Tansiyonu düşür, riskten kurtul

Güncelleme Tarihi:

Tansiyonu düşür, riskten kurtul
Oluşturulma Tarihi: Şubat 19, 2007 15:12

Kalp krizi, inme gibi sonuçları olan damar sertliğinden korunmanın en önemli yollarından biri tansiyonu düşürmek. 14/9 üzeri tansiyon mutlaka tedavi edilmeli. Çünkü tansiyondaki her 20 mm civarındaki artış ölüm riskini 2 kat artırıyor.

Haberin Devamı

Damar sertliğinden korunma yöntemleri neler?

Doç. Dr. Sadettin Karacagil: Korunma yöntemleri 2'ye ayrılır. 1- Hastalık belirtisi ve bulgusu ortaya çıkmadan alınacak tedbirler (birincil korunma). 2- Hastalık belirtisi ve bulgusu ortaya çıktıktan sonra kullanılan önlemler (ikincil korunma). Hastalık belirtisiyle bulgusu birbirinden farklı şeyler. Damar sertliğinin belirtileri şunlar: Kalbe bağlı göğüs ağrısı (anjina), kalp krizi, geçici veya kalıcı inme, tedavisi zor yüksek tansiyon, kan tahlili ile tespit edilebilecek erken böbrek yetmezliği, bacaklarda ağrı, yara veya kangren. Henüz hastalık belirtisi görülmeden tarama sonucu ortaya çıkan bulgular ise şöyle sıralanabilir:

Damar ultrasonunun gösterdiği erken değişiklikler, EKG bulguları, özel tip tomografi ile kalp damarlarında görünen kireçlenme veya ayak kan basıncının normale göre düşük olması.

Hastalığa yakalanmamak  için ne yapmamız gerekiyor?

Doç. Dr. Sadettin Karacagil: Sigara içmemek, egzersiz yapmak, fazla kiloları vermek ve Akdeniz tipi diyetle beslenmek hastalığı önler. Hareketlilik hem damar sertliğinden korur, hem de yakalananlarda hastalığın ilerlemesini yavaşlatır. Yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve kolesterolün erken tanı ve tedavisi korunma açısından çok önemlidir.

Ayrıca bu önlemler hastalığın belirtileri ortaya çıkanlarda da son derece önemli. Genetik yatkınlık olsa bile bu önlemler ya hastalığın çok geç çıkmasına ya da çıksa bile daha iyi seyretmesine yardımcı olur.

Yüksek tansiyon hakkında neler söyleyeceksiniz?

Doç. Dr. Sadettin Karacagil: Kalpten pompalanan kanın organlara ulaşması için kan basıncının yeterli seviyede olması gerekir. Fakat kan basıncı gereğinden fazla olursa bu sefer kalbin işi artar. Çünkü kalp yüksek olan basıncı yenip kanı iletebilmek için daha fazla kuvvetle çalışmak zorunda kalır. Uzun zaman sonra da kalp yorularak yetmezliğe girebilir ve kanı artık yeterli şekilde pompalayamaz.

Yüksek basınç ayrıca çevredeki dokulara da direkt zarar verir. Son yıllarda yapılan çalışmalar, yüksek tansiyonun, kalp damarları hastalığı ve inmenin ortaya çıkmasında kesin etkili olduğunu gösteriyor. Buna göre kan basıncındaki her 20 mm civarındaki artış, kalp-damar hastalıklarına bağlı ölümleri iki kat artırıyor. Demek ki kan basıncı 14'ten 16'ya çıkarsa ölüm riski 2 kat fazlalaşıyor.

14/9 üzeri tansiyon mutlaka tedavi gerektirir. Yüksek tansiyon tanısı için farklı aralıklarla birden fazla ölçüm yapılması şart. Diyetle alınan tuz (sodyum) kan basıncını etkiler.

Aşırı sodyum alımı, vücutta su birikimine ve tansiyonun yükselmesine neden olur. Bu konu tartışmalı olmasına rağmen halen birçok ülkede sağlık kuruluşları günlük tuz alımının kısıtlanmasını öneriyor. Tuz kısıtlamasıyla beraber sebze ve meyve tüketiminin artırılması ve yağ miktarının azaltılması gerekiyor. Diyetle tansiyonun olması gereken seviyelere getirilmediği hastalarda mutlaka ilaç tedavisine geçilmeli. Aksi taktirde yüksek tansiyon hem pıhtı hem de kanama sonucu oluşabilecek inmeye neden olur.

Sigarayı hemen bırakmak mı lazım?

