Ya Ozan bu kadınlardan birine aşık olursa?

Güncelleme Tarihi:

Ya Ozan bu kadınlardan birine aşık olursa
Oluşturulma Tarihi: Eylül 19, 2004 00:57

Altı ay önceydi. Gazetelerde Ozan Güven’in Türkan Derya (35) isimli bir yönetmenle ‘gizlice’ evlendiği yolunda haberler çıktı. Ve millet onu bu evlilikle fark etti. Oysa Türkan Derya, pek çok başarılı olmuş dizinin yönetmeniydi ve televizyon piyasasında da oldukça meşhurdu: İkinci Bahar, Yedi Tepe İstanbul, Kara Melek, Sevdakondu, Unutma Beni ve Biz Size Aşık Olduk. Ama o bu durumdan hiç gocunmuyor.

‘Ortada abartılacak bir durum yok, bundan doğal ne var, Ozan popüler bir oyuncu’ deyip geçiyor. Herkesin özel hayatlarını merak etmesine de yavaş yavaş alışıyor. ‘Bodrum’da denize girerken bikinili fotoğrafımı çekmek için uğraşmalarını hiç anlamıyorum. Ama evet, ben şu anda popüler bir adamın karısıyım. Ne yazık ki böyle’ diyor. ‘Hayatı da dizileriniz kadar güzel yönetiyor musunuz?’ diye soruyorum. ‘Mutluyum. Eskiden hayatı çok vıdıklayan, her şeyin daha iyisini isteyen biriydim. Ozan benim hayatımı kolaylaştırdı, hafifleştirdi. Oğlumuz Ali Ateş gelince de harika oldu’ diyor.

Ne zaman bir haberiniz çıksa üzerinizde kot ceket ve balıkçı yaka bir kazakla aynı fotoğraf.

-
Dünyanın en iğrenç fotoğrafı o. O fotoğrafı gören herkes, dünya yakışıklısı bir adam bula bula bunu mu bulmuş, bu salakla mı evlenmiş diyordur.

Medyatik olmaktan nefret ediyorsunuz. Birlikte röportaj vermiyorsunuz, ailecek fotoğraf çektirmiyorsunuz, nikah fotoğraflarınız basına sızmadı...

-
5 yıldır Ozan’la beraberiz, hiçbir yerde bir kare fotoğrafımız yayınlanmadı. Çünkü fotoğrafımızın çekileceği yerlere hiç gitmedik. Çok basit, çok sade bir hayat yaşıyoruz. Akşamüzeri Hisar’da bebeğimizi gezdiriyoruz, kitap okuyoruz, sinemaya gidiyoruz. Gazetelerin birinci sayfasında ‘Gizlice Evlendiler’ haberlerini okuyunca bizden bahsettiklerine inanamadık. Biz gittik imza attık, evimize geldik. Kimseden bir şey gizlemedik. Ben şimdi karnım burnumda, kocamla elele pozlar verseydim, onun canlandırdığı role kim ne kadar inanırdı? Ozan daha çok uzun süre oyunculuk yapacak. Hayattaki duruşunu insanlara deklare etmesi gerekmiyor. Bir yönetmen olarak ben kendi setimde çalışan oyuncuların da buna dikkat etmesini istiyorum.

Çok popüler bir adamla evlendiniz. Kocanıza kadınlar hayran. Ve bu hayranların bir kısmı sizin Ozan Güven’i kafeslediğinizi düşünüyor.

- Düşünsünler. Bu adam benim 5 yıl önce aşık olduğum adam. Kadınların Ozan’a aşık olması bana gurur verir. Problem çıkacak nokta şu: Ya Ozan da bu kadınlardan birine aşık olursa?

Bunun endişesini yaşıyor musunuz?

- Asla. Niye yaşayayım? Bunun endişesini kendine güvenmeyen insanlar yaşar. Biz birbirini çok seven ve birbirine aşık bir çiftiz. Türk insanı çok enteresan. Alışverişe gidiyorum tezgahtar kız bana net bir şekilde ‘Ben sizin kocanıza aşığım’ diyor. ‘Ne güzel’ diyorum. ‘Sakın yanlış anlamayın, ben evliyim’ diyor. Bunlardan dolayı problem çıkartılır mı Allah aşkına?

Siz tanıştığınızda Ozan Güven’in oynadığı bir dizinin yönetmeniydiniz? Bu bir daha olur mu?

- Bir defa dizi sürerken birlikte değildik. Dizi bittikten sonra birbirimize açılabildik. Dizi sürerken iş ahlakından dolayı ikimiz de duygularımızı içimize attık.

Kuzguna yavrusu şahin görünür derler ama Ozan Güven nasıl bir oyuncu?

- Bazı oyuncuların içinde hayvan vardır. Rol onun gözünden fışkırır ve ona reji vermeye doyamazsınız. İnsanın iştahını kabartır. Ozan öyle bir oyuncudur. Ozan’la çalışmayı çok özledim. Öyle oyuncu çok fazla yok. Ozan, hakkında yorum yapılabilme safhasını çoktan aşmış bir oyuncu. Bence dramatik sahnelerde daha başarılı.

