Ünlü sunucudan zayıflama tüyoları

Güncelleme Tarihi:

Ünlü sunucudan zayıflama tüyoları
Oluşturulma Tarihi: Mart 05, 2011 00:00

Kanal D’deki Doktorum programının sunucularından Zahide Yetiş; diyet listesine bağlı kalmadan, sadece beslenme alışkanlıklarını düzenleyerek yedi kilo verdi. Ekranda yaklaşık 10 kilo daha fazla göründüğünü söyleyen Yetiş, metabolizma ve iç hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya’dan sağlıklı beslenmenin ipuçlarını öğrendi. Yaza kadar beş kilo daha vermeyi hedefleyen Yetiş, bunları bizimle de paylaştı

Sık sık diyet yapar mısınız?
- Diyet yaptım ama hiç diyet listesiyle yaşamadım. Anladım ki beni diyet yapmak şişmanlatıyormuş. Listesiz, yasaksız, her şeyden azar azar yiyerek kilo vermeyi başardım. Doktorum programının iki sezon başlangıcı da Ramazan sonrasına denk geldi. Benim en çok kilo aldığım dönem... Yayına başladığımızda artı beş kilom vardı. Ekip şaşırdı, ‘Nasıl bu kadar kilo aldın?’ dedi. Sonra da sistemli, keyifli, zamana yayarak ve hiçbir şeyden de geri kalmadan kiloları verdim.

Çalışırken diyet yapmak kolay oldu mu?
- Daha kolay. Çalışırken erken uyanırım. Dolayısıyla metabolizmam çok erken çalışmaya başlıyor. Yemeği azalttım, akşam otururken bir avuç beyaz leblebi yiyorum. Kolayı terk ettim. Maden suyu, soda veya su içiyorum. Kahvaltı etmezdim, şimdi program arasında 09.00’da kepekli bir dilim ekmek, peynir ve domates yiyorum. Ekmek yemesem zayıflarım sanıyordum. Halbuki günde 6 birim ekmek veya o gruptan gıda alabileceğimi öğrendim. Tercihim ekmek, doyurucu ve midede uzun süre kalıyor. Tabağıma tek tip yerine, çeşitli yiyeceklerden azar azar alıyorum. Hem gözüm doyuyor hem de hepsinin tadına bakıyorum. Doyma hissi beynime daha çabuk ulaşıyor. Yemeklerin yanına yoğurt koyuyorum. Bu arada bende Haşimato tiroidi çıktı. Kilo alımını kolaylaştırabiliyor. Henüz ilaç alacak düzeyde değil ama kontrol altında tutuyorum.

‘Asla’ların diyetinizde yeri var mı?
- Kendimi kalıplara sokmak bana göre değil. Tatlısız ve çikolatasız yapamam. Yemekten kısmak yerine spor yapıyorum. Eski basketbolcuyum. Basket oynamaya çalışıyorum. Yazın hep denizdeyim. Kolej zamanlarımdaki gibi ayna karşısında dans ediyorum. Yeşilköy sahilinde yürüyorum.

MENOPOZA HAZIRLANIYORUM

Motivasyonlarınızdan biri ekranların daha kilolu göstermesi mi?

- Evet, televizyon ekranı kilomuzun üstüne 7-10 kilo daha ekliyor. Ama bir şey daha var. Kendimi menopoza hazırlıyorum. Menopozda da çok mutlu, hayatını, cinselliğini yaşayan, sporunu yapan biri olmak istiyorum. Şimdi kilo almayı durduramazsam, bu ileride daha zor olabilir. Çünkü yemeği çok seviyorum. Menopozda bir kadının sağlıklı olması ve genç görünmesi için yapacağı ilk ve belki en önemli şey; kilosunu kontrol altında tutmak.

Kadın biraz kilo alsa çevresindeki herkes hemen uyarıyor. Erkeklerin göbeklerinin adı bile ‘Türk kası’... Biz kadınların üstüne bu konuda biraz fazla gelinmiyor mu sizce?
- Kesinlikle. Daha zayıf ve iyi görünmemiz beklentisi hep var. İyi niyetli uyarı yapılıyorsa baskı değil. Bu uyarılar motivasyona dönüştürülebiliyorsa ne mutlu. Klişe olacak ama kadının kimseye güzel görünmek için değil de en önemlisi sağlığı için kilo vermesi lazım ki ileriki yıllarda rahat etsin. Programda obezitenin sonuçlarını gördükçe korkuyorum.

Seyirciler sizi gördüklerinde ne diyor? Ekrana göre daha zayıf mı buluyor?
- Sevgi sözcüklerinden hemen sonra ‘Siz ne kadar zayıf ve uzunmuşsunuz’ deniyor genellikle. Bu beni çok mutlu ediyor. Bir yerde yemek yediğimde tanıyor ve beni izliyorlar. Allah’tan zayıf görünüyorum. Ama daha dikkatli yemeye çalışıyorum. Çünkü ekranda bir sürü şey söylüyoruz. İyi görünmemiz, beslenmemiz ve iyi örnek olmamız gerekiyor. Hem gençlere hem de bizi takip edip ‘Tam benim kızım’ diyen hanımlara.

