Kötü bir televizyon izleyicisiyim

Bu sezon “Bana Artık Hicran De” dizisiyle Kanal D ekranlarında olacaksınız. Canlandırdığınız Murat karakterinden bahseder misiniz biraz? Murat, Hicran’ın hayatını nasıl değiştirecek?
- Murat, Kutlu Holding’in sahibi Recai Kutlu’nun yanında çalışıyor. Recai’nin kızı Lale ile de nişanlanıyor. Fakat kendini manevi anlamda eksik hissediyor. Zaten hayatta dizginleri hiç eline alamamış biri. Hal böyleyken Hicran’la karşılaşıyor. Aslında tam da Murat’ın olmak istediği kişi Hicran; hem birlikte olabileceği hem de kendisi olabileceği... Hicran ve Murat, birbirlerinin hayatını sonsuza kadar değiştirecek.
Murat ve Hicran büyük bir aşk yaşıyor. Peki bu ilişki yürüyebilecek mi?
- Murat sahip olduğu hayattan vazgeçmeyi ve Hicranın hayatının içinde var olmayı istiyor. Ama bu zorlu ilişkiyi yürütebilecekler mi bunu hep birlikte göreceğiz.
Dizide olaylar hem günümüzde hem geçmişte geçiyor. İki dönemi canlandırmak sizi zorladı mı?
- Dizi 90’ların sonu ve günümüz arasında geçiyor. Birbirine çok uzak zamanlar olmadığı için büyük zorluklar yaşamadık.

BİZİMKİ DERİNLİĞİ OLAN VE SEYRİ KEYİF VEREN BİR DİZİ
Dizideki rol arkadaşlarınızla aranız nasıl, çekimler nasıl gidiyor?
- Her şey güzel gidiyor. İyi oyuncuların yanı sıra, iyi insanların da olduğu bir ekibimiz var. Aslı (Enver) ve Şebnem (Hassanisoughi) ile önceden tanışıyoruz. Buğra ile yeni tanışmamıza rağmen iyi bir arkadaşlığımız oluştu. Kendimi yakın hissettiğim biri. Volkan Kocatürk ve ekibinin birçoğu ile “Şubat” dizisinde daha önceden beraber çalışmıştık. Bu anlamda birbirimizi iyi tanıyoruz.
İyi bir televizyon izleyicisi olmadığınızı pek çok kez söylediniz. Ama dizilerde rol alan bir isim olarak seyirci neler beklemeli “Bana Artık Hicran De”den?
- Söylediğim gibi ben kötü bir televizyon seyircisiyim. Kafa karıştırmak istemem. Ama küçük hayatlar ve sadece insan hikayeleri anlattığımızı vadedebilirim. İyisi, kötüsü, zaafları vs...
Derinliği olan ve seyri keyif verecek bir dizi olacağını biliyorum.

BU TEMPODA SEVDİKLERİNE ZAMAN AYIRMAK BİLE BİR LÜTUF
Yoğun dizi temposu sizi nasıl etkiliyor? Kendinize ve sevdiklerinize zaman ayırabiliyor musunuz?
- Yoğun bir çekim temposu olduğu için bazı şeylerden ödün veriyorsunuz. Ertelemek zorunda kalıyorsunuz. Bizim işlerde çalışanların en büyük ödülüdür sosyalleşmek. En azından ailenize arkadaşlarınıza zaman ayırmak istersiniz. Bu bile bir lütuftur çoğu zaman. Ben de elimden geldiğince boş vakitlerimi onlarla değerlendirmeye çalışıyorum.
Peki son olarak bu yıl tiyatro olacak mı?
- Evet, olacak. Bakırköy Belediye Tiyatrosu’nda Emrah Eren’in yönettiği Orwell’in “Hayvan Çiftliği” oyununun provalarına başladık.