum. Çünkü “Bu yönetmen bana ne verebilir” diye düşünüyordum. Ama bu seneden itibaren karaktere bakıyorum. “Bu karaktere ben ne verebilirim, o bana ne kazandırabilir” diyorum. Bana bir gün, çok sevdiğim iki oyuncu “Sen karakter oyuncusu olacaksın” dedi. “Ben öyle bir şey olmak istemiyorum. Ben her şeyin oyuncusu olmak istiyorum” dedim. O yüzden çok light bir karakter oynamam gerekiyordu. Bu da komedi olmalıydı. Ve "Son Ağa" dizisi oldu.

- "Hatırla Sevgili" de böyle mi gelişti?

Zaten Deniz Gezmiş döneminin anlatılacağını duyar duymaz, bu senaryoya dâhil olmayı çok istedim. Her zaman odamda posteri olan biriydi. Ve son mektubu başucumda asılıydı. Oynadıkça “Daha neler olacak?” diye düşünmeden edemiyordum. Ve kafamda bu aşkı çözmeye çalışıyordum. Çünkü ben gururumu hiçe sayacak, ailemi silecek bir aşk

yaşamadığımdan tuhaf geliyordu.

Ben aşktan korkuyorum

- "Hatırla Sevgili" dizisinde Güzide’yi canlandırdıktan sonra, böyle büyük bir aşkı bir gün sizin de yaşayabileceğinizi düşündünüz mü?

Ben hayallerimi, işimi ve ailemi silemem. Ayrıca keşke aşk olsa diyorum, çünkü ben kolay kolay âşık olamayanlardanım. Bunun sebebi de aşktan korkuyor olmam. Aşkı işimde duymaya çalışıyorum. Yine de birisini çok seveceğime inanıyorum. Çünkü çocuk yapmayı çok istiyorum.