Türkiye’nin yeni jön adayı

Güncelleme Tarihi:

Türkiye’nin yeni jön adayı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 24, 2014 01:31

“Benim İçin Üzülme” dizisindeki Yılmaz karakteriyle tanıdığımız Fırat Temir’in gözü yükseklerde... Oyunculuğuyla yurtdışına açılmayı isteyen Temir’in öncelikli hedefi, Türkiye’nin en başarılı jönlerinden biri olarak kabul görmek...

Haberin Devamı

Oyunculuk sektöründesin ama çok fazla göz önünde olan isimlerden değilsin. Ne zamandan beri kamera karşısındasın?
- Ben 15-16 sene profesyonel olarak basketbol oynadım. Liseden sonra Kanada’dan burs aldım ve burslu okumak üzere oraya gittim. Ancak Kanada’da çok ağır bir sakatlık geçirdim. O sakatlık nedeniyle gördüğüm rehabilitasyon döneminde psikolojik olarak da çöküş yaşadım. Benim çok yakın arkadaşlarımdan birisi orada tiyatrocuydu. Ben de sakatlık nedeniyle kafam dağılsın diye onların provalarını izlemeye gitmeye başladım. O günlerde arkadaşım bir trafik kazası geçirdi, ameliyat oldu. Benden onun yerine oyunda rol almamı istediler. Daha öncesinde hiçbir deneyimim yoktu. Sahneye çıktığımda hayatımda hiç hissetmediğim kadar güzel duygular yaşadım. Ondan sonra hiç tereddütsüz “Ben basketbolu bırakıyorum; artık bu mesleği yapmak istiyorum” dedim.

O oyunda devam mı ettiniz?

- Evet, o senenin sonuna kadar arkadaşımın yerine ben çıktım oyunda... Çok da beğenildi. Daha sonra Türkiye’ye döndüm, burada oyunculuk eğitimi almaya başladım. Yeşim Ceren Bozoğlu’ndan 3 sene boyunca eğitim aldım. Hem o eğitim devam etti hem de profesyonel olarak modellik yaptım.

Yurtdışında ne kadar süre tiyatro eğitimi aldınız?

- 1,5 sene. Daha sonra benim için yeterli olmayacağını düşünüp Türkiye’ye döndüm. Çünkü kültürü, oynayış şekilleri farklıydı. Burada Yeşim Hoca’yla çalışmaya; aynı zamanda da modellik yapmaya başladım.

MODELLİĞİN DEZAVANTAJINI BOZOĞLU SAYESİNDE AŞTIM
Modellik yapma fikri nereden çıktı peki?

- Görüşmeye gittiğim menajerin yönlendirmesiyle oldu bu... Fiziğimin de etkisi var tabii. Ben gün içinde basketbol dışında da farklı sporlar yapan ve vücuduma bakan biriyim. Modellik, bana kamera karşısında rahatlık kazandırdı. Ama dezavantajları da vardı. O dezavantajları da Yeşim Hoca sayesinde aştım.

Ne gibi dezavantajlardı onlar?
- Modellikte şöyle bir dezavantaj var; kamera karşısında belki rahatlık sağlıyor ama belli ve net bir duruşunuz oluyor. Katı duruyorsunuz ve bu kameraya yansıyor. Yeşim Hoca’nın bana o anlamda katkısı büyük.

Yurt dışında da oyunculuk eğitimi aldınız. Buradaki eğitimden ne gibi farkları vardı?
- Ben oyunculuk ve kabiliyet bazında ülkemizi daha yetenekli, daha şanslı görüyorum.

Hangi anlamda şanslı?

- Biz duygularımızı çok yoğun yaşayan bir milletiz. Bu da duyguları izleyiciye yansıtmayı gerektiren bir iş olduğundan, o anlamda şanslıyız. Kanada’nın avantajlarına gelince... Profesyonelliği ve iş disiplinini kesinlikle sonuna kadar yaşıyorsunuz orada. Saati bellidir, yapman gereken bellidir. Hata payı çok az. İş disiplinini orada kazandım.