Ertesi gün çok önemli bir rol çıkarması gerekiyor. Akşam karşınıza geçip prova yapar mı?

-
Yok canım. Öyle şeyler filmlerde olur. Sadece akşam yayınlanan bölümde çok önemsediği bir sahne vardır, ‘İzle bi göz at, ne yapmışım?’ der. Ben de hiçbir zaman onun yaptığını beğenmem. İzlerken sürekli bir kusur bulurum.

Kötü polis misiniz siz?

- Ben her şeyin daha da iyisinin olacağını düşünürüm. Takıntılı bir yönetmenim.

Bir gün film çekecek misiniz?

- İstiyorum. Ama film yapmam lazım diye tutturmuyorum. Çok basit, çok sıradan bir aşk hikayesi çekmek istiyorum.

Hayatı da dizilerdeki gibi güzel yönetebiliyor musunuz?

- Mutluyum. Huzurlu ve keyifliyim. Ozan hayatıma girdikten sonra işler düzeldi. Eskiden hayatı çok vıdıklayan biriydim. Şimdi çok yoğun bir hayatım var. Çekimler, bebek, kocam, ailem. Hayata 5.5 gibi başlıyorum. 9’da sette oluyorum.

Siz nasıl bir çiftsiniz? Ruh ikizi misiniz?

- Kesinlikle hayır. Ozan’la ben gece ile gündüz gibiyiz. O gece yaşar, ben sabah erken kalkarım. O daha sosyal, ben daha evcimenim. Aslında yavaş yavaş birbirimize dönüşüyoruz. Artık ben daha hafife alıyorum, o daha ciddiye alıyor.

İstanbul’da doğdu. İzmir’de büyüdü. 9 Eylül, Güzel Sanatlar Sinema Televizyon’u bitirdi. Her tatilde İstanbul’a gelip çalıştı. Okullu olması kimsenin umurunda değildi. Onu manava domates almaya gönderiyorlar, arkasından da ‘En iyisini al, yoksa dayak yersin’ diye bağırıyorlardı. Yönetmen olma hayali yoktu. Resimle ilgileniyor, bütün sergileri geziyor, fotoğraf çekiyordu. Uzun yıllar yardımcı yönetmendi. Kara Melek’te de. O dizinin yönetmeni istifa edince yapımcılar ona ‘Yeni yönetmen sensin’ dedi. 116 bölüm Kara Melek çekti. Ve ardından İkinci Bahar’ın yönetmenliği geldi.

n İkinci Bahar yönetmenlik hayatınızın dönüm noktası mıydı?

- Tabii. İkinci Bahar hayatımın değiştiği noktadır. Aslında ben İkinci Bahar’ı yapmak istememiştim. Kara Melek’ten sonra dizi yönetmenliği işinden vazgeçmiştim. Kaş’a gidip dalış hocası olacaktım. Ama gidemedim. Diziyi kabul ettim. Hayatımın ne olduğuna bir bakın. Bu dizi yüzünden evlendim ve çoluk çocuğa bile karıştım.

Sizi kim ikna etti?

- Yavuz Abi (Turgul). Bana ‘Gel bu işi yap, hayatında tadamayacağın yönetmenlik duygusunu sana vaat ediyorum’ dedi ve haklı çıktı. İkinci Bahar’dan sonra bir sürü iş yaptım ama hiçbirinde İkinci Bahar’dan aldığım hazzı alamadım.

Biz Size Aşık Olduk adlı diziden sonra bir süre ara verdiniz. Neden?

- Doymuştum. Daha doğrusu canımdan bezmiştim. Dizi çek dedikleri zaman tüylerim diken diken oluyordu. Bu durum başka bir şeye vesile oldu. Hamile kaldım çocuk doğurdum.

İstanbul Şahidimdir’i kabul etmenizdeki en önemli neden neydi?

- Meral Okay. Çünkü senaryo onun imzasını taşıyor. Onda ölüm, ayrılık, hasret gibi birçok duyguyu bir arada yaşamış olmanın getirdiği bir doygunluk var. Ve ne marifettir ki o doygunluğu aynı yoğunlukta kağıda aktarabiliyor.

Yönetmeninin diziye kattığı en önemli şey nedir?

- Benim şöyle bir sıralamam var. Önce senaryo, sonra oyuncular, sonra kanal ve kanalın tutumu, sonra yapımcı ve bütçe ve en son yönetmen. Bu saydıklarımın hepsi doğru ilerlerse ve yönetmen de işini iyi yaparsa sonuç iyi olur.

Oyuncuların gözünde siz nasıl bir yönetmensiniz?

- İlk haftalar çok sinirli olduğumu düşünürler. Deli herhalde falan derler. Beynimde oluşan sahneyi olduruncaya kadar oyuncuları zorluyorum. Canlarını çıkartıyorum. Önce nefret ediyorlar, birinci bölümü izledikten sonra ise bana hayran oluyorlar.

Hiç oyuncu ağlattığınız oldu mu?

- Oldu. Oyuncuların çok hassas olduğunu ve kalplerinin çok camdan olduğunu bilirim. Kırmamaya özen gösteririm.

Oyuncular ilk haftalarda deli olduğumu düşünür
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!