Televizyon sayesinde yemekten zevk alma virüsünü yayıyorum

Güncelleme Tarihi:

Televizyon sayesinde yemekten zevk alma virüsünü yayıyorum
Oluşturulma Tarihi: Mart 28, 2004 00:16

Konumuzla hiç alakası yok ama söylemeden edemeyeceğiz; Mehmet Gürs’le (34) tanıştıktan sonra ‘İngilizlerin David Beckham’ı varsa bizim de Mehmet Gürs’ümüz var, çok şükür’ diye iç geçirdik.

Gürs, tek kelimeyle ‘güzel’ bir adam. Ama yaptığı iş hepsinden de güzel. Lokanta ve Num Num adında iki restoranda hem aşçı hem patron olan Mehmet Gürs, geçtiğimiz hafta NTV’de bir yemek programı yapmaya başladı. Her cumartesi sabah 11.05’te yayınlanan ‘Lokantadan Eve’ bildiğiniz yemek programlarına benzemiyor. Her bölümün ayrı hikayesi var. Mesela bir bölümde akşam maç izlemeye gelen arkadaşlara nasıl yemekler

hazırlayacağınız anlatılırken, diğer bölümde gece kulübü çıkışı evde yapabileceğiniz kolay pizza tarifi veriliyor. Üstelik gerekçesiyle: ‘Kulüpten çıkıp neden hamburger yiyeyim. Bir pizza hamuru açmak 15 dakikamı alır. Hem de geceyi uzatmış olurum.’ Bu tür pratik bilgiler veren Mehmet Gürs, bu programla insanlara yemek yeme ve yemek yapma virüsünü bulaştırmaya çalışıyor. Çekimler sırasında Balıkpazarı senin Mısır Çarşısı benim dolaşıyor. Malzemeleri nasıl seçtiğini ve nereden aldığını da seyirciyle paylaşan Gürs, bir taraftan İstanbul’un keyifli yerlerini ve yanlarını hatırlatıyor.


Finli bir anneyle, Türk bir babanın oğlu. Finlandiya’da doğdu, İsveç’te büyüdü. Çocukluğunu anlatırken duymaya alışık olmadığımız şeylerden bahsediyor: ‘İsveç’te ortaokula giderken herkes senede iki hafta çalışmaya mecburdu. Ben mahallede kurabiye ve ekmek yapıp satardım. Evimizde sürekli yemek pişerdi. Kocaman dökümlü bir ocak hatırlıyorum. Dedem avdan dönerdi. Biri hayvanın dilini füme yapardı, diğeri filetosunu özel günler için saklardı. Kemiklerini haşlardık. O et suyu ile özel bir sos hazırlardık. Şarap mahzenimiz vardı. Tüm bunlar beni çok etkiledi.’

DOKTOR OLACAKKEN AŞÇI OLDU

Lisedeyken doktor olmak isteyen Mehmet Gürs, İsveç’te bir tıp fakültesinden burs kazanmışken, gitmekten vazgeçti. ‘Onca sene okula gitmek istemedim. İstanbul’a dönüp, Kalyon Otel’in resepsiyonunda çalışmaya başladım. Bir taraftan da okul araştırdım.’ Sonunda aradığı okulu Amerika’da bularak Johnson and Wales Üniversitesi’nde restoran işletmeciliği ve aşçılık okudu. Okul bittikten sonra Amerika’nın çeşitli otellerinde ve restoranlarında çalıştı. 1995’te su kayağı yaparken omzunu parçalayınca Türkiye’ye döndü: ‘Çok da iyi oldu. İstanbul’da bir restoran açmanın tam sırasıydı. Ekonomi düzgündü. İnsanların yeni lezzetler keşfetmeye merakı vardı. Herkes kebapçı ve balıkçı arasında gidip gelmekten sıkılmıştı.’

Amcası Ali Deveci ile birlikte 1996’da Nişantaşı Down Town’u açan Mehmet Gürs, İstanbul ahalisine dana yanağı, pırasa çorbası, truf mantarı gibi enterasan yemekler yedirdi. Down Town serüveni 6 yıl sürdü. 2002’de Ali Deveci tası tarağı toplayıp Çeşme’ye bağcılık yapmaya gidince Down Town kapandı.

Mehmet Gürs için kendi ayakları üzerine basmanın zamanı gelmişti. İki yıl önce kendi restoranı Lokanta’yı hayata geçiren Gürs, iki ay önce de Maçka G-Mall’un içindeki Num Num isimli bir yer açtı. Lokanta’ya göre daha ucuz, daha hızlı bir servisi olan Num Num geniş kitlelere ulaştı.

DENİZE AÇILDIĞINIZDA NE YERSİNİZ?

Mehmet Gürs hakkında her şeyi anlattıktan sonra meselenin özüne gelebiliriz. Gürs, geçen cumartesi NTV’de ‘Lokantadan Eve’ isimli bir yemek programı yapmaya başladı. İlk bölümün konusu ‘İstanbul’da Yelken’di. Yelkene giderken yanınızda götüreceğiniz yemekleri anlattı. Izgara antrkotlu sandviç, fırınlanmış sarmısaklı patates püresi yaptı. Lokantadan Eve programının her hafta farklı bir konusu olacak. Her hafta İstanbul’da bir aktivite yapılacak ve konu dönüp dolaşıp yemeğe bağlanacak.

‘Bu televizyon programının bir amacı var. İnsanlara güzel yemek yapmanın ve o yemeği yemenin ne kadar zevkli bir şey olduğunu anlatacağım. Bu virüsü yayacağım. Diğer taraftan İstanbul’un güzelliklerini izleyiciye hatırlatacağım. Bir bölümde boğazda balık tutacağım, diğer bölümde alışveriş yaparken Eminönü’nde balık ekmek yiyeceğim’ diyor Mehmet Gürs. Hayatta iki büyük zevk olduğuna inanıyor.

Biri seks, diğeri yemek.

İki genç aşçı rastgele malzeme seçti Mehmet Gürs bunlardan mönü yarattı

Lokantadan Eve programının bir çekim gününe konuk olduk. Çekilen bölümde Mehmet Gürs iki genç aşçıyı ağırlıyordu. 2003 genç aşçılar yarışması birincisi Cihan Çetinkaya ve aynı yarışmanın üçüncüsü İnanç Çelengil, Mehmet Gürs’ün aşçılığını sınadı. İki genç aşçı Balıkpazarı’ndan aldıkları malzemelerle bir sepet hazırladı. Gürs, birbirinden alakasız malzemelerin bir arada bulunduğu sepetten bir mönü yarattı. Sürpriz sepetin içinde 4 adet enginar, 2 kutu çilek, 1 salkım domates, 4 adet salatalık, 1 kafes süt kuzusu, 4 adet karides, somon, vanilya çubuğu, portakal yağı bulunuyordu. Ortaya şöyle bir mönü çıktı: Karides ceviche, somon tartar, çoban salatası, salatalık çorbası, süt kuzu pirzolası, zeytinyağlı enginar püresi, fırınlanmış ratatouille, portakallı sıcak çikolatalı kek ve fesleyen&vanilyalı çilek tartar. Yemeklerin tariflerini www.lokantadaneve.com internet sitesinden alabilirsiniz.

Kitabı çıkacak

Miele Mutfak, Land Rover ve Doluca Şarapları’nın sponsor olduğu Lokantadan Eve programının bir de kitabı çıkacak. 13 bölümün öyküsünün, yemek tariflerinin anlatılacağı kitap hem İngilizce hem de Türkçe basılacak.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!