Türkiye’nin liman patronu

Güncelleme Tarihi:

Türkiye’nin liman patronu
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 21, 2005 00:00

Babasına karşı koyup fizik mühendisi olmakta ısrar etseydi, Hamdi Akın (51) adını belki de duymayacaktık. Baba ısrarıyla makine mühendisi olan Hamdi Akın’ın adı liman lafının geçtiÄŸi her yerde var. Ä°stanbul Havalimanı mı, iÅŸletmesi ona ait. EsenboÄŸa, Ä°zmir ve hatta Kahire Havalimanları mı, karşınızda yine o. Peki sadece havalimanları mı? Geçen hafta 755 milyon dolarla kazandığı Mersin Limanı ihalesi hálá herkesin dilinde. ÖzelleÅŸtirilen araç muayene istasyonlarının iÅŸletmesinin altından da onun ismi çıkıyor. Son yılların ihale canavarı Hamdi Akın’ın sinema önünde çekirdek satmakla baÅŸlayan hikayesi, tarlada kurduÄŸu atölyede geliÅŸip, ÅŸimdi herkesin imrendiÄŸi AKFEN Holding’le devam ediyor. 1954 yılında, Kayserili bir anne ile Bulgar göçmeni bir babanın, kendi tabiriyle tekne kazıntısı son çocuÄŸu olarak doÄŸar. Fatih Saraçhane’deki evlerinde iki ablası ile birlikte büyürken, altı yaşına geldiÄŸinde aile Ankara’ya taşınır. Sebep bellidir; ekmek parası. Baba Hasan Akın, Ankara’da bir akrabaları ile birlikte tuttukları küçük atölyede, kalorifer kazanları, yakıt tankı, hidrofor imalatı yapar. Hamdi Akın, büyüdüğü Yenimahalle’de ileride onu Fenerbahçe yönetim kurulu üyeliÄŸine kadar götürecek top sevdasının peÅŸinden koÅŸar. Ama kız peÅŸinde koÅŸmayı da ihmal etmez. ÇocukluÄŸunun yazları, ÅŸimdiki çocuklarda olduÄŸu gibi yaz okullarında geçmez. Sinema önünde satılacak gazozlar, çekirdekler, Teksas Tommiksler ve misketler onu beklemektedir. Ä°ÅŸ hayatındaki ilk dersini, çekirdek satarken alır. ‘Çekirdekten hiç para kazanamıyordum. Herkes iki bardağı 25 kuruÅŸa satarken, ben bir bardağı 25 kuruÅŸa satıyordum. Malı alırken pahalı almışım. Sinema önünde o kadar kaliteli çekirdek satılmayacağını öğrendim.’001 NO’LU SÄ°PARİŞİ CAMÄ° KALORÄ°FERÄ°Ä°lkokul ve liseyi Yenimahalle’de bitirir. Ãœniversitedeki tek hayali fizik mühendisi olmaktır. Hacettepe Fizik bölümünü kazanmasına raÄŸmen, babası mühendis olmasını istediÄŸi için kaydını yaptırmaz ve bir yıl sonraki sınavlarda Gazi Ãœniversitesi Makine MühendisliÄŸi bölümünü kazanır. Ãœniversite yılları 1980 öncesi politik ortamın kargaÅŸasıyla geçer. Üçüncü sınıfa geldiÄŸinde bir gün saÄŸcı, bir gün solcu öğrencilerin iÅŸgaline uÄŸrayan okula devam etmek neredeyse imkansız hale gelir. DoÄŸru dürüst okuyamıyorum iÅŸ hayatına atılayım bari, der ve babasının atölyesinin yanındaki tarlada, apartmanlara kalorifer kazanları yapmaya baÅŸlar. 001 No’lu ilk sipariÅŸi Emek Mahallesi’ndeki caminin kalorifer kazanıdır. Bu sipariÅŸin uÄŸuruna iÅŸ hayatı boyunca hep inanacaktır. Okulu bitirir ve adlarını hiç unutmayacağı Sadık ve Aşır isminde iki işçisi ile tarlada kurduÄŸu o küçük imalathanede çalışmaya devam eder. Daha sonra Rüzgarlı Sokak’a taşıdığı imalathanede, ÅŸimdiki TOBB BaÅŸkanı Rifat HisarcıklıoÄŸlu, Ankara Ticaret Odası BaÅŸkanı Sinan Aygün ile birlikte iÅŸler yaparlar. 1980 askeri darbesine kadar iÅŸleri hasbelkader yürür.