Yazı fontları karakterinizi ve kariyerinizi etkiler

Güncelleme Tarihi:

Yazı fontları karakterinizi ve kariyerinizi etkiler
Oluşturulma Tarihi: Şubat 17, 2012 02:01

Geçen yıl bir arkadaşım iş müracaatı için CV’sini baştan sona ‘helvetica’ ile kaleme almış ve sonunda özellikle şunu belirtmişti, “Her zaman helvetica kullanırım.” Kısa sürede, olumlu geri dönüşle yeni işine başladı.

Haberin Devamı

Daha sonra kendisine ‘helvetica’ detayının rolünü dile getirmişler. İnsanın inanası gelmiyor değil mi, ama bilgisayarlarımızda kullandığımız yüzlerce fontun böyle etkileri var gerçekten. Yazıdan karakter tahlili misali, kullandığınız fontların da kariyerinize ve kaderinize bir etkisi var. Falcılık değil sözünü ettiğimiz; o fontun kendi kaderi fontu kullanan kişi ve kurumları da etkiliyor. Simon Garfield’ın kaleme aldığı, Domingo Kitap’tan çıkan Tam Benim Tipim adlı kitapta dünyaca ünlü bütün fontların kendi tarihi, popüler kültürdeki yeri ve daha birçok özelliği var. Kitaptan sizin için derledik...


Gotham
OBAMA’YA SEÇİMİ KAZANDIRTTI

Bazı yazı karakterleri onlarla yazılan her şey dürüst ya da hiç olmazsa adilmiş hissi verir. 2000’de New York City’deki yazı tasarım şirketlerinden Hoefler & Frere-Jones için Tobias Frere-Jones tarafından tasarlanmış Gotham karateri bunlardan biri. “Obama kampanyasının onu kullandığını ilk kez televizyonda görünce fark ettik,” diyor Frere-Jones. “Iowa’da bir miting vardı, Obama podyumdaydı, herkes pankartlar sallıyordu ve pankartlardaki yazı karakteri fazlasıyla tanıdıktı.” Obama’nın elinde bir mikrofon ve arkasında da, “CHANGE WE CAN BELIEVE IN” yani “değişime inanabiliriz” yazan bir afiş vardı. Bir sonraki yıl, bütün o dinamik Obama sloganları “CHANGE, HOPE, YES WE CAN” yani “değişim, umut, evet yapabiliriz” bu sade, sağlamlık ve kalıcılıklarıyla dikkat çeken harflerle yazılacaktı. Karakter göze batmıyor ve saldırgan görünmüyordu, kimseyi ürkütmeden ileriyi düşünmek gerektiğini hatırlatmak için bilinçli bir şekilde seçilmişti. Gotham, Obama ekibinin ilk seçimi olan Gill Sans karakterinin yerini aldı. Gill Sans çok ciddi ve katı olduğu için bırakılmıştı (Gotham’ın 40’tan fazla çeşidi vardı, Gill Sans’ın 15). “Harika bir seçim,” dedi New York Times’tan Alice Rawsthorn. “Amerika’nın dinamik ama vicdanlı bir devlet görevlisine en uygun yazı karakteri bu.” Rawsthorn ayrıca fontun görünüşünde “Amerika’nın geçmişine yönelik bir özlemin, çağdaş kültürün ve bir tür görev duygusunun gizil bir bileşimini” saptadı.

