Zenginlerin ucuz bir saat takmasını hiç anlayamıyorum

Güncelleme Tarihi:

Zenginlerin ucuz bir saat takmasını hiç anlayamıyorum
Oluşturulma Tarihi: Şubat 12, 2011 00:00

7 Şubat gecesi spor dünyası için çok önemliydi. 11 senedir gerçekleşen ve ‘spor dünyasının Oscarları’ sayılan Laureus Spor Ödülleri Abu Dabi’de sahiplerini buldu. Laureus Spor Ödülleri’ni 2005’ten beri destekleyen saat markası IWC’nin efsane CEO’su Georges Kern ile bu vesileyle röportaj yaptım. Efsane çünkü 10 yılda markayı çok farklı bir noktaya taşıdı. Bununla kalmadı Laureus gibi sosyal sorumluluk projelerini ciddi bir şekilde destekleyerek lüksü yeniden tanımladı. Kern bazı ortamlarda ünlülerden daha ünlü. Eric Dane, Matthew Fox, Cate Blanchett, Kevin Spacey gibi ünlüler tek bir sözüyle her yere geliyorlar. Üstelik bunu tek kuruş almadan yapıyorlar

Neredeyse 10 yıldır IWC’nin CEO’susunuz. Göreve başladığınızda IWC Avrupa’da zaten çok güçlüydü ama sizden sonra tüm dünyaya yayıldı. Başarınızın sırrı nedir?
- Göreve geldiğimde IWC kırılmamış, tozlu bir elmastı. Ben bu elması temizledim, parlattım. Pazarlamaya ve halkla ilişkilere önem verdim. Global anlamda dağıtım ve yatırım yaptım.

IWC, bünyesinde altı farklı aileyi barındırıyor. Bu kadar bölünmek markaya ne katıyor?
- Bu çok doğru bir soru. Rakip markaların hepsinin belkemiği ana ürünleri var. Bizde bu yok. Çok kuvvetli bir marka şemsiyesi var. Ve bu markada altı farklı aile ve o ailelerin kendilerine ait çok kuvvetli hikayeleri bulunuyor. Yelken meraklıları için farklı (Portuguese), dalmayı sevenler için farklı (Aquatimer) ve daha çizgi üstü sporlarla uğraşanlar için farklı (Ingenuier) saatlerimiz var. Birbirlerine hiç benzemeyen erkekler kendi zevklerine göre bir şey bulabiliyor.

Bir erkek neden durup dururken yeni bir IWC alır? Müşterileri buna nasıl ikna ediyorsunuz?
- Çünkü biz aynı otomotiv endüstrisinde olduğu gibi her sene bir ailemizin üstünde yenilikler yapıyoruz. Erkekler de hep daha iyisine sahip olmak istiyor. Aynı Porsche 911 gibiyiz. Son 50 yıldır olan bir otomobil. Ama 50 yıl öncesiyle kıyasladığında inanılmaz bir tasarım değişikliği göreceksiniz. Bir ürünü duygusu olmadan satamazsın. Biz duygusal, teknik ve estetik açıdan yenilenmeyi çok iyi başarıyoruz.

Ortalama bir erkeğin kaç IWC saati olabilir?
- Araştırmalarımıza göre iki buçuk tane.

Yeni bir IWC almak için eskisini satıyorlar mı?
- Hayır kesinlikle ellerinde tutuyorlar...
/images/100/0x0/55eb4369f018fbb8f8b5df2a

İyi bir saat insana ne katar, kötü saat insandan ne götürür?
-Bence iyi saat, iyi teknikle iyi tasarımın birlikteliğidir. İyi bir teknik içerik için pahalı olması şart değil. Ucuz da olabilir. Çok güzel bir Swatch alabilirsiniz mesela. Önemli olan saatin tasarımının sizi tamamlaması. Eğer kolunuzda sırıtmıyor ve stili size uyuyorsa tamamdır. Bence her fiyat aralığında kendi mükemmelini bulmak mümkün.

Saat takmayı reddedenleri anlayabiliyor musunuz? Sizce ne kaybediyorlar?
- Benim için lüks ürünler hayatı yaşama biçimi. Tabii ki saat şart değil. Zamanı bilmen için saate ihtiyacın yok. Ama saat kendi kimliğini ortaya koymak için iyi bir araç. Hayatının kalitesine ayna tutmak gibi... Çok zengin birinin ucuz ve zevksiz bir saat takmasını hiç anlayamıyorum. Saate merakı ve lüks ürünlere bir ilgisi yoksa ucuz ve zevksiz bir saat takacağına hiç takmaması daha iyi.

EĞLENİRİM EĞLENDİRİRİM

Nasıl oluyor da Eric Dane, Matthew Fox, Cate Blanchett, Kevin Spacey gibi ünlüler bir sözünüzle dünyanın her yerine gelebiliyor? Onlarla nasıl bir ilişkiniz var? Para ödüyor musunuz?

- Çok başarılı olsak bile biz milyar dolarlık şirketlerle karşılaştırdığınızda çok küçüğüz. Ben bütün ünlülerle özel olarak iletişime geçiyorum. Arkadaş oluyorum, ağırlıyorum, birlikte eğleniyorum. Onlar da hiçbir karşılık beklemeden IWC dostu olarak bana eşlik ediyor. Üç önemli nedenden dolayı geliyorlar: Sosyal sorumluluk projelerini çok önemsediğimiz için sempati duyuyorlar, davet ettiğimiz ortam çok hoşlarına gidiyor, üçüncüsü bizimle çok eğleniyorlar. Ben eğlenirim ve eğlendiririm.

