Tipik bir Yaşar klibi Bundan hiç şikáyetimiz yok

Güncelleme Tarihi:

Tipik bir Yaşar klibi Bundan hiç şikáyetimiz yok
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 16, 2005 00:00

İş icabı Türkçe popla haddinden fazla haşır neşir olan naçiz muharrirenizin gözünün, daha doğrusu bilincinin her sabah bir şarkıyla açılması yetmiyormuş gibi bu sabah vaziyet katmerlendi.Şöyle ki, dün gece bütün gece rüyamda Yaşar’la boğuştum. Yemin ederim.Biz Emel’le bir yerde oturmuş araba bekliyormuşuz. O röportaja gidecekmiş, ben gazeteye dönecekmişim. Sonra masaya Yaşar geliyor. O da bilmem nereye gidecekmiş ama daha vakti varmış. ‘Biraz oturabilir miyim?’ diye bizim masaya ilişiyor. Sonra kimse gideceği yere gidemiyor filan... Gerilim-aksiyon kırması, her zamanki gibi acayip ötesi bir rüya. Anlatmayayım şimdi... Fakat şu kadarını söyleyeyim, gerçekte kaç saliselik bir şeydir bilemiyorum ama bana üç buçuk saatlik bir uzun metraj izlemişim gibi geldi. Gözümü açtığımda baktım zihnimde de Hatırla çalıyor; pes ettim. Bilinçaltı emretti mi ikiletmeyeceksiniz... Bünyeye iyi gelmiyor, bunu bilir bunu söylerim...Neyse işte...MEKTUPSUZ OLMUYORYaşar’ın (Günaçgün) -remiks albümlerini saymazsanız- beşinci albümü Hatırla’ya adını veren şarkı, tipik bir Yaşar şarkısı bildiğiniz gibi.Yaşar’ın şarkıları ‘tipik bir’ diye anılabilecek şarkılardır bildiğiniz gibi... (Bunun sözleri Ömer Bayramoğlu-Yaşar Günaçgün, müziği Ömer Bayramoğlu’na ait gerçi. Yani esasta daha çok Ömer Bayramoğlu imzası taşıyan bir şarkı. Yine de dedik ya: Tipik bir Yaşar şarkısı...)Tipik Yaşar şarkısı tarifi?:Malûm; Akdeniz tınıları taşıyan, sözleri geçiştirilmemiş -şiirle derdi olan, bir şiir kitabı bulunan, hatta hatta kendini şair addeden birinin mevzuu laylomla geçiştirmesi zaten biraz ayıp olurdu- sözler içeren, insana, aşk hayatının formatını belirleyen eski, esaslı aşklarını, daha ziyade yazın yaşanmış aşklarını anımsatan, kışın dinlendiğinde bir yandan insanın içine pe-re-ja ferahlığı salarken bir yandan da içini burkan şarkılar...Hatırla da nitekim, bu konuda bir istisna teşkil etmiyor: ‘Açtım, senden başka bir şey yok / Ne kitapta ne defterde’ diye bir bölümü var ki hele şarkının; bünyenin kronik uyuzunu; ‘Aaah kardeşim, bilmez miyiz...’ hissiyatı eşliğinde kaşıyor: ‘Hatırla o eski günlerimizi / Kafanı vur duvarlara taşlara / Aklın gelse de başına / Dönemem asla sana.’E, tebrik ederiz. Dönülmesin zaten; aşk hayatı dediniz mi envanterden kime ne hayır geldiği görülmüş di mi?Klip de keza ‘tipik’ bir Yaşar klibi...Peki tipik Yaşar klibi nasıl bir şeydir?Konunun içinden tekneler, ateş başında, tekne güvertesinde, vs. çalınan akustik gitarlar ve illa ki, illa ki mektuplar geçiyor demektir.Yaşar Bey, kalem-káğıtla yazılmış mektupların kadrini bilen bir kardeşimizdir.Hatırla’nın klibinde de kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde sürdüğü arabasını durdurup, okuduğu mektup yüzünden sinir krizi geçiren bir klip ablası söz konusu nitekim.Aynı abla, klibin sonunda, Yaşar ve rasta model bir abinin (Albümde şarkının İspanyolca bölümlerinde, kendisine ‘şanslı tüy’ lakaplı William Ricardo Cardoso Gonzales eşlik etmiş. Klipteki o mudur, değil midir bilemem.) şarkıyı ‘canlı’ olarak icra ettikleri yerde eteklerini savurarak dans ediyor.TİPİK VAR TİPİTİPİK VARBu arada ‘tipik’ meselesi biraz gıllıgışlı bir iştir ya... Bir süre sonra ‘kendini tekrar etmekle’ itham edilebilir insan. Nitekim Tolga Akyıldız da bu konuda bir eleştiri getirmişti Yaşar’ın albümüne.Benim fikriyatım fakat, bunun üzerine ‘kendini tekrar etmenin, kendine has bir tarza sahip olmak anlamına da gelebileceğini’ söyleyen İclal Aydın’a daha yakın düşüyor naçizane...Şahsen Yaşar’ın ömrünün ve sanat hayatının geri kalanını ‘tipik’ temposunda idame ettirmesinden yana hiçbir şikáyetim yok yani.Tipik var, tipitipik var... Ömrü billah aynı boktan nakaratı terennüm etmek var, kendine ait bir tarz geliştirmek var...Bana sorarsanız, kimileri hakikaten insanın yüreğine dokunan ve kişisel ‘damar şarkılar’ listesinde müstesna bir yeri olan şarkılar yapıyor Yaşar.Kendi içinde gayet tutarlı ve tabiri caizse ahláklı bir çizgide gidiyor. (Ay galiba kendimi tutamayacağım. Kurmak üzere olduğum sakil cümle için şimdiden özür dilerim: Yaşar, ne yaşar, ne yaşamaz denilmesin; Yaşar, hep yaşasın.) (Biliyorum, ben de kendimden tiksiniyorum, hakikaten iğrencim.)Tamam mı sevgili bilinçaltı böcüğüm? Yaşar’ı yazdık, rahatladık mı? Meselá bu gece rüyamda Jay Kay’i görüp, sabah da meselá Jamiroquai’ın This Corner of the World’üyle uyanabilir miyim? Müsaade var mıdır? Bir kereciğe mahsus, bilinçaltı FM’den istekte bulunabilir miyim?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!