Türkiye Pen’in mail grubu Ergenekon yüzünden iptal oldu

Güncelleme Tarihi:

Türkiye Pen’in mail grubu Ergenekon yüzünden iptal oldu
Oluşturulma Tarihi: Eylül 14, 2008 00:00

Bir ara acayip moda olmuştu Facebook biliyorsunuz. Hatta tartışmalar yapılmıştı etrafında farklı amaçlarla kullanılıyor diye.

Kişisel bilgilerin herkese açıldığı bir sistem olduğu için eleştirilmişti.

Hálá aynı etkinlikte kullanılıyor mu bilmiyorum. Belki kullanılıyordur ama medyada haberlerini eskisi kadar görmüyorum.

Fakat son zamanlarda Facebook edebiyatçılar arasında acayip moda olmuş durumda. Birbirleriyle haberleşmelerini Facebook üzerinden yapıyorlar artık.

Hani genel bir kanı vardır, daha eski kuşak yazarlar teknolojik gelişime soğuk bakarlar diye. Hatta yazılarını yazmak için değil bilgisayar kullanmak daktiloya bile geçememiş olanlar vardır. Dolmakalem en sadık dostlarıdır diye.
/images/100/0x0/55eb4f54f018fbb8f8b8ff90


Gerçi kuşak farkıyla bu durumu açıklamak ne kadar doğrudur bilemem. Mesela çok eski kuşak yazarlar bilgisayara geçmişken Orhan Pamuk hálá dolmakalemle yazmaktadır romanlarını. Selim İleri de daktilodan vazgeçemeyenlerdendir.

Neyse, ben teknolojiyle barışık edebiyatçılarımıza ve Facebook kullananlara geçeyim.

Yaşları 70’in üzerinde olan Hilmi Yavuz ve Kemal Özer Facebook üyesi ve bu mecrayı da sıklıkla kullanan isimler.

Şöyle bir tur attım başka kimler var acaba diye...

Daha genç kuşak yazar ve şairlerimiz arasında çok yaygın Facebook. Murathan Mungan, Oral Çalışlar, Sadık Yemni, Nevzat Çelik, Altay Öktem, Oğuzhan Akay, Oruç Aruoba, Behçet Çelik, Hulki Aktunç, Gültekin Emre, Seyhan Erözçelik, küçük İskender, Deniz Kavukçuoğlu, Yekta Kopan, Murat Uyurkulak, Özen Yula gibi.

Facebook’un son zamanlarda yazarlar arasında bu kadar moda olmasının ve haberleşme için kullanılmasının nedenlerinden biri de neymiş biliyor musunuz?

Pen Yazarlar Derneği’nin kurduğu google haberleşme grubu Ergenekon davasından sonra yapılan tartışmalar yüzünden kapatılmış da onun için. Bir hitabet sanatı olarak öfkeyi kullanan yazarların sayısı artınca ve öfke kontrolü elden kaçınca Pen, grubu kapatmak zorunda kalmış.

Kendi bayrağını yapan ilk yayınevi

İlk kez tanık oluyorum böyle bir şeye. İlginç logolar, felsefe tarihinden ve mitolojiden esinlenmiş simgesel isimler....

Ama ilk kez bir yayınevi kendine bayrak yaparak bağımsızlığını ilan ediyor.

Eleştirmen Semih Gümüş’ün bünyesinde Notos öykü dergisini de barındıran yayınevi Notos’tan söz ediyorum.

Evet, artık onun bir bayrağı var.

Semih Gümüş bir hoşluk olsun diye böyle bir bayrak tasarlamış. Bayraktaki sarı, mavi ve beyaz renklerinin ülke bayraklarındaki renkler gibi özgürlük, eşitlik vs. gibi özel anlamları yok. Sadece sevdiği renklerden oluşturmuş Gümüş yayınevinin bayrağını. Zaten Notos Öykü dergisinin logosunda da aynı renkleri kullanmış.

Notos, güney rüzgarı, lodos anlamına geliyor. Bayraktaki yıldız da rüzgargülünden esinlenerek stilize edilmiş zaten.

Notos bayrağı yakında yayına girecek olan web sitesinde ve kitap fuarlarında yayınevinin standında kullanılacakmış.

REM başlangıç, devamı gelecek

Biliyorsunuz ekim ayının başında efsanevi rock grubu REM İstanbul’a geliyor. 4 Ekim’de SOS İstanbul kapsamında bir konser verecekler. SOS biliyorsunuz en büyük yardım organizasyonu. SOS İstanbul bu yıl ilk kez REM’in konseriyle başlayacak ve sivil toplumun değişim çağrısı olarak pek çok STK’yi bir araya getirecek. TEMA’sından Uluslararası Af Örgütü’ne kadar birçok STK, orada anlatacakları projeleri için ünlü simalarla temasa geçiyorlarmış.

Duyduğum kadarıyla o gün sivil toplum kuruluşlarının sözcülüğünü üstlenecek isimler arasında Pelin Batu, Ece Sükan, Ceyda Düvenci ve Lale Mansur da varmış. SOS İstanbul’un önümüzdeki senelerde bugüne kadar İstanbul’a bir türlü getirilemeyen pek çok ünlü müzik grubunu buraya çekeceği de şimdiden konuşulanlar arasında.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!