Haberin Devamı

Comic Sans
ÇÜNKÜ BAZEN TIMES NEW ROMAN’DAN DAHA İYİDİR

Haberin Devamı

Adını hiç duymamış olsanız bile, Comic Sans’ı tanırsınız. Sanki 11 yaşındaki bir çocuk oturup yazmış gibi görünür: düzgün ve yuvarlak harfleri insanı şaşırtmaz, alfabe oyuncaklarında ya da buzdolabı mıknatıslarında ya da Adri an Mole’un günlüğünde görülebilecek türden bir şeydir. Eğer bir yerde her harfi farklı renkten bir sözcük görürseniz, o sözcük muhtemelen Comic Sans’la yazılmıştır.
Comic Sans talihi yaver gitmemiş bir yazı karakteridir. Grafik sanatında sağlam bir felsefi temele sahip, profesyonel biri tarafından, üstelik kesin, belirli niyetlerle tasarlanmış ve yeryüzüne iyi niyetlerle sunulmuştu. Kesinlikle sıkmak ya da nefret uyandırmak değildi niyet, ambulanslar ya da bir mezar taşları için de yapılmamıştı. Eğlenceli olsun diye yapılmıştı. (...) Fontun yaratıcısı Connare neden bu kadar tuttuğunu açıklayabiliyordu. “Çünkü bazen Times New Roman’dan daha iyi, işte bu yüzden.”

Haberin Devamı

Helvetica
ONSUZ BİR HAYAT DÜŞÜNÜLEMEZ

Birkaç yıl önce, Cyrus Highsmith adlı bir New Yorklu bir günü ‘Helvetica’sız geçirmeye karar verdi. Yazı tasarımcısı olduğundan, bunun zor olacağını biliyordu. Bu yazı karakteriyle yazılmış bir şey görünce gözlerini kaçıracaktı.
Helvetica kullanan bir taşıma aracına binmeyecek, Helvetica markalı ürünlerden satın almayacaktı. New York City’ye banliyölerden yürümek zorunda kalacak; büyük olasılıkla bütün gün aç olacaktı. Daha yataktan çıkar çıkmaz başladı belalar. Giysilerinin çoğunun etiketi Helvetica’ydı ve uzun süre aradıktan sonra, eski bir tişörtle asker giysileri buldu. Kahvaltıda Japon çayıyla meyve yedi, her zamanki (Helvetica etiketli) yoğurdunu yemedi. Tablolarında Helvetica kullanan New York Times’ı okuyamadı. Metro sözkonusu değildi, neyse ki Helvetica’sız bir otobüs bulabildi. Öğle yemeğinde Çin mahallesine gitmeyi düşünüyordu ama tanıdık görünen bir menü görünce restoran değiştirmek zorunda kaldı. Daha önce işteki bilgisayarından Helvetica’yı silmişti, ama elbette internette de gezemiyordu. Eve geç kaldı çünkü tarifeye bakamıyordu, üstelik para konusunda da dikkatli olması gerekti. Çünkü yeni Amerikan dolarları Helvetica kullanıyordu. Bunca kabus yetmezmiş gibi, kredi kartlarında da Helvetica kullanılmıştı. Akşamleyin televizyon seyretmek istedi ama kumandanın üzerinde de vardı. O yüzden Raymond Chandler’ın Electra’yla dizilmiş olan The Long Goodbye adlı romanını okudu.
Helvetica’sız gününü atlattıktan sonra, Highsmith kendine felsefi bir soru sordu. “Yaşamak için yazı karakterlerine ihtiyacımız var mı?” Yanıt elbette hayır, yani yemek ve suya olan ihtiyaç gibi değil bu. Ama peki çağdaş kent işlerini idare etmek için Helvetica lazım mı? Bunu yanıtlamak daha zor.

Haberin Devamı


THE TIMES’TAN DÜNYAYA

Font tasarımcısı ve matbaacı Stanley Morison, The Times Dergisi için Times New Roman’ı yaratırken hangi felsefenin işbaşında olduğunu görmek mümkün. Times New Roman, 16. yüzyılda Antwerp’teki Plantin-Moretus Dökümhanesi’nin çıkardığı karakterden türemiş bir serif fonttu; okunaklılığı ve ekonomik espas kullanımını azamiye çıkartmak üzere uyarlanmıştı. Bu çalışmasını sunduğu toplantılara katılmış olsaydık, yazısının yoğun sütunlarda çok küçük font büyüklüklerinde bile iş görebileceğini açıklayan bir adamı görürdük; dar bi serifti, ama en ufak süslemesi yoktu; kısa üst uzantıları ve alt uzantıları vardı; büyük harfleri içerde kalıyor ve göze batmıyordu. Tarihin en başarılı yazı tasarımlarından biri oldu bu; The Times onu 40 yıl hiç değiştirmeden kullandı ve dünyanın her yerinde benimsendi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!