Bizde de meme var açabiliriz

Güncelleme Tarihi:

Bizde de meme var açabiliriz
Oluşturulma Tarihi: Haziran 13, 2008 00:00

Berna Öztürk, seksapelini ön plana çıkaran kadın DJ'leri eleştirdi.

Haberin Devamı

BERNA ÖZTÜRK FOTOĞRAFLARI

Kendi setlerinde çaldığı parçalardan oluşan "Dancing in the Sun" adlı toplama albümünü piyasaya süren Berna Öztürk, seksapelini ön plana çıkaran kadın DJ'leri eleştirdi: "Üstsüz kadın DJ'ler için üzülüyorum. Sonuçta insan birikim ve yetenekleri doğrultusunda bir şeyler yapabiliyor. Göğüsleri güzelse göğüslerini açacak, müziği iyiyse müzik yapacak. Yoksa bizde de meme var, biz de açarız. Ama DJ olmak için silikon taktırmak gerekir gibi bir durum yaratılırsa üzülürüm."

- DJ’liğe ne zaman merak saldınız?
16 yaşımda rock DJ’i olarak başladım. O zamanlar rock müzik dinlediğimden "Çalalım da kafaları sallayalım" gibi bir durum vardı. Biraz daha büyüyünce klüplere gitmeye başladım. DJ’in performans olarak yaptığı işin çok önemli olduğunu fark ettim. Her zaman dans etmek ve müzik dinlemekten keyif aldığım için yapılacak iş buysa, bunu öğrenmeliyim, müzik yapmalıyım ve benim yaptığım şarkılarla dans edilmeli.

Haberin Devamı

- Profesyonel olmak için ilk adımı nasıl attınız?
Mehmet Cavcı’nın kapısını çaldım. Kendisi bu konuda profesör olduğundan bana öğretmesini istedim o da sağolsun kırmadı. Onun yanında asistanlık yaparak başladım işe. İlk olarak plak çalmayı öğrendim. Elektronik çalmıyordum daha idealisttim ama koşullar beni bu yola doğru itti. Can Hatipoğlu, Göknil vardı. Göknil ile klüp açılmadan iki saat önce gidip ben çalardım o da bana tavsiyelerde bulunurdu. 18 yaşımdan itibaren de yavaş yavaş kulüplerde çalmaya başladım. Tarkan ablamla birlikte olunca basın da tanıyınca DJ Berna oldum. Daha önce Bersbunny adını kullanıyordum, setin başına da tavşan kulaklarıyla geçiyordum.

- Neden elektronik müziğe geçiş yaptınız?
Rock müziğin DJ'liği olmaz gibi geliyor bana. Elektronik müzik yeni yükselen bir trend ve ister istemez yeniliklere ayak uydurmak gerekiyor. Live projem var şu anda. İki tane double deck, bir laptop, elektro gitar, bir üflemeli çalgı ve davul koymayı planlıyorum. Aynı zamanda davul da çaldığım için orada performans da sergilemek istiyorum. Rock müziğin matematiğini biliyorsanız geri kalan şeyleri halledebiliyorsunuz. Elektronik müziği de öğreneyim sonra iki türü bir araya getiririm dedim.

- Albüm fikri nasıl ortaya çıktı?
7 yıldır profesyonel olarak yapıyorum. Artık performans DJ'liği de yetmemeye başladı ve işin mutfağında şarkıların yapım aşamasına da geçmem gerektiğini fark ettim. Çalışırken de Ekinoks müzikten Orkun ile tanıştık. Onun aklında bir complation (toplama) albüm yapma fikri varmış. "Sen yapar mısın" dedi, kabul ettim. Yapmak istediklerimin bir alıştırması olsun diye birçok şarkı dinledik ve seçerek 15 şarkıyı albüme koyduk.

- Albümde nasıl şarkılar yer alıyor?
Belirli bir müzik tarzı üzerinden gitmektense belirli bir konsept çizmekten yanayım. Dinleyiciyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek, sonra tekrar alıp başka bir yere götürmeyi seviyorum. Tabii ki elektronik müzik üzerine bir albüm. Cranberies’iden Zombie’nin hiç yayınlanmamış bir mix’i, 80’lerden Shout’un samplandığı bir şarkı var. Phill Colins’ten bir şarkı var. Reklam mahiyetinde bir iki şarkı olmasına rağmen genelde dünya trendlerini yakalamaya çalıştık. Summer hits albümü yapmak yerine setlerde çalmak isteyip her zaman fırsat bulamadığım ya da arkadaşlarımla otururken “Bir şey koy da şenlenelim” için ayırdığım müzikleri bu albümde topladım.

