Konser heyecanından midemiz ağrıyor

Güncelleme Tarihi:

Konser heyecanından midemiz ağrıyor
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 07, 2008 00:00

Leman Sam ve Özcan Deniz, üç yıl aradan sonra ikinci kez aynı sahneyi paylaşacak.

Haberin Devamı

11 Ağustos akşamı Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi'nde konser verecek olan ikili, heyecandan mide ağrısı çekmeye başladıklarını söyledi.
Sam konser için "Daha önce tecrübe ettik, birbirimize güveniyoruz, ama ben yine de heyecanlanmaya başladım. Karnıma ağrılar giriyor" derken, Deniz'in yorumu ise şöyle oldu: "Leman Sam'ın 'Gönül' şarkısı, hayatımın 15 yılına damgasını vurdu. Sevdiklerinden ayrılmış insanlar onun şarkılarıyla yatıp kalktı. Şimdi o şarkıların sahibiyle yan yanayım, bundan özeli var mı?"

Leman Sam ve Özcan Deniz, üç yıl aradan sonra ikinci kez aynı sahneyi paylaşacak. 11 Ağustos akşamı Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde konser verecek olan ikili ile prova hengamesinin ortasında görüştük. Konser günü yaklaştıkça heyecandan midelerine ağrılar girdiğini söyleyen Sam ve Deniz’le müzikten özel hayata uzanan keyifli bir söyleşi yaptık.

Haberin Devamı

Konser heyecanından midemiz ağrıyor
Leman Hanım, öncelikle sormak istiyorum. Neden eşarplısınız?

- Leman Sam: Hindistan cevizi yağı sürdüm bakım için, o yüzden... Bu arada saçlarıma hálá kına yakıyorum, bilginize... Çünkü inanmayanlar var.

- Özcan Deniz: Kına saçınızı yakmıyor mu?

- Leman Sam: Aslında kına saçı kurutur ve döker. Saçın kurumasını önlemek için muhakkak içine yumurta sarısı, susam yağı, Hindistan cevizi yağı ya da asitsiz zeytinyağı katmak gerek. Bu saçın kurumasını önler. Bunu haftada bir herkesin yapması gerek hatta...

- Özcan Deniz: Ne zamandır kına yakıyorsun saçına?

- Leman Sam: 25 yıldır. Ayrıca fön makinesi çok zararlıdır. Bırakın fön çekmeyi, saçınızı fönle kurutmayın bile.

Neyse, birlikte vereceğiniz konsere dönelim biz. Yeniden aynı sahneyi paylaşacağınız için heyecanlı mısınız?

- Leman Sam: Evet, daha önce tecrübe ettik, çok güzeldi. Birbirimize güveniyoruz, ama ben yine de heyecanlanmaya başladım. Karnıma ağrılar giriyor.

- Özcan Deniz: Benim için çok özel bir durum. Mesela onun "Gönül" şarkısı, hayatımın 15 yılına damgasını vurdu.

Haberin Devamı

- Leman Sam: Bak bana tarihi eser muamelesi yapıyor. Şaka tabii... 15 yılı geçmiştir bile parça...

- Özcan Deniz: "Kıyamam" şarkısı tüylerimi diken diken yapıyor, tapıyorum. "Rüzgar" çok güzel... Sevdiklerinden ayrılmış insanlar yıllarca bu şarkılarla yatıp kalktı. Şimdi o şarkıların sahibiyle yan yana sahnedeyim,

/images/100/0x0/55ea4141f018fbb8f874370a
bundan özeli var mı? Ayrıca şunu da söyleyeyim, çok güzel bir repertuvar hazırladık. Kendi şarkılarımız, türküler, etnik eserler... Zaten bilindiği gibi Leman Sam pek çok dilde şarkı söylüyor.

19 dilde söylüyordunuz, değil mi?

- Leman Sam: Evet, son bıraktığım 19 dildi.

- Özcan Deniz: İşte o farklı dillerdeki şarkılara ben de eşlik edeceğim. Çünkü benim de "Kültür Köprüleri" diye bir projem vardı, sahnede Ermenice, Kürtçe, Lazca, Rumca şarkılar söylüyordum.