Siz kendinizi ünlü biri gibi mi konumlandırıyorsunuz? Bazı ortamlarda ünlülerden daha ünlüsünüz?
- Biz celebrity değiliz. Yapmamız gereken birçok iş var. Evet celebritylerle çalışıyoruz çünkü bu işimizin bir parçası. Dışarıdan bakan biri benim 7-24 partilediğimi zanneder. Ama bu işin sadece yüzde üçlük bölümü. Biz de ofisteyiz. Biz de operasyonun içindeyiz. Ama diğer taraftan artık markalar CEO’larıyla anılıyor. Tabii IWC saatlerini, saat endüstrisini bilen insanlar mutlaka beni görmek ve benimle ilişkide olmak istiyor.

Sosyal sorumluluk projeleri sizin gibi şirketlerin en önemli gündem maddesi... Bunun ne kadarı vicdani rahatlama ne kadarı ‘zaten çok pahalıya satıyoruz birazını geri verelim’ meselesi?
- Her satılan IWC saatinin ortalama yüzde altısı farklı bir sosyal sorumluluk projesine gidiyor. Ama aynı zamanda IWC kendi cebinden de yardım yapıyor. Bence şirketin karlıysa, iyilik yapabilirsin. Bizim paramızı farklı sosyal sorumluluk projelerine yatırmamızın derin bir anlamı var. Bu F1 şapkalarına logo koymaktan çok daha değerli ve özel. Dünyadaki tüm markalar bir yılda pazarlamaya 650 milyar dolar para harcıyor. Düşünün bu rakam çok daha anlamlı bir şekilde harcansaydı tüketim alışkanlığımız değişebilirdi.

LAUREUS TÜRKİYE’YE GELEBİLİR

Türkiye hakkında ne düşünüyorsun?
- Çok seviyorum.

Sizce hangi tip Türk erkekleri IWC kullanmalı?
- Yakışıklı, akıllı, zevkli ve başarılı erkekler...

IWC’nin Türkiye ile ilgili ne gibi yeni projeleri var?
- Meksika, Hindistan, Türkiye ve Brezilya daha fazla yatırım yapacağımız ülkeler. Bunun nedeni yüksek nüfus ve eğitim seviyesinin her geçen gün artması. Biz Türkiye’nin geleceğini çok parlak görüyoruz. Son 18 ayımız çok iyi geçti. Geleceğe dair bizi umutlandırdı. Umarım Türkiye Laureus’u bir gün misafir edebilir. Devamlı seyahat eden bir organizasyon. Monaco, Abu Dabi, Portekiz ve Barselona’da yapıldı. İstanbul’da, Avrupa ile Ortadoğu’nun birleştiği noktada olması müthiş olur.

Kişisel olarak kaç saatiniz var?
- Babam mücevheratçıydı, bir kısmı ondan. Hepsi IWC değil. 30-40 tane saatim olabilir. Ama koleksiyoner sayılmam.

LAUREUS’UN GİZLİ KAHRAMANI EMRAH

Laureus Spor Ödülleri’nin gizli yıldızları, İzmirli Formasan Firması’nın futbol takımıydı. Etkinliğin ana sponsorlarından Vodafone’un İş Ortağım Kupası’nda Türkiye şampiyonu olan takım, Abu Dabi’de Türkiye’yi temsil etti. Ve diğer ülkelerden gelen takımları tek tek yenerek orada da zafere ulaştı. Formasan’da dağıtım görevlisi olarak çalışan Emrah Demirkıran turnuvanın gol kralı unvanıyla, Laureus yararına düzenlenen şöhretler maçında forma giydi. Sahada Edgar Davids, Patrick Vieira, Gianfranco Zola, Fabio Cannavaro, Christian Karembeu, Roland de Boer ve Steve McManaman gibi yıldızlarla mücadele etti.

LAUREUS NEDİR

1999’da kurulan Laureus Sports For Good Foundation çocuklara ve gençlere daha iyi bir gelecek sunmak için sporseverlerin desteğini alıyor. Özellikle gençleri ve çocukları etkileyen fakirlik, evsizlik, savaş, ayrımcılık, ilaç bağımlılığı, ırkçılık ve HIV/AIDS gibi sorunlarla savaşıyor. Sporun gücünü kullanarak çocuklara pozitif sosyal değişiklikler yaşatmayı hedefliyor. 1868’te ‘Probus Safusia’ (Doğru, Güçlü İşçilik) mottosundan yola çıkarak kurulan IWC 2005’ten beri Laureus’un yaklaşık 80 yerel projesini destekliyor.

ÖDÜLLER KİME GİTTİ

Abu Dabi’de düzenlenen görkemli bir törenle sahiplerini bulan 2011 Laureus Spor Ödülleri, 1999’da Daimler ve Richemont tarafından kurulmuş olan Laureus Sport for Good Foundation (Laureus Spor Vakfı) tarafından organize ediliyor. Gecenin diğer sponsorları Mercedes ve Vodafone. Gecede ödül alan isimlerse şöyle:
En İyi Erkek Sporcu: Rafael Nadal
En İyi Kadın Sporcu: Lindsey Vonn
Yılın Takımı: İspanya Futbol Takımı
Yaşam Boyu Başarı Ödülü: Zinedine Zidane
Spor İçin İyilik Ödülü: May El-khalil
En İyi Çıkış Yapan Sporcu: Martin Kaymer
En İyi Geri Dönüşü Yapan Sporcu: Valentino Rossi
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!