VAKTİM OLSA GÜZEL YEMEK YAPARIM

Yemekleri kendiniz mi pişirirsiniz?

- Yalnız yaşıyorum. İşyerinde çok güzel yemek yapan bir restoranımız var. Zaman zaman oradan eve yemek alıyorum. Güzel yemek yaparım ama zaman bulamıyorum.

Hayatınızda hızlı kilo alıp vermeler oldu mu?
- Olmaz mı? Asıl çocukken kiloluydum. İlkokul birde sınıfın en toplu, iri, uzun boylu ve en çirkiniydim. Kilom nedeniyle çok dalga geçilmişti. Ortaokul yıllarında basketbol oynamaya başladım, hem boy attım hem de kilo verdim. Sonra da çok kilolu olmadım hiç.

Yemekle ilgili zaaflarınızla nasıl baş ediyorsunuz?
- Aklınıza gelen kadınsal her zaaf bende var! Canım çok tatlı isterse bir kaşık tadına bakarım. İlk kaşıkla son kaşık arasında fark yok. Tek lokmadan bile çok özel doyum almayı öğrendim. Böreği de bir parça yiyip bırakıyorum.

Deneyimlerinizden yola çıkarak kilo kontrolü için birkaç öneri sayar mısınız?
- Diyete başlayacağımız zaman herkese ilan ediyoruz. Söylemek beklenti yaratıyor. ‘Eee ne oldu, neden kilo veremedin?’ soruları geliyor. Haber vermeden başlayın, kilo verdikçe fark edilecektir. Böylece motivasyonunuzu kimse bozamaz. Kepekli ekmek ve ara öğünlerde süt benim kurtarıcılarım. Yoğurt yiyin mutlaka. Tarçın şekeri dengeliyor, ben çok yiyorum. Bazen elmanın üstüne bile ekiyorum. Öğün atlamayın, akşamın ilerleyen saatlerinde sadece sıvı gıdalar alın. Koşu bandında tempolu 25-30 dakika yürüyerek ancak 200-300 kalori harcanabiliyor. Bu bir dilim kekten alınan kalori miktarı. Bir dilim kekten vazgeçerseniz, o kadar kaloriden feragat edersiniz. Bu iyi bir motivasyon. Tatlandırıcı dahil şeker kullanmayın.

Eşi, sevgilisi kilo vermeye çalışan erkeklere öneriniz var mı?
- Asla bir başka kadını, üstelik de onun ne kadar hoş ve zayıf olduğunu anlatarak örnek vermeyin. Sadece gereksiz bir kıskançlık duygusu uyandırır. Eşlerine ‘spor yap’ diyeceklerine birlikte yapsınlar. Pişirilen yemekler için, ‘Bu ne biçim yağsız, tatsız yemek’ demesinler. Motive etmek için mesela paraya kıyıp, güzel bir elbise alıp ‘Bunu üstünde görmek isterim’ desinler.

Kadınların daha şanssız olduğu gerçek
DR. AYÇA KAYA (METABOLİZMA VE İÇ HASTALIKLARI UZMANI)


Dünyada obeziteyi çözecek mucize bir ilaç, diyet ya da ameliyat yok. Mucizeler aramak yerine, ‘Ben neden kilo alıyorum?’ sorusunun yanıtını bulmak lazım. Kilonun yüzde 10’unun dahi verilmesi, obezitenin yol açtığı hastalıklara bağlı ölüm riskini yüzde 50 azaltır. Kadınların kilo vermesi daha zor. Çünkü yağ oranı daha yüksek. Her ay adet görür, hormonları her seferinde değişir. 25-30’lu yaşlarda gebelik olur. Yine gebelik sırasında bütün organlar ve vücut değişir. Hiç kilo almayan bir kadın bile 8-10 kilo artar. 40 yaşlarında hafif hafif menopoza hazırlık başlar. 45’li yaşlarda menopoza girilir. Üstelik 20’li yaşlardan sonra metabolizma yüzde 2-4 oranında yavaşlar. Bu yavaşlama 40-50’li yaşlarda yüzde 6-8’lere çıkabilir. Bir de buna eşlik eden hastalıklar başlar: Tiroid, insülin direnci, kalp... Hele hele ilaç kullanılıyorsa obezite riski artar. Mesela insülin, bazı grup kalp ilaçları ve antidepresanlar metabolizmada yavaşlamaya neden olabilir. Her şey birikerek büyük kilolara dönüşüyor. İnsanlar genellikle diyet yaparken en sevdikleri şeylerden mahrum kalır. Ama doğru beslenmeyi öğrendiklerinde ister lahmacun yiyor, isterse sütlü nuriyesini...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!