Arkadaşımı geri istiyorum!

Güncelleme Tarihi:

Arkadaşımı geri istiyorum
Oluşturulma Tarihi: Aralık 25, 2008 11:13

Bir insanı mutsuz görmek… Dayanamıyorum işte buna. Mutsuz olan kim olursa olsun; hele bir tanıdığımsa ya da sevdiğim bir arkadaşımsa bu kişi…

Haberin Devamı

Ben de onunla mutsuz oluyorum o anlarda ve sonrasında da…

Ki bu, şu boyuta varabiliyor. Bir arkadaşım mutsuz ve benimle konuşuyor, paylaşıyor bunu. O, yanımdan ayrıldıktan sonra diyelim markete düştü yolum. Her zamanki aldığım meyve suyu yerine başka çeşit ya da alakasız bir şey alabiliyorum. Poşeti boşaltırken görüyorum tercih etmediğim bir şey aldığımı.

Neden?

Çünkü o sırada arkadaşımın o mutsuz hali, sorunu aklımda. Beynimin her bir kıvrımında, her bir hücresinde, ‘Arkadaşım bu mutsuz durumdan nasıl kurtulabilir ya da ben ne yapabilirim bu konuda?” sorusu yanıt bulmaya çalışırsa ne olacak?

Tabii ki…

Geçen gün yine öyle oldu. Bir arkadaşımla buluştuk. Canını sıkan konuyu benimle paylaşıp, yanımdan ayrıldıktan sonra markete gittim ve... Bildiniz, aklımda o soruyla boğuşurken, tabii ki daha önce hiç tercih etmediğim bir şey almışım.

Gelelim konuya…

Haberin Devamı

Arkadaşımla buluştuk. Hoşbeşten sonra yüzündeki o sıkıntısını, o mutsuzluğunu fark etmem uzun sürmedi. Canı sıkkın, bir şeyler onu üzmüştü belli. Biraz konuştu, sıradan konulardan bahsetti, kesik kesik… Konuşmak istemediğini de anladım o anda.

Üstelemedim. Sanki anlattıklarından başka bir şey vardı kafasına takılan, onu düşündüren, kaygılandıran… “Anlat bakalım ne oldu” dedim ama duymadı.

O an orada değildi sanki. Anlatmak isterse beni arayıp, paylaşır bir gün diye düşündüm. Bunu bildiğim için üstelemedim.

Ama benim de canım sıkıldı onun bu durumuna. Bunun yanında üzüldüğüm başka bir konu da hayatın onu bu hale getirmiş olmasıydı. Yüzündeki o ışıltının gitmiş, gözündeki ferin sönmüş olması, gülüşlerinin yerini üzgün bir ses tonunun almasıydı beni üzen. Oysa benim arkadaşım böyle değildi.

Uzun bir zaman dilimini beraber geçirdiğimizden bunu anlamam hiç zor olmadı. Üzüldüğünde, sevindiğinde, sıkıldığında, kızdığında ne yapar ne eder, hepsini bildiğim için…

Evet zaman zaman hüzünlenirdi, uzun bir çabayla yardımcı olmaya çalıştığımız, zor da olsa toparlandığı olay aklına geldiğinde. Bunun yanında şen şakrak, hemen her konuda konuşabilen, sohbeti keyifli biriydi. Duygusal şarkılarda dağılan ama güldüğü anda da kahkahalarıyla bulunduğu ortamı güzelleştiren güleç yüzlü biriydi benim arkadaşım.

Haberin Devamı

Ama şimdi bakıyorum, bunların hiçbiri kalmamış. Hatta bunu belirttim kendine. “Hani benim tanıdığım nerde? Seni sana böyle mi emanet ettik” dedim. “Evet, emanete hıyanet ettik ama ben yapmadım bunu, hayat…” dedi.

“Farkındayım, bizim bıraktığımız yerde, hayat seni alıp, başka dönemeçlere çıkarmış yolunu. Köprüler geçtik, tekin olmayan sulardan atladık. Hayat çok farklı yola girdi senin için. Keskin dönemeçlerde hayatını etkileyecek keskin kararlar aldın. Çok şey değişti. Bu kararları almanda zamanlamaydı belki de hata. Ya da hata demeyelim, seni şimdi kaygılandıran, düşündüren konular demek daha doğru olur sanırım. Ki bunu zaman zaman yaptığımız telefon konuşmalarımızdaki sesinden ve yazışmalarımızdan çok kolay anlıyordum.

Haberin Devamı

Tabii ki hayat, verdiği kadar çok şey alacak; senden, benden, hepimizden. Bunu biliyoruz ama bir yıl içinde çok ama çok şey alıp, götürmüş hayat senden” dedim ve ekledim. Evet, birkaç yıl öncesindeki gibi hiçbir şey ‘lay lay lom’ değil artık ama hayatın, eski seni alıp götürmesine, bildiğim senden eser bırakmamasına izin veremem. Lütfen sen de izin verme. Lütfen…

Yaptığın bir seçim, aldığın bir karardı bence eski seni alıp götüren. Önüne katıp seni başka yollara sürükleyen… Aslında seni nerde bıraktığını biliyorum ben ama... Dedim ya aldığın bir kararla, yaptığın seçimle...

‘Her seçim bir vazgeçiştir. Ve her vazgeçiş yeni bir başlangıçtır.’ Bir yerde okuduğum ve doğru bulduğum bu sözde olduğu gibi sen de bir seçim yaptın ve birçok şeyden vazgeçtin.

Haberin Devamı

Bir şeyi seçerken, diğer yandan da yeni başlangıçlarda, kaybedeceğimiz bir şeyler olduğunu, olacağını biliyoruz elbette. Bu verdiğin karar konusunda biz seni seven arkadaşların uyardık seni. Kararını verdin sen ama biliyorum ki, kafanın bir yerinde soru işaretleri vardı bu konuyla ilgili. Her ne kadar verdiğin karardan emin olduğunu sansan da…

Hayatını tamamen değiştiren bu dönemeçte yürüyeceğin bu yolda yaşayacaklarının, başına erken yaşta geliyor olması tabii ki seni değiştirecektir. Bu olağandır. Yükünü omuzlarında hissederken hayatın…

Sen böyle bir karar alarak nelerden vazgeçtin bilmiyorum ama bir şeyi kaybettiğine o kadar eminim ki…

O veya bu sebeple seçtiğin şeye karşılık, sen aslında kendini kaybettin. Bunun farkında mısın? Farkındasın ya da değilsin. Senin kendini kaybetmenin yanında biz de tanıdığımız, bildiğimiz seni kaybettik.

Haberin Devamı

Ki insan, seçimi ne olursa olsun, her şeyi kaybetmeyi göze almalı belki ama kendini kaybetmeyi asla… Çünkü insan kendini kaybedince; hayata karşı nasıl dürüst olabilir? Nasıl mutlu, nasıl huzurlu bir yaşam sürebilir ki?

Nerde mutluysan orda ol lütfen.

Geç olmadan… Çok geç olmadan…

Demekle olmuyor biliyorum ama şartlar ne olursa olsun senin eski haline yani seni tanıyıp da sevdiğim haline dönmeni istiyorum; bana seslendiğin lakabın sahibi, seni çok seven bir arkadaşın olarak.

Üç sene önce yaz mevsiminde yaşadığı sıkıntıları atlatan, zaman zaman hüzünlü gözlerle bakan, bazı şarkılarda benim gibi dağılan ama daha çok o güleç yüzlü, güzel gülüşlü, şen şakrak kahkahalı, konuşkan arkadaşımı geri istiyorum.

Çok şey mi istiyorum?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!