Kınalı Ali'nin mektubu

Güncelleme Tarihi:

Kınalı Alinin mektubu
Oluşturulma Tarihi: Ocak 16, 2003 14:10

İnternette gezinen savaş karşıtı bir yazı. "Bizim olmayan bir savaşta Mehmetçik ölmesin" diyen. Gelibolu Cephesi'nde vuruşan Kınalı Ali'nin hikayesi. "Bu mektubun aslı Çanakkale Müzesi'ndedir" denilmiş. Doğrulatamadım, ama ne fark eder ki. Gerçek de olsa, internet balonu da... çok dokunaklı bir hikaye. Acemi er Ali'nin saçına kına yakmış anası, yiğidini cepheye gönderirken...

Haberin Devamı

(Bu yazıyı gönderen Birnur Varlık'a teşekkürlerimle...)

Üsteğmen Faruk cepheye gelen acemi askerleri denetliyor, bir taraftan da tanımaya çalışıyordu. Sıra, tepesindeki saçları kızıl-sarı boyalı kara yağız delikanlıya gelince sordu:
- Adın ne oğlum senin?
- Ali kumandanım.
- Nerelisin Ali?
- Tokat Zile kumandanım.
- Peki asker bu kafandaki ne?
- Anam askere gönderirken kına yaktı kumandanım.
- Peki Kınalı Ali! Öyle olsun...

O günden sonra Zileli genç erin adı "Kınalı Ali" kaldı tabii ki... Komutanları, arkadaşları ona sürekli takıldılar...

Ama Ali kısa zamanda kendini herkese sevdirdi. Cana yakın, cesur, cefakar bir askerdi.

Birgün, Ali'nin köydeki anasına mektup yazası geldi. Ama okuması yazması yoktu. Kınalı söyledi, bir arkadaşı yazdı mektubu.

Asker mektubu işte... Kıymetli babacığım, nasılsın, iyi misin, iyi olmanı Allah'tan niyaz eder, ellerinden öperim. Kıymetli anacığım, nasılsın, iyi misin, iyi olmanı Allah'tan niyaz eder, ellerinden öperim... Ablasını sordu, ellerinden öptü, bir yaş küçüğünü sordu, gözlerinden öptü, kınalı kuzusunu sordu, akça öküzü sordu.... "Memleketi merak etmeyin" dedi, "Türk askeri burada nöbette, düşman bir adım bile ilerleyemez alimallah!"

"Ellerinizden öper, cevabınızı beklerim" diye biten mektubunun altına bir de not ekletti:

"Küçük kardeşim Mehmet yakında asker ocağına gidecek. Anam sakın ola ki onun da başına kına vurmasın. Benimle birliğimde kumandanlarım da, arkadaşlarım da çok alay etmişlerdir..."

*

Bir iki gün sonra, İngiliz donanması kati netice almak ümidiyle Gelibolu'ya yüklendi. Ateş hattındaki Mehmetçik aslanlar gibi savaştı, sayıca kat kat üstün düşman karşısında canını verdi, bir metre geri çekilmedi gerçekten, ama binlerce şehit verdi.

Takviye birlikler gönderildi, onlar da kırıldı. Sıra, ağır ağır Üsteğmen Faruk'un daha acemi eğitimini tamamlamamış birliğine gelmekteydi. Üsteğmen, askerinin sıcak temasa hazır olmadığını biliyordu, onları cepheye sürmek ölüme göndermekti. Gözüne uyku girmedi, bir türlü "İleri" komutu veremedi birliğine.

Ama Kınalı Ali ve arkadaşları onu ikna ettiler, "Kumandanım, biz artık aslan gibi askerler olduk" derler. "Vatan için ölmeye hazırız, sen merak etme!"

Cephe Komutanlığından da emir gelince, Üsteğmen, çaresiz, taarruz emri verdi birliğine.

Tabii, Kınalı Ali'nin birliğinden hemen sağ kalan olmadı. Aslanlar gibi çarpıştılar, vatan için can verdiler. Ali de şehitler arasındaydı.

İşte tam bu günlerde, Tokat Zile'den Kınalı Ali'ye cevap mektubu geldi.

Kumandanları, Kınalı Ali'nin mezarının başında, mektubu açtılar, ağlayarak okudular.

Selam edip gözlerinden öptükten, herkesten tek tek haber verdikten sonra, babası akça öküzü sattığını söylüyordu asker oğluna. "Senin ve senden sonra askere giden kardeşin Mehmet'in harçlığı olsun diye." Artık kara sapanı kendisi çekmektedir, zaten bir kızla iki ihtiyarın yiyeceği de nedir ki?

Herkesin selamını sabahını söyledikten sonra, "Bak sana ananın da bir diyeceği vardır" diye sözü annesine veriyordu Ali'nin babası.

Anacığının şu sözleriyle bitiyordu mektup:

"Güzel oğlum, gözümün bebeği oğlum. Başındaki kınaya kumandanlarım ve arkadaşlarım güldü dersin, kardeşim Mehmet'i askere gönderirken sakın ola ki başına kına yakmayasın, dersin. Mehmet'i de saçına kına sürüp askere yolcu ettim, senin gibi. Şimdi kumandanlarına de ki, seninle ve Mehmet'imle alay etmesinler. Bizde analar üç şeye kına yakarlar:

Birincisi gelin giden kızar yakarlar ki, ailesine, çocuklarına kurban olsun diye;
İkincisi kurbanlık koça yakarlar ki, Allah'ına kurban olsun diye;
Bir de askere giden yiğitlerine kına yakarlar ki, vatana millete kurban olsun diye.

Kal sağlıcakla yiğit oğlum, Allah'a emanet ol!"

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!