Yüzyılın aşkı Kore’den çıktı

Güncelleme Tarihi:

Yüzyılın aşkı Kore’den çıktı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 14, 2008 00:00

Genç adam, gece metroda giderken, çok güzel ama adamakıllı sarhoş bir kıza rastlar... Koreli gencin böyle başlayan gerçek aşk hikayesi, kendi ülkesinde kitap olarak bestseller, film olarak gişe rekortmeni oldu. Hindistan’da filmi, Japonya’da dizisi, son olarak Spielberg’ün şirketi tarafından ABD’de filmi çekildi, Uzakdoğu ve ABD’de mangaları yayınlandı.

Bu gerçek aşkın anafikri, güzel ama hırçın kızın aşığına çektirdiği eziyet. Dünyada kıyamet koparan bu öykü aslında buralarda gayet tanıdık: Güle aşık bülbülün, gül dikeninden çektiği cefanın hikayesi.

O gece metrodaki bu karşılaşmanın hayatını değiştireceğinden haberi yoktu. Kız ayakta bile duramayacak kadar sarhoştu ve metro istasyonlarında geçilmemesi gereken sarı çizginin içinde duruyordu. Geon-Woo kıza yaklaştı. Kız ona baktı, fakat sarhoşluktan olduğu yere yığılmadan önce ağzından "tatlım" sözcüğü döküldü.

Diğer yolcular kızı onun sevgilisi sanmıştı. Çevredekilerin suçlayıcı bakışları altında kızla ilgilenmek, onu kaldırmak zorunda kaldı. Kızın kim olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu ve onu ne yapacağını bilmiyordu. Kaldığı yurda gidemezdi. Çaresiz en yakın motele girdi. Kızın çalan telefonunu açtı, telefondaki kişiye kibarca motelin yerini tarif edip kızın iyi durumda olduğunu söyledi. Motel odasında oturmuş, baygın yatan kızı almaya gelecek endişeli yakınlarını beklerken, odaya aile yerine kapıyı kırarak giren polisler daldı. Genç adam ne olduğunu bile anlayamadan kendini sapık olarak gözaltında buldu.

EFENDİ-KÖLE İLİŞKİSİ

Kodesi bir gangster çetesiyle paylaştı. Gözaltında tutulduğu o gece bir felaketti ama bu daha başına geleceklerin başlangıcıydı. Çünkü ertesi gün çıktığında, hálá aklı bir tek "tatlım" sözüyle kendini kaptırdığı bu esrarengiz kızdaydı. O gün kızdan bir telefon aldı. Emreden ve itaat isteyen bir sesle, kendisiyle buluşmasını istiyordu. Buluştular.

Güzel kızın bu büyük aşka konu olan tuhaf davranışları böylece başladı. Köle olmaya dünden razı olan Geon-Woo yeni efendisi gitmesin diye onun her istediğini yerine getiriyordu. Kız onu uzun aralıklarla arıyor, randevu veriyordu. Sadece onun istediği zamanlarda ve istediği yerde görüşüyorlardı. Bir keresinde genç adamdan belli bir saatte, belli bir yere elinde bir gülle gelmesini istedi. Ama istekler her zaman bu kadar masum değildi: Bir başka gün Geon-Woo’nun okuluna gitti ve ders sırasında sınıfa dalarak hocaya "Bu çocuktan hamileyim derhal benimle gelmesi lazım" dedi mesela. Son buluşmaları ise deniz kenarındaki iskelenin üstündeydi. Kız, Geon-Woo’dan denize atlamasını istedi. Eğer atlamazsa onunla bir daha görüşmeyecekti. Geon-Woo bu isteği de yerine getirdi. Ama yine bir tuhaflık oldu, kız da atladı peşinden.

DERDİNİ İNTERNETE DÖKTÜ

Bu olaydan sonra birlikte bir parka gittiler. Geon-Woo’dan parkın en ucunda durmasını ve oradan kendi söylediklerini dinlemesini istedi. Bakalım Geon-Woo söylediklerini duyabilecek miydi? Oğlan duyamadı ama kız ona "denedim ama yapamıyorum" diye bağırmıştı. Kız, genç adamın kendisine ne kadar aşık olduğunu anlamıştı. Artık ona eziyet etmek istemiyordu. Geon-Woo’ya birbirleri hakkındaki gerçek düşüncelerini birer kağıda yazıp tepedeki ağacın dibine gömmeyi teklif etti. Anlaşmalarına göre bir sene sonra aynı yerde buluşacaklardı. Buluşurlarsa birbirlerine kavuşacaklardı; yok eğer buluşamazlarsa demek ki birbirlerinin kaderinde yer almıyorlardı. Oğlan anlaşmayı kabul etti. Kağıtları gömüp ayrıldılar.

