Esrarengiz Kadın, şiddete kanmak isteyenler için

Güncelleme Tarihi:

Esrarengiz Kadın, şiddete kanmak isteyenler için
Oluşturulma Tarihi: Şubat 11, 2008 17:08

1988’de yaşamın sıcak taraflarını anlattığı ilk sinema filmi Cinema Paradiso ile En İyi Yabancı Film Oscar’ını kazanan İtalyan yönetmen Giuseppe Tornatore, Esrarengiz Kadın’da (La Sconosciuta) bu sefer kamerasını dünyanın en karanlık alanlarından birine çeviriyor. Fuhuş mafyasının sattığı çocuğunu bulmak için Ukrayna’dan İtalya’ya giden seks kölesi İrena’nın öyküsünü anlatan film, neredeyse her saniyesi şiddete bulanmış bir çalışma.

Haberin Devamı

ABD’de geçen ay verdiği bir mülakatta filmdeki şiddet ögeleri üzerine Tornatore şunları söylüyor: “Filmdeki şiddet sahnelerini toplasanız 3 dakikayı geçmez. Esrarengiz Kadın şiddet dolu bir film çünkü burada şiddet görünmüyor. İzleyici, görmediklerini düşünmeye zorlanıyor. Şiddeti doğrudan ben göstermeye çalışsaydım bu kadar olmazdı.” Bu bağlamda yönetmenin kesinlikle amacına ulaştığını söylemek gerekiyor.

ALLAHTAN KADIN DEĞİLDİM

Korku, gerilim ve canavar türü filmleri izlerken ortalamanın çok altında korku ve gerilim yaşayan birisi olarak bu filmde sinirlerimin son derece yıprandığını itiraf etmek zorundayım. Aklından asla çıkaramadığı ama kurtulduğunu sandığı mafyayla ve kendisine 9 kez zorla doğum yaptırıp bütün çocuklarını satan bu mafyanın hayatına getirdiği felaketlerle İtalya’da yeniden yüz yüze gelen İrena’nın hikayesini izlerken, hayatın en zifirisinden karanlık pençelerini sürekli bedeninizde hissediyorsunuz. Tornatore’nin filmi, seyrederken hiçbir sahnesinde gülemediğim belki de tek sinema çalışması oldu. Ama bunda benim hep yaşamın pembe yanlarını gören naifliğim de önemli bir etkendi hiç kuşkusuz.

Esrarengiz Kadın, şiddete kanmak isteyenler için
Ülkemizde 8 Şubat’ta gösterime giren filmin beni ne kadar etkilediğini sinema çıkışı daha da iyi anladım. Çıktıktan yarım saat sonra Beyoğlu’nda yürürken yaklaşık 10-15 metre ilerden beri 3 maskeli adamın geldiğini gördüm ve bir anlam veremedim. Maskelilerdi ama bunun dışında tamamen normal davranışlarla hareket ediyorlardı. Sanırım 1-2 saniyelik afallamadan sonra fark ettim ki adamlar maskeli değil, sadece siyahtı. Tam tepedeki yazdan kalma öğle güneşi de bana azizlik yapmıştı galiba ama daha önce hiç siyah bir adamı maskeli olarak gördüğümü hatırlamıyorum.

Haberin Devamı

Allahtan kadın değildim. Kadın olsaydım herhalde sinema çıkışında en yakın polis karakoluna uğrar, beni evime kadar korumaya almalarını talep ederdim. Evet belki fuhuş mafyası erkekler için de bir tehdit oluşturuyor olabilirdi. Ama hiç değilse benim en azından bugünkü teknoloji itibarıyla doğurgan bir yaratık olmadığımı onlar da biliyordu, dolayısıyla kaçırılma olasılığım daha düşüktü.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!