Yeşim Ceren Bozoğlu’ndan eğitim almaya devam ediyor musunuz hâlâ?

- Evet, devam ediyorum. Çünkü oyunculukta öğrenmenin sonu yok. Bu açıdan biraz tıbba da benzetiyorum aslında. Yerinizde saymamak, gerilememek için her gün yeni bir şey keşfetmeniz lazım.

İLK ÇEKİM GÜNÜMDE HAVA -28 DERECEYDİ
“Benim İçin Üzülme” teklifi nasıl geldi?

- Ben tiyatroya devam ederken geldi o teklif... Mahsun Kırmızıgül’ün kendi yazdığı, önemli bir karakterdi. Bir gün içinde diziye girdim, ertesi sabah Kars’a doğru yola çıktım. Her şey çok hızlı gelişti. Bavulumu bile zor toplayabildim!

İlk set deneyiminiz nasıldı?
- Bence bir oyuncunun set deneyimini etkileyen faktörlerin başında, birlikte kamera karşısına geçtiği oyuncuların ve yönetmenin ona güvenmesi geliyor. Yönetmenimiz Aydın Bulut, Kars’a gitmeden beni Hopa’ya çağırdı. Çünkü Kars-Hopa arasında geçen bir hikayeydi. Hopa’ya gittim; yönetmenimiz Aydın Bulut benimle yarım saatlik bir konuşma yaptı ve sonuna kadar bana güvendiğini, ne olursa olsun onu bir ağabey, bir baba gibi görmem gerektiğini, her türlü yardımı ondan isteyebileceğimi söyledi. Aynı şekilde yapımcılarımız Murat Tokat, Tekin Doğan ve Mahsun Kırmızıgül de bu güveni verdi bana. Bunun güzel bir sorumluluğu vardı. Buna rağmen hesapta olmayan bir sebeple zorlandım ilk set günümde...

Neydi o?
- İlk set günümde hava sıcaklığı -28’di!

Dizi bitti; şimdi sırada hangi proje var?

- İkisi sinema filmi olmak üzere toplam 14 proje geldi; bunları menajerimle birlikte değerlendirme aşamasındayız. Ya eylül ya da ocak döneminde güzel bir şeyler olacak.

Oyunculuk adına hedeflerin neler?
- “Benim İçin Üzülme” bir başlangıçtı ve seyirci beni tanıdı. Şimdi Türk seyircisine daha iyi, daha kapsamlı, daha yoğun bir rolde ne kadar başarılı ve iyi bir oyuncu olabileceğimi göstermek istiyorum. Yurt dışında da başarılı bir oyuncu olarak ülkemizi temsil etmek istiyorum. En büyük hedefim bu... Ama ona çıkan yolda ilk önce buradaki seyirciye kendimi göstermek, “jön” dendiğinde akıllara gelecek iki üç isimden biri olmak niyetindeyim.

GÖZÜM BASKETBOLDAN BAŞKA BİR ŞEY GÖRMÜYORDU
Çok küçük yaşta bu işe başlayanlar var. Keşke daha önce oyunculuğa adım atsaydım diyor musunuz?
- Yeteneğimi aslında ailem keşfetmişti benim. Küçükken pek çok kişinin taklidini yapardım. Ama basketbola o kadar yoğunlaşmıştım ki, gözüm başka hiçbir şey görmüyordu. Çok da başarılı bir basketbolcuydum. Kariyerim o yolda da çok güzel devam edebilirdi. Ama beni oyunculuğun basketboldan daha çok heyecanlandırdığını fark ettim. Küçük yaştan itibaren oyunculuk eğitimi alanlara ve oyunculuk yapanlara gelince; “keşke” diyorum tabii ama buna da şükür... Benim şartlarım bunu gerektirdi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!