Haberin Devamı

Siz enstrüman çalıyor musunuz?

- Leman Sam: Ben hep yarım bıraktım. Piyano çalışıyordum, piyano hocam "Ya bulaşık ya piyano" dedi. Ben kızları büyütmek zorundaydım, bulaşığı tercih ettim!

- Özcan Deniz: Ben bağlama, perküsyon ve piyano çalıyorum.

Leman Hanım, "Minör ruhluyum" diye bir sözünüz var. Ne demek bu?

- Leman Sam: Ben şarkıda hüznü severim, şarkılarımda da sesimde de bu var. Elektronik müzik sevmememin nedeni de bu. Minör şarkılar daha hüzünlüdür. Beste yaparken hep elim minöre gider.

Hüzünlü bir kadın mısınız?

- Leman Sam: İçimde her şey var. Serserilik var, hüzün var, neşe var...

Konser heyecanından midemiz ağrıyor
- Özcan Deniz: Vallahi dün provaya dansçısının motorunun üzerinde geldi, şaşırdım bir an. Utandım kendimden.

Haberin Devamı

- Leman Sam: Evet ama ben kullanamam mesela, trafik beni korkutuyor burada.

İstediğiniz kadar kendinizi koruyun, insanın başına her an her yerde talihsiz bir şey gelebiliyor. Özcan Bey’in yaşadığı durum mesela...

- Leman Sam: O günü hiç unutmuyorum, çok korkmuştum. Bursa’dan dönüyordum ve yanımdaki organizatör arkadaşa telefon açtılar. Kurşun bacakta şah damarına yakın bir yere gelmiş. Genç oluşuna dua et Özcan, çabuk toparladın. Bu ülkede bireysel silahlanma bu kadar boş bırakılıyorsa, her önüne gelen silah alıyorsa, hiçbirimiz güvende değiliz işte. Bu hepimizin başına gelebilir... Ben konserde öyle bir laf söylerim ki adam çıkarır silahını vurur.

Haberin Devamı

- Özcan Deniz: Evet, doğru. Tam atardamarların olduğu nokta... Bu kafaya sıkmakla eşdeğer. İşte silahın önüne geçemiyorlar, çünkü büyük pazar ve büyük para.

Siz hiç böyle korkular yaşadınız mı, tehdit aldınız mı Leman Hanım?

- Leman Sam: Ben genel olarak biraz eylemci ve anarşist bir ruha sahip olduğum için sıkça tehdit alırım. Telefon açıp ezan dinletirler, İstiklal Marşı dinletirler, küfür ederler. Özcan’ın yaşadığı gibi olmadı ama bir kere konser alanına giderken bir kadın yukardan aşağı sarkıp saçımı çekip kesti ve "Başardım, aldım" diye çığlık attı. Günlerce başım ağrıdı. Genelde daha çok kızlar erkeklere yapar bu tip şeyleri diye biliyordum.

- Özcan Deniz: Erkeklere erkekler de yapıyorlar. Kadınlar kadar erkekler de çullanıyorlar sahneye, kulise, bize... Rahatça girip çıkamıyoruz konser alanına, ezilme tehlikesi atlatıyoruz. Diyarbakır’da elbisem lime lime olmuştu mesela...

- Leman Sam: Mülkiyet durumu işte. Bir kere şöhrete tapınma meselesi var bundan hiç hoşlanmıyorum ben. Ben işimi yapıyorum, siz öyle, onlar da öyle. Belki fark sizi beşyüz kişi tanıyorsa bizi bin kişi tanıyor. Herkesin elinde cep telefonu var ve onların hayatlarının içindesiniz. Hayatınızda görmediğiniz bir adam sarılıyor fotoğraf çektiriyor. Edep kalmamış. Televizyonda gördüğü herkesi arkadaşı gibi görüp davranıyor, buna hak buluyor. Bu televizyonların