Kızı beklediği bir yıl içinde Gen-woo, başından geçenleri bir internet blogunda mektuplar halinde yazdı. Hikaye bütün Kore’de bir anda patladı. Bir yayıncı mektupların yayın hakkını satın aldı. Mektuplardan oluşan roman bestseller olunca, aynı öykünün filmi yapıldı ve tam 4 milyon Koreli sinemaya koştu. Hikayenin şu anda Japonya’da dizisi yapılıyor, Bollywood Hintçesini beyaz perdeye uyarlıyor, Steven Spielberg’ün firması ise geçen ay Amerikan versiyonunu DVD olarak ABD pazarına sürdü. Hırçın bir kızın aşık erkeğe yaptıkları, Pasifik’in her iki yakasında eziyetçi kız konulu yeni bir manga (çizgi roman dergisi) türünün de doğmasına neden oldu.

HERKES KENDİ DERDİNDE

Peki ertesi yıl ne oldu? Hikayenin en can alıcı noktası burası elbette. Kız gelmedi. Bir yıl sonra buluşma yerine gelen Geon-Woo kızı bulamayınca gömülü notu çıkardı ve okudu. Geon Woo’dan özür dileyen bu not her şeyi açıklıyordu: Metroda ilk karşılaştıkları akşam, kız eski sevgilisi intihar ettiği için zilzurna sarhoştu. Geon-Woo’nun bütün kabahati, intihar eden bu eski sevgiliye çok benzemesiydi. Kız sarhoşken onu intihar eden sevgilisi sanmış, o yüzden tatlım demişti. Aşk acısı çeken kız, ölen sevgilisiyle yaşadığı anları, Geon-Woo’nun şahsında bir kerecik olsun tekrar yaşamak istemişti. O yüzden sevgilisinin ona gül verdiği yere çağırmış, kendine gül verdirmiş, o yüzden o tuhaf yerlerdeki tuhaf randevuları dayatmıştı. Geon-Woo’nun denize atlamasını istediği iskele de, eski sevgilisinin intihar ettiği yerdi. O intihar ederken kız yanında değildi, yardım edememişti, ama Geon-Woo’nun peşinden suya atlayabilirdi. Mektup şöyle bitiyordu: Geon-Woo’nun büyük aşkına rağmen bir yıl sonra hálá dönmemişse, demek ki hálá eski aşkının etkisindeydi.
/images/100/0x0/55ea6471f018fbb8f87cf64e


SİNEMADA MUTLU SON

Bu gerçek hikaye beyazperdeye yansırken mutlu sonla bitti: Filmin sonunda Geon-Woo tam Kore’yi terk edecekken kızla tekrar karşılaşır. Kader onları bir araya getirmiştir. Bu öyle bir kaderdir ki, onca eziyet, ayrılık, tereddüt, hatta eski sevgilinin ölümü bile onların biraraya gelmeleri için sadece birer mazerettir.

KORE’DE 4 MİLYON İNSAN SEYRETTİ

Hiç kimseyi umursamayan çılgın kız ile erkek arkadaşı arasındaki ilişkiyi anlatan My Sassy Girl (Küstah Sevgilim) vizyona girdiği 2001 yılında büyük sükse yaptı, Hong Kong ve Kore’de haftalarca gişenin lideri oldu, 4 milyon kişi seyretti. Jae-young Kwak’ın yönettiği filmde başrollerde güzelliği dillere destan Gianna Jun ile Tae-hyun Cha oynadı.

AMERİKAN VERSİYONU

İşte bu güzel ve eğlenceli hikaye şimdi Amerikan piyasasına da sunuldu. Yann Samuel’in yönettiği filmde 24’ün Kim Bauer’i, Elisha Cuthbert hırçın kızı canlandırıyor. Amerika’da Jordan adını alan Koreli erkek karakter ise Jesse Bradford’a emanet.

JAPON VE HİNT VERSİYONU DA VAR

Japon TBS televizyonu ülkede Riyotiketi Na Konojo olarak bilinen sinema filmini dizi olarak uyarlıyor. Tsuyoshi Kusanagi ve Lena Tanaka rol alıyor. Bollywood ise hikayeyi komedi olarak yorumladı. Ugly Aur Pagli adındaki film geçen ağustosta gösterime girdi. Sachin Khot’un yönettiği filmede başrolleri Ranvir Shorey ve Mallike Sherawat paylaşıyor.

SAKIN PAZARLAMA TAKTİĞİ OLMASIN?

Hikayenin 1975 doğumlu yazarı Kim Ho Sik bu olaydan sonra profesyonel yazar oldu. Newsboy, Cafei Story, Place Humor Autors gibi yayınevlerinin düzenli yazarı. Bu da akla hikayenin gerçek olup olmadığı sorusunu getiriyor. Anlatılan yaşandıysa bütün bu ilgiden sonra bile, kızın ortaya çıkmaması tuhaf. Acaba uyanık bir yayıncı, genç bir yazarın sıradan bir aşk romanını piyasaya sürmeden, gerçekmiş gibi önce internette efsaneleştirip, romanı öyle mi ortaya attı?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!