Yetenek, eğitim ve azim

Güncelleme Tarihi:

Yetenek, eğitim ve azim
Oluşturulma Tarihi: Haziran 11, 1998 00:00

Haberin Devamı

Sanat yelpazesinde, soyluluğun ve zarafetin simgesi olarak yerini alan bale, bu yıl ülkemizde 50. kuruluş yıldönümünü kutluyor.

Jest ve müziğin bir arada yer aldığı bu sahne gösterisi, uzun bir eğitim sonucunda gerçekleşiyor. Ama eğitimden önce, doğuştan gelen yetenekler daha önemli. Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Bale Anasanat Dalı Başkanı Prof. İnci Kurşunlu da ‘‘Sanatçı olunmaz, sanatçı doğmak gerekir’’ diyerek bu yargıyı pekiştiriyor. Ancak, doğuştan var olan yeteneklerin gelişebilmesi için, sanatın içinde yaşayarak eğitim almanın gerekli olduğunu da sözlerine ekliyor.

Doğuştan yeteneğiniz varsa ve zorlu bir eğitimi de göze alıyorsanız sizi iki aşamalı bir sınav bekliyor. Sınavlara, ilköğretimini bitirmiş olanlar katılabiliyor. Ancak sekiz yıllık eğitimle öğrencilerin üç yıl daha büyümesi söz konusu. Bu, bale eğitimi için dezavantaj oluşturuyor. Prof. Kurşunlu, sorunu konservatuvar bünyesinde ilkokul açarak çözmeyi düşündüklerini belirtiyor.

FİZİKİ YETERLİLİK ŞART

Prof. Kurşunlu, sınava girmek isteyenler de değişik özellikler aradıklarını söyleyerek, ‘‘İlk aşamada fiziki yeterlilik arıyoruz. Vücut olanaklarının bu sanatı yapmaya elverişli olması gerekiyor. Uzun kol ve bacaklar, küçük bir baş, ince boyun tercih ettiğimiz noktalar. Düz taban ya da taraklı ayaklar baleye uygun değil. Vücut ölçülerinin orantılı olması gerekiyor. Sınavların ikinci aşamasında ise daha detaylı eleme yapılıyor. Eklem ve adalelerin uzunluğu, sırt ve belin esnekliğine bakılıyor. İkinci aşamada, birinciden farklı olarak, müzik kulağı, ritm duygusu ve vücut koordinasyonu ön plana çıkıyor. Dansta bütün vücut uzuvlarının ahenk içinde hareket etmesi gerekir’’ diyor.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!