Haberin Devamı

- Albümü bir kenara bırakırsak, bir elektronik parçaya imza olarak neler katıyorsunuz?
Mutlaka Türk sazlarını çok fazla kullanmaktan yanayım. Elektronik müzik Türkiye bazlı olmasa da biz elektronik müzik yapıyorsak birikimlerin ve sahip olduğun geleneklerle de harmanlayabilmelisiniz. Bendir, kanun kullanıyorum. Dans ettirmek amacım. Ritim tutma hareketi yapılan şarkılar genellikle benim oluyor.

KİMSENİN AĞIZ KOKUSUNU ÇEKEMEM

- Memleketin her köşesini arşınlamışsınız...
Gitmediğim bir yer kalmadı. Erzurum’dan Gaziantep’e, Bursa’dan tüm yazlık mekanlara kadar gezdim. Yurtdışında Hollanda, Almanya ve Avusturya’da performanslarımı sergiledim. Konya’ya gidiyorsun, bir okulun salonunda herkes dans etmeye ve eğlenmeye hazır seni bekliyor. Sahneye çıkınca alkışlıyorlar. İşte bu güzel bir şey.

- Sizin için oyunculuktan farkı da bu herhalde...
Aslında oyunculuk yapmayı çok seviyorum ve DJ’likten de ayırmıyorum ama kimsenin ağız kokusunu çekebilecek bir insan değilim. İşinde düzgün olan kişiler maalesef bu işleri yapmıyorlar. Benim için de böyle bir eleştiri getirebilirler ama buyursun gelsinler er meydanına derim.

- Medyada size biçilen karakter tam olarak neydi?
Kendi varlığımı meşrulaştırmak için başka bir etikete ihtiyacım varmışçasına ortaya konulan rol oldu. 14 yaşımdan beri çalışıyorum. Akademik kariyer, kişisel başarı hayatta önemlidir ve bu hayat için önemli olan ne varsa onları yapmışlığım var. Liseyi dereceyle bitirdim üniversite mezunuyum. Yağlı boya ve karakalem resim yapıyorum, sosyoloji mezunuyum. Lisanslı olarak sporlar da yaptım. İsmimin altında bir dolu şey var aslında. Bunların hiçbiri olmamış gibi hayattaki tek başarım ablamın Tarkan ile çıkmasıymış gibi bir imaj çizildi. Teoman ile marjinallikten yana yakın buldular yazdılar. Genellikle etrafa neşeli tavırlar çizen bir insanım ve beni gördüklerinde “İçmiş bak bu alkollü” diye haber yapıyorlar. Beni yıpratmıyor bu haberler ama insanlarda oluşturdukları ön yargıları kırmak çok zor. Duymak ile dinlemek, bakmak ve görmek o noktada aynı şeyler değiller.

Haberin Devamı

- Türkiye’ye üstsüz kadın DJ akını başladı. Kadın DJ’ler seksapelini kullanır gibi bir algı oluşturuldu toplumda. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Onlar için üzülüyorum. İnsan birikimleri ve yetenekleri doğrultusunda bir şeyler yapabiliyor. Göğüsleri güzelse göğüslerini açacak. Müziği iyiyse müzik yapacak. Yoksa bizde de meme var biz de açarız. DJ olmak için silikon taktırmak gibi bir durum yaratılırsa çok üzülürüm ben bu işe.

TARKAN'DAN RANT SAĞLAMAYA ÇALIŞTIĞIMI DÜŞÜNMELERİ ÜZÜCÜ

- Tarkan’ın baldızı yakıştırması neler kaybettiriyor size?
“Bu Tarkan’ın baldızı, ben baldızı olsaydım neler olurdu” gibi bir psikolojiyle de davranıyor insanlar. En sinir olduğum bu durumdan bir rant sağlamaya çalışıyormuş gibi gösterilmem. Hiçbir şey yapmasam bile bir konuda ustalaşıp kendimi kanıtlamak isteyen bir insanım. Buna rağmen bu şekilde algılanmak beni üzüyordu artık bu bile değil. Her koyun kendi bacağından asılır. Ben böyleyim. Görmek isteyen varsa gelsin görsün, istemeyen buyursun gitsin. Tanınmamın önünü açtığı kesindir ama ne oyunculuğa ne de DJ’liğe beni bu ilişkiler başlattı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!