/images/100/0x0/55ea4141f018fbb8f874370e
suçu bence. Burnun büyük olmayacak buna katılıyorum ama bu aşırılık davranışlardaki biraz ayıp geliyor bana. Ortasını bulmamak gibi sorunumuz var.Â

- Özcan Deniz: Sizi on kez televizyonda görüp dışarda görünce sizin de onu tanıdığınızı sanıyor. Tanımayınca bozuluyor. Ben samimi davranmasından şikayetçi değilim. Ama mesela sabahın altısı konser vermişsin bir şehirde havaalanındasın uçağı kaçırmamak için uyumamışsın, başka bir yere gideceksin ve belki hiç uykusuz o gece orada yine konser vereceksin, tek dileğin uyumak. Bir adam ya da kadın geliyor sürekli aktivite bekliyor, niye gülmüyorsunuz, niye poz vermek için ayağa kalkmıyorsunuz, şapkanızı, gözlüğünüzü çıkartın diyorlar. Rahatsızlıktan öte yorucu oluyor tüm bunlar bizim için.

LEMAN SAM: Ä°LK AÅžKIM NAMIK ERDOÄžAN Ä°LK ERGENEKON KURBANLARINDAN

Yılmaz Edoğan’ın suikaste kurban giden amcasının nişanlısıymışsınız. Bu haber çıktı ama o aşkı bir de sizden dinleyelim.

- Evet, öyleydi. Tam nişanlı değildik ama ona yakın bir durum vardı. 13 yaşına yeni girmiştim. Namık Erdoğan benden 4 yaş büyüktü. Oralarda genç sözlenilirdi. Benim ailem İstanbullu olduğu için buna karşı çıktı. Beni istemeye gelmişlerdi, ama ailem vermedi. "Bizim kızımız daha okuyacak" dediler. Sürahi Hanım da "Bu da okuyacak, ikisi birlikte okusunlar" dedi.

Ve bir suikast sonucu öldürülmüş...

- Ergenekon’un ilk öldürdüğü insanlardan biridir o. Sağlık Bakanlığı’nda müfettişti. Biz yıllar sonra tekrar karşılaştık. İkimizin de çocukları olmuştu tabii. Film gibi şeyler yaşadık. Ve bana "Bu yolsuzluğu ortaya çıkaracağım" dedi. Çok namuslu bir insandı, hiç öyle birini tanımamıştım. Mükemmele yakındı. "Böyle şeylere bulaşma! Türkiye öyle bir yer değil" dedim. Ama bana "Devlet için çalışıyorsam, bunu ortaya çıkaracağım" dedi ve vurdular işte. Çok üzüldüm. Sonra bir gün şarkı söylerken kızı Begüm geldi, çok kötü oldum. Çok tatlı bir kızı var, arada konuşuyoruz onunla...

 İlk aşkınız mıydı?

- Evet, ama çok acı...

ÖZCAN DENİZ: ÇOCUKLUĞUMDAKİ MASUMİYETİMİ ARAR OLDUM

Özcan Bey, siz masumiyetinizi kaybettiniz mi?

- Belli yaşa kadar yaşadığınız karmaşalar, çocuksuluğunuzu götürüyor. Biraz sert durmak istiyorsunuz çünkü bu karmaşada... Daha sonra yorulma başlıyor ve boşveriyorsunuz. Tekrar başa dönüp çocuk olmak istiyorsunuz.

Başa döndünüz mü siz de? Başladı mı çocuk olma özlemleri?

- Evet. Artık öyle bir noktaya geliyorsun ki hiçbir şeyin içindeki çocuğa zarar vermesini istemiyorsun. Yapmak istediğin, mutlu olduğun ve çevreni mutlu edeceğin her şey olsun istiyorsun. Ayma ve her şeyi kabul etme dönemindeyim...

Aşkın çocukluğunuzu tekrar kazanmak istemenizle bir ilgisi olabilir mi?

- Tabii ki, olmaz olur mu? Herkesin hayatında böyledir. Bu değişimler insanın kimyasını değiştirir. Sonuçta hayatımızdaki her şey vücudumuzdaki kimyasal dengelerle ilgili.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!