Doç. Dr. Sadettin Karacagil: Sigaranın en fazla zarar verdiği sistem damarlardır, diyebiliriz. Sigara içilmesi tüm damar sertliği  tiplerini kötü şekilde etkiler. Fakat en büyük zararlı etkisini kalp ve beyin dışındaki çevre damarlar üzerinde gösterir. Sigara içmek yağ ve pıhtılaşma metabolizmasını kötü şekilde etkiler. Damar iç tabakasının fonksiyonunu bozar. Sigaranın bırakılması ile risk yaşlı hastalarda bile hızla düşmeye başlar. 1 yıl sonra bu risk yüzde 50'ye kadar düşer. 3 yıl sonra da damar sertliği riski  sigara içmemiş olanlarla aynı seviyeye iner. Dolayısıyla sigarayı hemen bırakmak lazım.

Akdeniz tipi diyet nedir?

Doç. Dr. Sadettin Karacagil: Akdeniz diyeti yüksek oranlarda sebze, meyve, az miktarda et ve tavuk, rafine edilmemiş doğal tahıllar, bol balık, fındık, ceviz gibi sert kabuklu kuruyemişler, doymuş yağ oranı az olan bitkisel yağları içeriyor. Birçok bilimsel çalışma bu diyetin damar sertliğinden ölüm oranını  belirli bir şekilde azalttığını açıkça gösteriyor.

Şişmanlığa karşı önlem  almak da önemli mi?
Doç. Dr. Sadettin Karacagil: Evet. Aşırı şişmanlık İngiltere'de son  20 yıl içinde 3 kat arttı. Bu ülkede kadınların yüzde 21'i ve erkelerin de yüzde 17'si  aşırı şişman. Bel çevresi kalınlığının  erkeklerde 102, kadınlarda 88 santimin
üzerine çıkması damar sertliği için risk faktörü.

Peki kolesterol kontrolü?

Doç. Dr. Sadettin Karacagil:

Kolesterol hücrelerin yaşamı için gerekli olan yağ benzeri bir madde. Kanda  taşınması için özel taşıyıcı maddelere ihtiyaç var. LDL kolesterol (kötü kolesterol) kanda en fazla oranda bulunan taşıyıcıdır. Kandaki seviyesi artınca damarın iç tabakasında birikmeye başlar ve darlıklara neden olur. Kandaki kolesterolün az bir kısmı HDL kolesterol (iyi kolesterol) tarafından taşınır. İyi kolesterolün kandaki seviyesinin düşük olması damar sertliği riskini arttırır. Sigara, yüksek kalorili beslenme, yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve hareketsizlik LDL seviyelerini artırır. Kandaki istenilen
kolesterol seviyeleri şöyle:

Haberin Devamı

Total kolesterol 200 mg/dl'den düşük, LDL 100 mg/dl'den düşük ve HDL 40 mg/dl'den yüksek olmalı. Kolesterolü yüksek olanlarda, eğer damar sertliği yoksa, diyetle kolesterol seviyeleri düşürülebilir. Ama damar sertliği tespit
edilenlerde ne olursa olsun mutlaka ilaç tedavisi başlatılmalı ve ilaç hayat boyu kullanılmalı.

Mutlaka egzersiz yapmalı mı?

Doç. Dr. Sadettin Karacagil: Haftada en az 5 defa, 30 dakikalık, orta tempolu yürüyüş gerekiyor. Araştırmalara göre, zayıf ama hareketsizlerin damar sertliğine yakalanma riski, aşırı kilolu ama hareketli olanlara göre daha fazla.

Haberin Devamı

Hastalık belirtileri olanlarda hastalığın ilerlemesi nasıl durdurulur?

Doç. Dr. Sadettin Karacagil: Yukarıda bahsedilen önlemlerin dışında her  hastaya damarları koruyucu ilaç tedavisi
başlatılmalı. Bu tedavi, kanın pıhtılaşmasını engelleyen ilaçlar, kolesterol seviyesi normal  olsa da kolesterol düşürücü ilaçların birlikte kullanılmasını kapsıyor. Bu ikili tedavi hayat boyu kullanılmalı. Diğer risk faktörlerinden yüksek tansiyon, erken veya gelişmiş şeker hastalığı, yüksek kolesterol, yüksek homosistinin tedavi hedefleri yerine getirilmeli. Belirtileri olan hastalarda damarların tutulma yerleri, darlık dereceleri ve ne tip bulgu verdikleri girişimsel tedavi seçimini etkiler. Birçok hastada risk faktörlerinin kaldırılması ve koruyucu ilaç tedavisi yeterli olur.

Peki bunlar yeterli olmazsa?

Doç. Dr. Sadettin Karacagil:

Gerekli vakalarda ya balon yöntemleriyle ya da açık cerrahi ile tıkanan damar bölgelerinin tedavileri yapılır. Ameliyatın gerekli olup olmadığına karar vermek çok uzun yıllar damar cerrahi tecrübesi gerektirir. Önemle üzerinde durulması gereken nokta şu: Tecrübe vebilgi gereksiz, büyük ameliyatlara engel olur.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!