Kendinizi tanımanın tam sırası

Güncelleme Tarihi:

Kendinizi tanımanın tam sırası
Oluşturulma Tarihi: Nisan 13, 2004 01:24

Uyku düzeni bozulur, sıcak basmaları başlar, durduk yerde öfkelenir. Hatta duygularına şaşırır, ‘Bu ben miyim?’ diye sorarlar. Menopoz döneminde yaşanan her sıkıntının bir nedeni ve bir çözümü var.

KİM KORKAR MENOPOZDAN
4. BÖLÜM
Yazan:Christiane Northrup
Derleyen: Azize Bergin


Tanrı kadını yarattığı zaman ona yeteneklerini öğrenmesi ve bunları değerlendirebilmesi için ikinci bir fırsat tanıdı. Yanlış değerlendirme sonucu kadınların korkulu rüyası menopoz, gerçekte kadının önünde açılan yeni bir ufuk. Menopozun başlangıcından itibaren kadının yaşadığı fiziksel ve ruhsal değişimler, ona kendini yeniden keşfedip her şeye sıfırdan tekrar başlamasını sağlıyor. Tabii menopozu kadının hayatında bir son değil de önemli bir başlangıç saymayı başarırsanız. Ancak bu başlangıç bazı fiziksel sorunları da kapsıyor. Menopozun olumlu özelliklerine geçmeden önce, fiziksel değişimlerden kısaca sözetmekte yarar var.

SICAK BASMASI

Önce şu gerçeği kabul edin. Annenizin menopoz döneminde yaşadıkları isteseniz de istemeseniz de sizin bilinçaltınızda önemli bir yer tutmuştur. Anneniz o dönemde bir çok olumsuzluklarla karşılaşmış olabilir. Aynı şeylerin sizin de başınıza gelmesi şart değil. Annenizden farklı olduğunuzu kabul edin ve kendinize yeni bir program hazırlayın. Annenizin öncelikle sıcak basmalarından yakındığı kesin. Birdenbire yüzü kızardığı, terlemeye başladığı için soğuk kış günlerinde bile yazlık ince kıyafetler giymek zorunda kaldığını anlatmış olmalı. Annenizin sıcaklamaları yüzünden kış günü evinizde pencerelerin açıldığını da anımsayabilirsiniz.

Kadınların yüzde seksen beşi için sıcak basması, menopozun en etkileyici özelliği sayılır. Sıcak basmaları öylesine rahatsız edici boyutlara ulaşır ki, kadın sıkıntıdan depresyona girebilir. Sıcak basmasının nedeni, vücutta östrojen hormonunun azalmasıdır. Bu dönemde östrojen takviyesi yapılırsa, sorun çözümlenir.

RUH SAĞLIĞI DEĞİŞİR

Menopoz döneminde kadınlar, kalp çarpıntılarından ve migren ağrılarından çok sık yakınırlar. Bu belirtilerin de hormon dengesizliğiyle bağlantılı olduğunu hatırlatalım. Kemik erimesi olarak bildiğimiz osteoporosis aslında otuzlu yaşlarda kendini belli etmeye başlar ama menopoz bu sorunun endişe verici boyutlara ulaştığı dönemdir. Kemik yoğunluğu testlerinin yapılması ve gerekli tedavinin uygulanması önemlidir. Cildin kuruması, saçların dökülmesi, ruh halindeki ani değişiklikler, unutkanlık, gibi durumlar menopoz döneminde yaşanır. Bütün bu sorunların giderilmesi elbette mümkündür. Hormon takviyesi, yeni bir beslenme planı uygulamak ve ruh sağlığına önem vermek menopoza giren her kadının yapması gereken şeyler. Pek çok kadın menopoz döneminde karşılaştıkları sorunların kalıcı olduklarını ve ömürlerinin sonuna kadar bunlardan kurtulamayacaklarını düşünür. Menopoz döneminde kadınların ruh sağlıklarında görülen değişim de büyük ölçüde bu yanlış değerlendirmeden kaynaklanır. Kadın, kendisi için her şeyin bittiğine inanmaya başlar, daha sonra varlığının gereksiz olduğuna hükmeder. İşte bütün bu görüşler, kadının mutluluğuna gölge düşürür. Oysa menopozun fiziksel belirtileri çeşitli tedavi yöntemleriyle kolayca yokedilebilir. Vücudun sürekli değişim içinde olduğunu kabul etmek ve en uygun tedavi yöntemini uygulamak menopozun yararlı özelliklerini farketmeyi sağlar.

