Uyku hali, kaşıntı, bulantı yapabilir Aşırı doz boşanmaya sebep olabilir

Güncelleme Tarihi:

Uyku hali, kaşıntı, bulantı yapabilir Aşırı doz boşanmaya sebep olabilir
Oluşturulma Tarihi: Mart 13, 2004 20:02

Karikatürist Ramize Erer’in çizdiği bütün kadın tiplemelerinin gönlümüzdeki yeri ayrıdır. Bazen ezik kadını diline dolar, bazen fettan kadını. Ayrıca Türk kadınını o kadar şahane hatlarla çizer ki, karikatüre bakmadan edemezsiniz.

Kendisi gibi karikatürist ve Leman Dergisi’ndeki hiperpasif karakter Bezgin Bekir tiplemesinin yaratıcı olan Tuncay Akgün’le evli olan Ramize Erer, Cadde Yayınları’ndan ‘Evlilik’ kitabı çıkardı. Evliyseniz, ‘Aaa valla bunlar oluyor’ dedirten, değilseniz de ‘Ayyy başımıza bunlar mı gelecek’ diye tedirgen eden komik bir kitap. Bu günlerde karnı burnunda günler yaşayan Ramize Erer’le, evliliği ve erkekleri çekiştiren bir röportaj yaptık.

Evlenecek olanlar bu kitabınızı evlenmeden önce bir doz, evlendikten sonra bir doz olarak mı alsınlar? Yoksa hiç almasınlar mı?

- Evlenmeden önce maksimum bir doz alsınlar. Evlendikten sonra duruma göre doz artırma yoluna gidilebilir. Yalnız yan etkilerine dikkat etmek lazım. Uyku hali, kaşıntı, dikkat bozukluğu, bulantı yapabilir. Aşırı doz ise boşanmaya bile neden olabilir.

Siz karikatürlerinizde kadınlar hakkında o kadar çok ipucu veriyorsunuz ki. Karşı tarafın casusu gibi çalışıyorsunuz. Bu kadar ipucundan faydalanmak erkeklerin aklına geliyor mu bari?

-
Beni feminist bellediklerinden, akıllarına faydalanmak gelmiyordur. Bence erkekler bizim onlarla ilgilendiğimiz kadar kadınlarla ilgilenmiyorlar. Anlamaya çalışmıyorlar, kendileriyle fazla meşguller. Erkekler benim karikatürlerimde daha çok kendilerini ‘yakalanmış’ hissediyorlar.

KENDİME FAYDAM YOK

Karikatürlere bakarsak, kadın erkek ilişkilerini çözmüş görünüyorsunuz. Bu çözmüşlük sadece karikatür karelerinden mi ibaret yoksa hayatta da böyle mi?

-
Valla çözmüş olduğum durumlar var ama kafamın hálá karışık olduğu, çözemediğim haller de yok değil. Benim çözmüşlük hallerim, en çok karikatür karelerinde ve başkalarının ilişkisi hakkında ahkám keserken oluyor. Kendime bir faydam yok yani.

Kötü Kız ve Tehlikeli İlişkiler’de genellikle entrikacı kadınlar çiziyorsunuz. Entrika sizin hayatınızda ne kadar var? Entrikacı mısınız?

-
‘Kadınlar mı? Kadınlara asla güvenmem abi.’ Ben bu sözü en çok kadınların ağzından duyuyorum. Kadınlar entrikacı. Çünkü birbirlerine güvenmiyorlar, birbirlerinden korkuyorlar ve hep tehlikeli olarak görüyorlar. Evlilikte de, aşkta da, işte de bu durum değişmiyor. O yüzden de eşit ilişkiler kuramıyorlar. Ya hakim olma duygusuyla fazla anaçlar ya da hepinizin erkeğini istersem götürürüm edasıyla fazla fettanlar.

Soruyu laf kalabalığına getirdiniz, yemedim. Başka kadınların entrikasını değil, sizinkini sordum. Siz entrikacı mısınız?

- Hımmm peki. Ben entrikacı mıyım? Valla çizdiğim ‘Kötü Kız’ karakterinin çizeri olarak okuyucularımı hayal kırıklığına uğrattığıma göre fazla entrikacı, tehlikeli biri değilim. Beni birazcık tanıyanlar, gerçekten bunları sen mi çiziyorsun diyorlar.

Evlilik tu kaka diyorsunuz ama bir yanda koca bir yanda çocuk, bir yanda da hamilelik. Oh! Adama sorarlar bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?

- Evliliğin halleri var. Evliliğin ilk yıllarında hevesle, ‘konuşmalıyız’ hali. Yıllar sonra, aynı sorunu konuşmak ve bir çözüm üretememekten ortaya çıkan, ‘madem boşanamıyoruz artık susalım’ hali. Uçuk kaçıklığına, yaratıcılığına hayran olduğumuz eşimizi, zamanla psikopatlığa, deliliğe terfi ettirmeler, doktora göndermeler, ‘Sen kafayı yemişsin oğlum’ hali, ‘Hayatında başka biri mi var’ hali.. Ben şu anda evliliğin ‘yuva sıcaklığı’ halini yaşıyorum. Pofuduk koltuklar, dumanı üstünde kekler, poğaçalar, mırıldayan kedi, küçük oğlumun sarılışı, kocamın şefkatle servis yaptığı demli çay, gelmesi beklenen bebeğimiz. Hormonların etkisiyle şu anda Prozac almış gibiyim. Hamileliğimin tadını çıkartıyorum.

Eşiniz de karikatürist ama yine de çizdiğiniz fettan tipler sizin için iyi birer referans değil. Hoş Bezgin Bekir de sizin için iyi bir referans değil ama. Kim kimi evliliğe ikna etti?

- Biz zaten evlenmeden önce yıllarca beraber yaşadık. Evlilik daha çok ailelerimizin beklentisiydi. Ama evlenirken ne el ele tutuşup paraşütle atladık, ne su altında nikah kıydırdık, ne Küba’ya gittik ne de kır düğünü yaptık. Nikáhta ailelerimiz bile yoktu.

İlişkilerde kim daha sinsi? Fettan ve fingirdek kadınlar mı, hiçbir şeyi paylaşmayan ya da aslında herşeyi paylaştığını sanan ketum erkekler mi?

- Tabii ki erkekler daha sinsi. Bütün gücün ellerinde olduğunu bilip de, öyle değilmiş gibi ‘Bizim evde hanımın sözü geçer’ diyen, kadınların özgürlük alanını evle sınırlayan erkekler. Erkekler çok iyi biliyorlar ki, kadınlar evde ne fettan, ne fingirdek, ne de seksi.

Biz meleğiz onlar şeytan değil mi! Taşlayalım onları değil mi?

- Hadi ilk taşı sen at.

Evlilik sizce nedir? a. Müessese b. Korku Tüneli c. Kumar d. Aşk, mutluluk ve dert birliği e. Hepsi

- Offf zor soruymuş be. Hepsi deyip sıyrılsam?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!