Ä°LK EŞİNÄ° BÄ°R GÃœN İÇİNDE KAYBETTÄ°1980 yılında Ãœlkü Hanım’la yaptığı ilk evliliÄŸi, aÅŸkla baÅŸlar ama gözyaşı ile biter. Pelin ve Selim adında iki çocukları olmuÅŸtur. Her ÅŸey yolunda giderken, 34 yaşındaki Ãœlkü Hanım’ın boÄŸazına yerleÅŸen streptekok bakterisi iç kulaÄŸa sıçrar ve onu bir günde ölüme götürür. Hamdi Bey ve çocukları bu ani ölümle ÅŸoka girer. Çok zor zamanlar geçirirler. Hamdi Bey’in annesi Hikmet Hanım’ın çocuklara annelik yapmasıyla o dönemi atlatmaya çalışırlar. Ta ki, bir arkadaşı sayesinde Åžafak Hanım’la tanışıncaya kadar. Åžafak Hanım da ilk evliliÄŸinden olan oÄŸlu Karaca ile birlikte yaÅŸamaktadır. Hamdi Akın ve Åžafak Hanım evlenmeye karar verdiklerinde Ä°talyanları aratmayan kalabalık bir aile olmuÅŸlardır. 40 gün önce dünyaya gelen Zeynep’in de aralarına katılmasıyla aile nüfusları altıya çıkar. 12 EYLÃœL DARBESÄ°Ä°Åž KAPILARINI AÇTI1980 darbesi Hamdi Akın’a beklemediÄŸi fırsatlar çıkarır: ‘Ankara’da ne iÅŸ yapabildiÄŸin deÄŸil, kimi tanıdığın önemlidir. 1980’lere kadar siyaset, 1960’ların devamı olan isimlerle geçti. 1980 ihtilali ile bütün bu isimler Ankara’dan tasfiye olunca yeni isimler ortaya çıktı. Eskileri tanımıyordum yeniler gelince herkes birbiriyle tanıştı.’ Akın, o günlerin ortalığa saçılmış siyasi manevralarında kendi mevkiini de belirler. 1983 yılında siyasi yasaklı olan Süleyman Demirel’e yakınlığı ile bilinen Büyük Türkiye Partisi’nin kuruluÅŸunda büyük emeÄŸi geçer. Ama askeri otorite partiyi kapattırır. Bütün siyasilerle tanışır ama Özal’la tanışması onun cumhurbaÅŸkanlığına rastlar. Ãœniversite arkadaşı Ali Talip Özdemir’e kız istemeye gittikleri evde tanışırlar. Özal’a, Antalya Havalimanı’ndan bahsederken, Özal’ın ‘Bana Antalya’da çok büyük bir terminal yapar mısın?’ teklifiyle karşılaşır. O sırada havalimanından yıllık giriÅŸ çıkış yapanların sayısı 600 bin kiÅŸiyken, Özal 6-7 milyonluk kapasiteden bahsetmektedir. Akın’ın, ‘Efendim o iÅŸ benim çapımı aÅŸar, öyle bir param yok’ deyince Özal çok kızar ve ‘Ben sana kendi paranla mı yap diyorum, yanına bir yabancı ortak alacaksın ve Yap Ä°ÅŸlet Devret’le yapacaksın’ diye yol gösterir. Yap-Ä°ÅŸlet-Devret’in yeni yeni telaffuz edildiÄŸi ve hukuksal altyapısının hazır olmadığı yıllardır, Özal bunu çok istese de proje gerçekleÅŸmez. Hamdi Akın, Antalya Havalimanı projesini uykuya yatırır ama bir gün bunu mutlaka gerçekleÅŸtirecektir.FENERBAHÇE STADI’NDA DAÄ°MÄ° LOCABu arada Akın, ilk büyük iÅŸi olan Bursa gazının distribütörlüğünü Alarko ile ortaklaÅŸa alır. Bursa iÅŸinden sonra büyümeye baÅŸlarlar. Arıtma tesisleri, Emlak Bankası Konutları’nı yapmaya baÅŸlar.Hayatında hep iÅŸ var gibi gözükse de, 2000 yılında fanatiÄŸi olduÄŸu Fenerbahçe’de yöneticilik yapmaya baÅŸlar. Çocuklukta baÅŸlar futbol merakı. Top koÅŸturduÄŸu üniversite takımı Türkiye Åžampiyonu bile olur: ‘Erman Hoca, Fatih Hoca benim nasıl oynadığımı iyi bilir. Onlarla da top oynamıştım...’ Fenerbahçe yönetimine karar verdiÄŸinde, baÅŸkan olması için teklifler gelir ama Aziz Yıldırım’ın, ‘Karşıma rakip olarak çıkacağına gel birlikte çalışalım’ teklifiyle AsbaÅŸkan olarak göreve baÅŸlar. Ä°ki yılın sonunda, yöneticiliÄŸin çok zamanını aldığını görünce görevini bırakır. Ama locası bakidir. ‘Sağımda Koç, solumda DoÄŸuş’un locası var. Onlara layık olmaya çalışıyorum’ diye espri yapar. Heyecanlı maçlarda ise öyle beyaz Türkler gibi davranmaz gerekirse küfürü de basar. TAV HAYATINIDEĞİŞTÄ°RDÄ°Samsun ÇarÅŸamba Havalimanı’nı yapınca bu konuda tecrübesi de artar. 1997’de Ä°stanbul Havalimanı ihaleye çıkınca, Antalya Havalimanı iÅŸini hatırlar ve ihaleye girmeye karar verir. Havaalanı yapma tecrübesi vardır ama yatırım yapacak parası yoktur. Tepe Grubu’nun kapısını çalar. Onların da mali durumu iyidir ama havaalanı tecrübesi yoktur. Tepe Grubu ve Akın’ın sahibi olduÄŸu Akfen, Viyana Airport’un idarecilik tecrübesini de yanlarına alarak, TAV ismiyle ihaleye girmeye karar verir. Yatırım miktarı 306 milyon dolar olan ihaleye 13 firma katılır. Ä°halenin kriterleri arasında, 30 ay yapım süresi vardır. En önemlisi ise kimin hangi sürede iÅŸletip devlete devir edeceÄŸidir. Teklifler açılır. TAV’ın teklifi 3 yıl 8 ay 20 gündür. En yakın rakip Tekfen’in teklifi ise 3 yıl 9 aydır. TAV 10 günlük farkla ihaleyi alır ve bu, Hamdi Akın’ın hayatında bir dönüm noktası olur. Artık yurtdışındaki ihalelere de daha kolay girme ÅŸansları vardır. Daha altı ay önce, Kahire Havalimanı ihalesini kazanması da bunun kanıtıdır.MÄ°LLÄ° TÄ°P Ä°ÅžADAMINE ANLAMA GELÄ°YOR?Hamdi Akın, peÅŸpeÅŸe kazandığı ihalelerden de aldığı cesaretle, araç muayene istasyonlarını iÅŸletme ihalesine de katılır ve kazanır. Airport’tan yola çıkarak araç muayene istasyonları için ‘Carport’ esprisi yapar. ‘Airport, carport varsa neden seaport olmasın diye düşündüm’ der ve en son adını duyurduÄŸu Mersin Limanı ihalesine katılır. Bu ihale sırasında telaffuz ettiÄŸi, ‘Milli tip iÅŸadamı’ lafı ile dikkatleri üzerine çeker. ‘Bu sözümü yabancı sermaye istemediÄŸime yordular. Benim ortaklarım zaten yabancı. Benim söylemek istediÄŸim ÅŸey dürüst, çalışkan, ülkesini düşünen, kazandığı parayı yurtdışına kaçırmayan, kendi ülkesinde kendi markasını yaratabilen ve o markayla dünyadaki ÅŸirketlerle mücadele edenler. Üçüncü dünya ülkeleri ne çekiyorsa milli olmayan iÅŸadamları yüzünden çekiyor.’ ANNESÄ° KURÅžUNDÖKEREK DESTEKLEDÄ°Peki, bu baÅŸarıları kiÅŸisel tarihine yazmış birinin iÅŸ hayatındaki kuralları ne, destekçileri kim? ‘Hep kalbimin sesini dinledim, hislerimle hareket ettim. Hedeflerimi belirleyip katı kurallar koymadım. En büyük destekçilerim arasında hem kiÅŸisel, hem kurumsal bir grup vardı. Kurumsal grubun adı Åžekerbank’tı. KiÅŸisel grubun adı ise Yalçın Amanvermez, Cihan Paçacı, Nurettin Åženözlü, Hasan Basri Göktan, Aydın Ayaydın, Orkun EroÄŸlu. Åžekerbank benim bankamdı ve yaptığım her iÅŸte bana güvendiler, beni aÅŸan teminat mektuplarını verdiler. Ben de onları hiç mahcup etmedim. Benim arkamdaki en büyük güç bunlardı.’ Hamdi Bey arkasındaki güçleri sayarken, ‘Zorla bana kurÅŸun döken annemi de unutmayayım’ deyip gülüyor. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!