BEYİN YENİLENİR

Aslında menopoz, beyinde önemli değişikliklerin başlama noktasıdır. Bu değişiklikler, kadının çok daha akıllıca davranmasında önemli rol oynar. Bu dönemde yaşanan değişimlerin ardında gizli olan mesajları alabilmek çok önemlidir. Menopoz dönemi başlarken kadının hayatında yeni bir sayfanın açılacağına inanması ve bu inancı doğrultusunda kendini yenilemesi gerekir. Yıllar yılı omuzlarına yüklenen sorumlulukları taşımaktan yorgun düşen kadın, birdenbire bu yüklerden kurtulunca, kendini boşlukta hissetmemeli. Tam aksine kavuştuğu özgürlüğün tadını çıkarmalı.Beyindeki yenilenmeden de yararlanarak hayata bambaşka bir gözle bakmak mümkündür. Zihindeki değişiklikleri inkar etmek, ilaçlarla ya da meditasyon gibi yöntemler bir yere varmayı sağlamaz. Bazı kadınlar, gerçeğin bilincine varmadan önce büyük sorunlar yaşayabilirler. Yolun sonuna geldiklerine hükmederek mutsuzluğa itilirler. Ama eninde sonunda gerçeği görmeye başlayacaklardır. Orta yaşlarda vücudumuz ve beynimiz, bir denge kurmak ister. Örneğin daha önceleri belli bir program uygulayarak yaşayanlar birdenbire kurallardan kendilerini kurtarmaya heveslenirler. Daha önceleri hayatı, dakikası dakikasına yaşayan ve de kurallara karşı çıkanlar kendilerini frenleyip daha dengeli ve düzenli olmaya çalışırlar. Özellikle de sağlıklı kalabilmek için bu tür değişikliklere ihtiyaç duyulur. Orta yaşlarda kadının yasak aşk ilişkilerine birdenbire ilgi duyması da onun elini kolunu bağlayan zincirleri koparmak istemesinden kaynaklanır.

UYKU DÜZENİ

Menopoz dönemine giren kadın A’dan Z’ye değişim sürecine girer. Bu değişimlere uyku düzenini de katmak gerek.Bazı kadınlar, eskiye göre daha fazla uyumak istediklerini belirtirler. Bazılarında ise tam tersine uyku süresi kısalır. Bazıları ise uykunun onları eskisi gibi dinlendirmediğinden yakınırlar. Uykusuzluk, menopoz döneminin koşullarına alışmayı zorlaştırır. Stres hormonlarının faaliyete geçmesiyle vücuttaki dengeler bozulur, bağışıklık sisteminin çalışmasında yavaşlama başlar. Menopoz döneminde, uykusuzluk ve sürekli yorgunluktan yakınmak, kadının öfke, üzüntü ve endişe gibi duygularını baskı altında tutmasının bir sonucudur. Bu duyguları açığa çıkarabilirseniz, uyku sorununu da büyük ölçüde çözümlersiniz.

Bellek kaybı korkutmasın

Son zamanlarda, orta yaşlılar için Alzheimer hastalığına yakalanma korkusu bir kabusa dönüştü. İnsanlar, eski bir arkadaşlarının adını hatırlamakta güçlük çekince, Alzheimer korkusu benliklerini sarıyor. Belki de bu hastalıktan sıkça sözedilmesi, dünyaca tanınmış kişiler arasında bu hastalığa yakalananların çoğalması, korku ve endişe yaratıyor. Aslında, orta yaşlarda bellek kaybının görülmesinin çok yaygın bir nedeni vardır. Yıllar yılı beynimizi bir sürü anıyla doldururuz. Sonunda beyin isyan eder ve yeni bilgilere yer açabilmek için bazı eski bilgileri siler. Tıpkı bilgisayarlarda olduğu gibi. Böyle bir durumla karşılaşınca ‘Eyvah ben bunuyorum’ diyerek paniğe kapılmanın bir anlamı yok. Yapılan araştırmalar, Alzheimer hastalığıyla hayata bakış açısı arasında bir bağ bulunduğunu ortaya çıkardı. Beyinin fikir yoğunluğu nekadar fazla olursa, bu hastalığa yakmalanma olasılığı da o kadar zayıflıyor. İyimser, hareketli ve belli bir hedefi olan kişilerin bu hastalığa yakalanma ihtimalleri çok zayıf. Östrojen takviyesinin Alzheimer’e karşı etkili olduğu biliniyor. 1990’lı yılların başında hormon takviyesinin pek çok hastalığı , buarada alzheimer’i de önlediği sonucuna varıldı. Ancak Alzheimer’e karşı sadece hormon takviyesine umut bağlamak yanlış olur.

YARIN: MENOPOZ DÖNEMİNDE SEKS
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!