Kronik buluğ çağında yaşıyor

Güncelleme Tarihi:

Kronik buluğ çağında yaşıyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 1999 00:00

Haberin Devamı

Türk pop müziğinin dev ismi Kayahan, 50'sine gelmesine rağmen, 20 yaşındaki bir genç kadar enerjik. ‘‘Ben devamlı kronik buluğ çağında yaşıyorum’’ diyen Kayahan, gece gündüz, durup dinlenmeden çalışıyor. Bir başka deyişle gecesi ve gündüzü müzik. Çok yakında genç sevgilisi ile evleneceğini söyleyen ünlü sanatçı, Hürriyet okuyucuları için özel yaşamını anlatmayı bugün de sürdürüyor...

Yaşlılık denen müesseseye tahammülüm yok

Albüm bitinceye kadar dünyayla ilişkimi keserim

Sezen Aksu, şarkımın sözlerini değiştirmek istedi, vermedim

Kayahan 29 Martta 50 yaşına girecek. Kızı yaşında biriyle beraber olmaktan korkmuyor mu acaba?

- Doğrusu 50 yaşında olduğumu pek anlamıyorum. Omuzum, boynum ağrıdığı zaman galiba 35'i geçtim diyorum. 50 gibi davranmak nasıldır, onu da bilmiyorum. Yaklaşık 20 yaşından beri böyle kronik buluğ çağında gibi yaşıyorum işte. Kendimi hala 20 yaşında hissediyorum. Ayrıca yaşlılık denen müesseseye pek tahammülüm yok. Kedi benden daha yaşlı. Ben İpek'e ‘‘Kedi’’ diyorum da. Ben çok enerjiğim, o daha çabuk yoruluyor. Benden hiç akılsız değil yani. Öğrenmeyi çok iyi biliyor. Ona gitar, Türkçe, şarkı söyleme dersleri veriyorum. Hayatı hep Avrupa'da geçmiş, dünyaya çok iyimser bakıyor. ‘‘Canımın Yaprakları’’nı onun için yazmıştım. Büyük bir engel olmazsa çok yakında hayatımızı resmen birleştireceğiz.

ŞARKILARIM SOKAKTAN

Üç yüz altmış beş günden beri Birkent'teki evinden kapı dışarı çıkmıyor Kayahan. Sabah 08.00'de yatıyor, 14.30'da uyanıyor. Gecesi gündüz, gündüzü gece. Televizyon açmak bile yasak.

- 26 Aralık 1997'de ‘‘Emrin Olur’’ albümü çıktıktan dört gün sonra, bu albüm için çalışmaya başladım. İlk şarkım ‘‘Beni Azad Et’’ için 2 Ocak 1998'de oturdum masaya. Yeni albümde yine 8 tane söz ve müziği bana ait beste var. Ayrıca İpek Tüter'in söylediği, benim de vokal yaptığım ‘‘Her An’’ diye bir şarkı, üç tane de dörtlük var, 1980'lerde yazdığım şiirler. Bütün şarkıların üstünde her zaman olduğu gibi çok uğraştık, aklımın yettiğince yaptım. İnsanoğlunun yaratıcılığına inanmıyorum, her şey var zaten. Yaratılan bir şey yok, var olanları seçenler ya da görenler var. Benim yazdığım şarkılar sokakta var yani. Gören alır, göremeyen alamaz.

CİMBOM MAÇLARI

Kayahan bu; hem dokuyor, hem biçiyor, hem dikiyor, hem giyiyor, hem de satıyor. Dile kolay doğrusu.

- Kimse alınmasın ama, şarkı söyleyenlerle kendi yazıp kendi yüzenler aynı şey değil. Nilüfer kendi plağını yaparken son on gününde hazır olması yeter. Geriye kalan 350 gün benim tarafımdan hazırlanıyor. Şarkı söyleyenler çok daha sosyal yaşayabiliyorlar, ama ben bir yıldır sokağa çıkmadım. Ben albüm bitinceye kadar dünyayla ilişkimi keserim. Mesela televizyonu hiç açmam. İyi şarkı yazdığımda Galatasaray'ın bir maçını izlemeyi kendime hediye olarak veririm. Eğer şarkıyı bitirmemişsem Galatasaray en önemli derby maçını bile seyretmeyerek kendime ceza veririm. Bu albümde ‘‘İlk Değil’’ diye bir şarkı var, onu da Galatasaray maçını izlemeyerek yaptım, çok da güzel bir eser oldu. Biraz mazoşistçe davranış ama benim kurallarım böyle.

ÇIRAĞAN'DA AÇ KALDIM

En uzun sürede yaptığı şarkıyı merak ettim.

- Çırağan Oteli'nde kalıyordum, odam da denize karşı. Odamın perdelerini kapattım, yemek ısmarlamadım, yiyecek hiçbir şeyim yoktu. Dört gün geçtikten sonra oda temizleyicilerinden birisi acımış olacak ki, bana bir avuç çikolata getirdi, ‘‘Bunları ye, yoksa öleceksin’’ dedi. Odamda basılacak yer yok, her taraf kağıt dolu. İşte o zaman ‘‘Odalarda Işıksızım’’ı yazdım. Yani resmi çizip, karşısına bakıp yazmaya çalışıyorum. Yoksa pencereyi açsam karşımda deniz var. Oda servisi telefonla hizmete hazır. Ama aç kalırsanız ve ortalık da karanlık olursa ‘‘Odalarda Işıksızım’’ı yazabiliyorsunuz.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!