Taş parçası...

BİR haberi kaç gündür içim burkularak, canım sıkılarak bizim medyadan izliyorum:Alman turist Göttker'lerin küçük oğlu Antalya'dan ülkesine dönerken, plajda bulduğu bir taşı -babasından izin alarak- anı diye çantasına attı. Havaalanındaki memur taşı gördü.Ben biliyorum; bir taşa, bir Alman aileye, sonra taşı çevirip arkasına baktı.Arkası da taştı.Tabii ki şüphelendi.Şüphelendi, çünkü hiçbir şey anlamamıştı.*Ve onları karakola ‘‘celp’’ etti.Komisere de ‘‘Amirim şüpheli şahıslarda şüpheli taş tespit edildi’’ diye bilgi verdi.Komiser taşı alıp baktı.Bu sefer komiser de bir şey anlamadı.Bir şey anlamadığı için önemli bir şey olduğunu anladı.Anlasa, önemsizdi...*Gözaltına alındılar...Zabıt tutuldu...Baba adı, ana adı, doğum yeri ve tarihi, hane ve mahalle...Muhtemelen savcılığa sevk edildiler mevcutlu.Savcı taşı alıp baktı.Bir şey anlamadı.Zaten o da bir şey anlayamayınca, bu işin mahkemelik bir iş olduğunu anladı.*Mahkemede hákim taşı alıp baktı....(.......)Sonuç olarak Alman babayı içeri attılar. Karısı ve çocukları ağlayarak cezaevinin önünde beklediler. ARD, ZDF, VDR, RTL televizyonları günlerce bu akıl almaz olayı yayınladılar.Önceki gün baba tahliye edildi, kızarmış gözlerle ‘‘Kurtuldum’’ diye mutlu resimleri vardı Hürriyet'te.Çünkü bilirkişi taşa bakmıştı ve hiçbir şey anlamamıştı.*Peki siz bir şey anladınız mı? Tüm zenginlikleri çalınmış, sarayları soyulmuş, hazineleri gitmiş, tarihi anıtları bile kaçırılmış Türkiye'nin, bir turist çocuğun çantasında bulduğu bir taş parçası yüzünden ele-aleme karşı düştüğü bu komik durumdan bir şey?..